En Sıcak Konular

Erdoğan: Bu halk oylaması. Burada parti yok

17 Ağustos 2010 07:16 tsi
Erdoğan: Bu halk oylaması. Burada parti yok Başbakan Erdoğan, “İnanıyorum ki, şu anda MHP’nin tabanı, MHP’ye oy vermiş olanlar, ’söz de senin karar da senin’ diyorum ben MHP’ye oy vermiş kardeşime... Aynı şeyi CHP’ye oy vermiş kardeşlerime de söylüyorum. Bu

Erdoğan, Habertürk televizyonunda yayınlanan “Sansürsüz Özel” adlı programda soruları yanıtladı.

         “İrtica masalı patlıyor. Nerede Aczimendiler, bölücülük. Bunlar zaman zaman alevleniyor. Onlar tamamen pasifize oldular mı?” sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, irtica noktasında bir safsata olduğunun ciddi manada ortaya çıktığını, inancını yerine getiren insanlara mürteci diye yaftalayanların çok büyük zulümler yaptığını belirterek, Mehmet Akif Ersoy’un “Zulmü Alkışlayamam” adlı şiirini okudu.

         Erdoğan, belediye başkanı olduğu dönemde, “otobüslerin erkekler-bayanlar” diye ikiye ayrılacağı yönünde iddiaların da ortaya atıldığını, ancak bunların hiçbir zaman gerçeği yansıtmadığını söyledi.

         Türkiye’nin kalkınmaya başladığı ve dünyanın 17. büyük ekonomisi haline geldiği bu dönemde terörde canlanma başladığını kaydeden Erdoğan, güvenlik güçlerinin elinden gelen gayreti gösterdiğini belirtti.

         Terörle mücadelenin muhalefet ile birlikte hareket ederek çözülmesi yönünde adımlar atılabileceğini vurgulayan Erdoğan, “Biz muhalefetle hiçbir zaman birlikte hareket edemedik. Terörle böyle mücadele olur mu? Bu bizim ortak derdimiz. Ben şu anda iktidardayım diye beni oradan vurmanın anlamı yok. Ülkem kazanacaksa partim kaybetsin. Bunlar bizim milli meselemiz. Şu anayasa değişikliğini niçin birlikte yapmayalım? Sorun, şu maddeye niye hayır diyorsunuz?  Cumhurbaşkanının ataması olayı geçmişte de vardı, şimdi de var” diye konuştu.

         Sunucunun, “Muhalefet yüce divan için kendi Anayasa Mahkemesi’ni kuruyor diyor” sözü üzerine Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:

         “Eline almışlar bir dosya konuşuyorlar. Belediye başkanlığı  dönemimde 6 ya da 7 dosyam vardı. Ne zaman partiyi kurduk, dosyaların sayısı 52’ye çıktı. Bu dosyaların kalma sebebi, biz milletvekili olunca; ki vekilliğime mani değildi, milletvekili olmamız hasebiyle kaldı. Bu ülkenin başbakanına ’kalpazan’ demeyi çok terbiyesizce görüyorum. Ona dava açacağım o ayrı mesele. Akbil davasında benimle birlikte olan arkadaşlarım beraat etmiştir. Bu dedikleri dosya o dosya.  Sen kalkıp burada bana onunla saldırıyorsun. Bununla sen ne elde edeceksin. Beni İstanbullu tanıyor. O dönemden sonra da bizim zihniyetimiz İstanbul’da. Şu İstanbul’da yaptıklarımız ortada. Bunlar görmezlikten gelinir mi? Büyük düşünmek budur.”

         Hükümetin yaptığı yatırımların medya tarafından gösterilmemeye çalışıldığını ifade eden Erdoğan, “Bütün bu yapılanlardan insan iftihar eder. Bu zevki paylaşmaktan bile imtina ediyorlar. Dağı deldik, tünel yaptık. Denizin altında o tünel oraya nasıl yerleştirilmiş? Marmaray. Orayı görmek lazım. Şimdi yeni tüp geçite başlıyoruz...

         3. köprüyü konuşmaya başladık. Onu da yaptırmak istemiyorlar. Eskiden kaç eve kaç araba düşüyordu. Şimdi durum farklı. Otobüsler, tırlar. 3. köprüden bunlar geçsin. ’Buradan rant doğacak’ diyorlar. Yapmayın, etmeyin. Şimdi orası 1 ediyorsa, yarın 5 edecek. Siz bunu başarmışsanız, bunu alkışlayacaksınız.  İstanbul’da kongre merkezi mi vardı? İstanbul kongre merkezi haline geldi” diye konuştu.
         Başbakan Erdoğan, “İstanbul benim aşkım. Sabiha Gökçen ölmüştü. Şimdi hareketlenmeye başladı. Korkarım o da yetmeyecek yeni bir pist açılacak.  Anayasanın içinde bunlar yok tabii. Onların içinde hak ve özgürlükler var” dedi.
         “Medya eleştirilerine ne diyorsunuz. ’Kendi medyasını yaratmaya çalışıyor’ diyorlar” sözleri üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
         “Onların hiçbirinin patronu ben değilim. Başbakan olmadan önce ben bunları bilmezdim. Ben de istiyorum ki medyada çoğulculuk olsun. Böyle tamamen tek başına egemenlik olmasın. Bu karteli de zannediyorum biz yıktık. Şimdi artık birbirini adeta kontrol edebilen bir yapı var. Düşünce bazında da bir güzellik bana göre geliyor. Ülkenin menfaatine olan bir şeyi göstermekten neden çekiniyorsunuz? Yıllar yılı baraj bu ülkede hasret. Bu barajları biz burada bitirmişiz. Zevk duyacaksınız yahu. İnsan buna üzülüyor. Eskişehir-İstanbul’u yapıyoruz, hızlı tren. İşsizlik çıkarken veriyorsunuz da düşerken niye vermiyorsunuz.”

“KENDİLERİNİ İNKAR EDİYORLAR”
         Erdoğan, “411 el kaosa kalktı manşeti bana göre en kötü manşettir.
 Millet iradesine kaos demek” sözleri üzerine de şöyle konuştu:
         “Benim üzüldüğüm yeni bir şey daha var. 411’de yer alan aktörlerin bir kısmı da kendini inkar ediyor. Biz burada farklı bir şeyi özellikle düşünmek istiyoruz. Parti yöneticileri ile tabanda fark var. Her öğrenci istediği şekilde, istediği kılık kıyafetle okuluna gidebilmeli. Okul buna bir çerçeve koyabilir, o ayrı mesele. Ama bu çerçeve genel ahlak kurallarıyla alakalı bir çerçeve olabilir. Bırakalım çocuklarımız okullara gitsinler. Bu ülkede okuma azmi olan çocuklara okulların kapısını kapatırsak yazık olmaz mı? Kabiliyeti var, zeki, okuyor, gayreti var önünü kesiyorsunuz. Bir yönlendirme, gayret var. Bu AK Parti anayasası değil. Böyle bir derdimiz yok bizim. Biz burada bağcıyla uğraşmıyoruz.  Biz diyoruz ki milletçe şu üzümü yiyelim. Nedir bu üzüm; darbe anayasasını koy bir kenara milletin anayasasıyla geleceğe yürüyelim. Şimdi burada soruyorum, şu 411 olayı AK Parti’nin projesi olabilir mi? Değil. Beraber bunu yaptık. Şimdi 411’deki hedefi şimdi burada bununla beraber yeni yapılacak düzenlemeyle de özgürlükler noktasında, haklar noktasında aydınlığı olacak. Bu bunu getiriyor.  Buna nasıl karşı çıkıyoruz. Ben bunu anlamakta zorlanıyorum. İnanıyorum ki, şu anda MHP’nin tabanı, MHP’ye oy vermiş olanlar, ’söz de senin karar da senin’ diyorum ben MHP’ye oy vermiş kardeşime. Ama 2011’de git tercihini yine bildiğin gibi yap. Aynı şeyi CHP’ye oy vermiş kardeşlerime de söylüyorum. Bu farklı bir şey, bu halk oylaması. Burada parti yok, senin, çocuklarının geleceğin var. Bırak partiyi bir kenara. Şimdi bunu başarmamız lazım. Bugüne kadar yapılmış olan halk oylamalarında da Türkiye bunu başardı. Temenni ediyorum ki 12 Eylül’de de başarırız.”
         “Çok farklı evet çıkarsa, siz oradan bir mesaj çıkarmayacaksınız o zaman?” sözleri üzerine Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
         “Türkiye bir şeye alışacak. O da şu; İlan edilen, belirlenen zamanlar zamanlarda seçim yapmasını Türkiye’nin öğrenmesi lazım. Erken seçim mantığını silip atalım. Öyle bir şey yok, olamaz. Arkadaşlarımla hep şunu konuştum; sakın bunu bir güven oylaması olarak nitelendirmeyin, sakın karşı taraf da böyle bir izlenim edinmesin. Bu bir AK Parti projesi değil. Bu milletin projesidir ve millet son sözü bize söyledi dedi ki ’böyle bir şey hazırlayın, önümüze getirin.  Biz yaptığımız kamuoyu araştırmalarında, akademisyenlerle oturduk çalıştık, medya mensuplarıyla oturduk çalıştık, önceki anayasalar masaya yatırdır onların üzerinde çalıştık. Bunlar hep onların talepleri aslında. Bunun içinde CHP’nin, MHP’nin düşünceleri var, medya mensuplarının, akademisyenlerin, Barolar Birliğinin, akademisyenlerin hepsinin burada düşünceleri var. Şimdi biz ekonomik sosyal konseyi kuruyoruz. Şimdi bu ekonomik sosyal konsey anayasa ile tescilli hale geliyor. Fakat kimseden ses çıkmıyor. Bundan önce kendilerinin gazetelere boy boy ilan verdikleri, evet dedikleri bir anayasa değişikliği vardı, orada hepsi vardı. Şimdi açıkça tavır koyan bir Memur-Sen’i görüyorum, bir Hak-İş’i görüyorum. Bunun yanında bazı odalar bu konuda tavır koyuyor. Yeni yeni belki bazı açıklamalar olacak. Bu sadece benim kişisel bir mücadelem değil, partimin de değil, ama parlamento dışında Saadet Partisi, BBP ’evet’ diyeceğini açıkladı.  Bireysel bazı odalar, bazı kişiler ki bunlar 12 Eylül’de yavrularını kaybetmiş olanlar çıkıyor açıkça söylüyor. Bir de yeni 12 Eylüller olmasın diyenler çıkıyor. Bazı STK’lar ’evet’ diyor. Bağımsız bazı aydınlar çıkıp ’evet’ diyorlar.”

“ANADOLU SERMAYESİYLE İÇ İÇE OL”
         Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “TÜSİAD zaman zaman eleştirilerini kamuoyu ile paylaşıyor. Halkın iradesin ipotek koyanlarla, dernek kurup ipotek koyanlar arasında bir fark yok. Sürekli hükümete eleştiride bulunabiliyor. Bu sizi rahatsız etmiyor mu?” sorusu üzerine ise şunları kaydetti:
         “Biraz tepki oluyorsa bu tepkinin altında yatan o. Çünkü onlar milletin temsilcisi değil. Biz milletin temsilcisiyiz. Onlar gücünü sermayeden alıyor, biz gücümüzü milletten alıyoruz. 16 milyon seçmen bize görev vermiş. Onlar sermayeden alıyor bu gücü. Sermayeden gücü bir yere kadar alırsınız. Siz konunuzla alakalı olan işlerde bizden yük almanız, bize destek olmanız lazım. Ben onları çok dinledim. Her zaman da dinliyoruz. Arkadaşlarım dinliyor. Ama bazen haddi tecavüz olduğu  zaman da bizim gereğini söylememiz lazım. Senin paran olduğu kadar benim de arkamda milletim var. Ben valilerime her sokağa gireceksin diyorum. Benim sağlık bakanlığında bir ekibim var. Neyse rahatsızlık onun üzerine gider. Bir ayrımcılık olmasın. Anadolu sermayesini daha samimi görüyorum. TÜSİAD kendisini çek etsin. Bu anayasayı beğenmiyorsa çıksın açıkça hayır desin, gerekçelerini de söylesin. Diyemiyorsan da çık açıkça ben bu değişikliği destekliyorum de. Senin paran olduğu kadar benim de arkamda milletim var. Ben milletimin gücüyle buradayım. Dolayısıyla bana verdiği yetkiyi de benim tam manada kullanmam lazım.  Eğer bana verdiği yetkiyi kullanmazsam o zaman onların hakkını gaspetmiş olurum.  Çünkü sermayeden güç alanlara kalsa, onların böyle bir düşüncesi, böyle bir derdi yok, ben Gaziantep’te fakir aileleri dolaştım. O girdiğim sokaklarda halkın halini, ilgisini, alakasını görmenizi isterdim. Oralara valim eşiyle beraber gitmiş. Bu defa da ben gittim. Ne gibi katkılarımız olur. Nelerini çözebiliriz baktık. İlgilendik, ilgileneceğiz. Bir gece 3-5 aileye gidersizin ama bu dalga dalga büyür. Ben de ona göre kurumsallaşıyorum. Valime diyorum; ekiplerini buna göre oluştur. Her sokağa girecek, dolaşacaksın. Burada ne var, ne yok göreceğiz.  Mesela Sağlık Bakanlığında benim bunla ilgili birimim var. Bu tür şeyler bize geldiğinde biz oraya aktarırız, oradan hemen Sağlık Bakanlığı olaya müdahil olur.  Neyse rahatsızlık o rahatsızlığın üzerine gider. Ankara’ya gelmesi gerekirse Ankara’ya, ilinde halledilmesi gerekirse ilinde. Onun için ben, bir ayrımcılık olmasın. TÜSİAD da bundan gücenmesin ama Anadolu sermayesini bu konuda daha realist görüyorum. Çünkü onlar daha iç içe. Daha onlarla hemhal oluyor. Onun için de diyorum ki TÜSİAD şöyle bir kendini çek etsin, Anadolu sermayesiyle daha iç içe olsun, daha kaynaşsın. Burada da yüreğini ortaya koysun. Eğer bu anayasa değişikliğini beğenmiyorsa çıksın açıkça hayır desin, neden olduğunu da söylesin.  Desin ki ’ben bu 26 maddenin şu maddelerine şu gerekçeyle karşıyım’ desin. Ama diyemiyorsan o zaman da çık açıkça ’ben bu değişikliği destekliyorum’ de. Çünkü bitaraf olan bertaraf olur derler.”



Bu haber 504 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,425 µs