AB ve İsrail yakınlaşıyor mu?

1 Ağustos 2010 14:22 tsi
AB İsraillilere sokularak ne yapmaya çalışıyor?..

Geçtiğimiz hafta Romanya'da bir helikopter kazasında beş İsrail askerinin hayatını kaybetmesi manşetlere hemen hemen hiç yansımadı. 
 
NATO ve İsrail'in ortak tatbikatı yapılıyordu. Şimdi düşünsenize Romanya'da bu hafta bir helikopter kazasında beş Hamas savaşçısı ölmüş. Eğer böyle bir şey olsaydı hâlâ bu sıra dışı fenomeni araştırıyor olurduk. Dikkat edin İsrail ile Hamas'ı karşılaştırmıyorum. İsrail 19 ay önce Gazze'de 1.300 Filistinliyi -öldürülenlerin 300'den fazlası çocuktu- haklı bir şekilde katleden bir ülke iken, saldırgan, kan emici terörist Hamas 13 İsrailli askeri (bu askerlerden üçü yanlışlıkla birbirlerini vurdular) öldürdü.

Ancak, ortada bir benzerlik var. Güney Afrikalı bir Yahudi olan ünlü yargıç Richard Goldstone, Gazze'deki kıyım hakkında hazırladığı 575 sayfalık BM soruşturmasında her iki tarafın da savaş suçu işlediğine karar verdi. Elbette, Yargıç Goldstone ABD'de yaşayan öfkeli İsrail destekçileri tarafından haklı olarak "şeytan" ilan edildi. Hazırladığı mükemmel rapor AB'nin yedi hükümeti tarafından reddedildi ve böylece akıllarda bir soru uyandı. NATO, savaş suçlarıyla itham edilen bir ordu ile savaş oyunları oynayarak ne yapıyor?

Ya da daha önemlisi, AB İsraillilere sokularak ne yapmaya çalışıyor? Kasım ayında yayımlanacak, dikkat çekici ve çok detaylı kitabında, yorulmak bilmez David Cronin, İsrail ile "bizim" ilişkilerimizin mikroskobik analizini sunacak. Kitabın taslağını okumayı yeni bitirdim. Önsözde Cronin'in söylediği gibi "İsrail geçtiğimiz on yılda AB ile öylesine güçlü ekonomik ve siyasi ilişkiler geliştirdi ki AB'nin adı konulmamış bir üyesi oldu." Bununla birlikte AB dış politikasının eski kafalı şefi Javier Solana (eski NATO sekreteri) da geçen yıl aynen şöyle dedi: "İzin verin söyleyeyim, İsrail birliğe üye olmadığı halde Avrupa Birliği üyesidir."

Afedersiniz? Bunun olmasına kim izin verdi? Şimdilerde Türkiye'nin AB'ye girmesini şiddetle savunan David Cameron buna razı oldu mu? Büyük olasılıkla, evet. Çünkü Cameron, İsrail Dubai'deki katilleri için kusursuz bir dizi sahte İngiliz pasaportu hazırlamışken kendisini hâlâ "İsrail'in arkadaşı" olarak tanımlıyor. Cronin'in de dediği gibi "AB'nin İsrail karşısındaki korkaklığı, diğer çatışmalarda yaşanan katliamlara karşı takındığı güçlü duruşa tamamen tezat oluşturmaktadır." Örneğin, 2008'deki Rusya-Gürcistan savaşından sonra, AB uluslararası hukukun ihlal edilip edilmediğini araştırmak üzere bağımsız bir komisyonu görevlendirmişti ve Sri Lanka'nın Tamil Kaplanları'na karşı savaşından sonra da insan hakları ihlallerini araştırmak üzere uluslararası bir soruşturmanın başlatılmasını istemişti.

1999 yılında İngiltere'nin İsrail'e -Batı Şeria ve Gazze'yi işgal eden bir ülkeye- silah satması ve Arap topraklarında sadece Yahudiler için yasa dışı koloniler inşa etmesi yaklaşık 11,5 milyon sterline mal oldu. Bu rakam iki yıl içinde neredeyse iki katına 22,5 milyon sterline ulaştı. 2006'da Hizbullah'ın "dünya terörüne" karşı açılan diğer bir savaşta İsrail neredeyse tamamı sivil olan 1.300 Lübnanlıyı katlettiğinde İngiltere 200'den fazla silah için İsrail'e lisans verdi.

Bazı İngiliz ekipmanları İsrail'e elbette ABD aracılığıyla gidiyor. 2002 yılında İngiltere Lockheed Martin firmasına BAE sistemleri tarafından üretilen "hedef bilgileri gösterim sistemi (head-up display)" verdi ve Lockheed Martin firması da bunları İsrail'e tahsis edilen F-16 bombardıman uçaklarına yerleştirdi. AB buna karşı çıkmadı. 2006 Lübnan savaşında İsrail'e silah taşıyan Amerikan uçakları da İngiliz havaalanlarında yakıt ikmali yaptı.

Devam etmeme gerek var mı? Bu arada, İsrail Afganistan'da NATO'ya verdiği "lojistik" destek yüzünden methedildi ki bu beklenmedik bir şey değil; çünkü İsrail ordusunun patronu Gabi Ashkenazi NATO'nun Brüksel'deki genel merkezini NATO ile daha yakın ilişkiler geliştirmek için ziyaret etmişti. Bununla birlikte Cronin "Filistin'deki" sıra dışı finansal düzenlemeleri inanılmaz güzel ve inandırıcı bir şekilde kanıtlıyor. AB, Gazze'deki projelere milyonlarca sterlinlik fon ayırıyor. Bu projeler düzenli olarak İsrail'in Amerikan yapımı silahlarıyla mahvediliyor. Avrupalı vergi mükellefleri bu projeler için vergilerini ödüyorlar. Bu arada İsrail'in halihazırda NATO ile "müstakil işbirliği programı" var ve bu program İsrail'i NATO'nun bilgisayar sistemine bağlıyor.

Sonuç olarak, İsrail gibi güçlü bir müttefikimiz olması çok iyi; ordusu bir güruh ve askerlerinin bazıları savaş suçlusu olsa da. Umut edelim ki Lübnanlılar, Nottinghamshire, Middlesex, Hampshire ve elbette Cheltenham halkına hâlâ dostane selamlar gönderebilsin.

The Independent Cumartesi, 31 Temmuz 2010

zaman

Bu haber 776 defa okundu.