CHP'nin 35.madde teklifi darbe tuzağı mı?

30 Temmuz 2010 09:48 tsi
CHP teklifi, “işlemeyen demokrasi”ye karşı orduya davetiye çıkarmak anlamına gelmez mi?.. Derya Sazak yazıyor...

Derya Sazak / Milliyet

Yön
 
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TÜSES’in düzenlediği toplantıda sosyal demokrat-liberal aydınlarla buluşarak “yeni dönem”e ilişkin görüş ve önerileri dinledi. Baykal döneminde partinin entelektüel çevreyle kopan bağları, “sol”daki vakıfları yeni arayışlara itmişti. Kemal Bey şimdi bu ilişkileri yeniden kurarak, CHP’nin “yön”ünü sivil ve demokratik bir Türkiye’ye çevirmesinden yana olan aydınlarla Kürt sorunu başta, çözüm önerilerini tartışıyor.
TÜSES geçmişte Erdal İnönü’nün SHP’sine yakın duran bir düşünce kuruluşuydu. Mehmet Ural başkanlığını yapıyor. AKP, 2007 seçimlerini kazandıktan sonra İstanbul’da Prof. Sencer Ayata’nın sosyolojik gözlemleri üzerinden bir “atölye” çalışmasına ev sahipliği yaparak, CHP’nin neden kaybettiğini akademisyenlerle sorgulamıştı.
Aynı kadro Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. CHP’yi masaya yatırdılar. Bugünkü CHP, Baykal’dan farklı olarak salt “laiklik” eksenli bir politika yapmıyor. Toplum sorunlarına daha fazla odaklanmak istiyor. Sencer Ayata, yeni orta sınıfları, yoksulluk söylemiyle CHP’ye çekmenin mümkün olmadığının farkında. Sorun İstanbul gibi oy depolarında ve Anadolu’da AKP’ye oy veren geniş kitleleri CHP’ye çekebilmek. Dünkü Milliyet’te vardı; Anadolu’daki alışveriş merkezleri İstanbul’dakileri geçmiş. Kılıçdaroğlu, 1 Mart tezkeresi ardından Kuzey Irak’a askeri müdahalede bulunması halinde ABD’nin vaat ettiği 1 milyar dolarlık yardımı alamayacağı gerekçesiyle Türkiye’nin “çiğnenen onuru”ndan söz ederken bugün sadece Gaziantep’in Irak’a ihracatının bu rakamı üçe katladığını unutuyor.
Sosyal demokrat bir partinin eleştireceği şekliyle bugün işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımında adaletsizlik yine sorun ama Türkiye gelişiyor. Büyüyor. Tarımı, sanayisi, ihracatı, turizmi “kriz”e rağmen canlanıyor.
CHP eğer iktidar olmak istiyorsa, AKP’den farklı ne yapacağını, Türkiye’yi nasıl daha iyi yöneteceğini ortaya koymak zorundadır. Evet, Baykal’ın “skandal” gidişinden sonra Kılıçdaroğlu arkasına bir rüzgâr aldı. Temiz, dürüst bir lider kazandı Türkiye. Ancak yetmez! Kemal Bey şimdiden tekrara düşmeye başladı; AKP’nin en güçlü olduğu iki alanda “dış politika ve ekonomi”de mutlaka alternatif sunması gerekiyor. Eleştirmekle olmuyor. Kentli yeni orta sınıfları nasıl kazanacaksınız? Ekonomiyi nasıl büyüteceksiniz? AKP’den farklı bir iktisat politikası sunacak mısınız?
Kürt meselesini nasıl çözeceksiniz? Başörtülü kızlara üniversite özgürlüğünü savunacak mısınız?
TSK İç Hizmet Yasası’nın 35. maddesiyle ilgili restleşme sonrası “koruma kollama” görevini “demokrasinin işlerliğine” bağlayan CHP teklifi, “işlemeyen demokrasi”ye karşı orduya davetiye çıkarmak anlamına gelmez mi? Askeri alana yönelmek Baykal gibi Kılıçdaroğlu’na da kaybettirebilir. 27 Nisan polemiği yanlıştır.
CHP’nin yönü, sol ve sivil olmalıdır.

 

Bu haber 722 defa okundu.