Bulgaristan'da Türkler'e polis şiddeti

28 Temmuz 2010 16:28 tsi
Bulgaristan’da Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kırcaali kentinde 4 sivil polisin, "Fuhuş operasyonu yapıyoruz" diyerek bir Türk ailesinin evine baskın düzenleyerek masum insanlara şiddet uygulaması ortalığı karıştırdı.

İsimleri açıklanmayan polisler, 23 Temmuz gecesi baskın düzenledikleri evde Sabahattin Mustafa (47), eşi Aysel ve 20 yaşındaki kızları Şirin’i yere yatırarak kelepçelerken, ailenin Türkiye’den misafir gelen akrabasını da yatağından çıkarıp tartakladı.

Kendisi de eski bir polis memuru olan Sabahattin Mustafa, "Gecenin o saatinde arkadaşlarıyla dışarı çıkan oğlumun eve döndüğünü zannederek kapıyı açtım. Onlarsa kudurmuş kurtlar gibi üstümüze atladı. Her şey o kadar çabuk oldu ki, hiçbir şey anlayamadık. Tam bir kabus yaşadık" diye konuştu.

Olayda ağır yaralanan Şirin Mustafa, polislerin tekme atarak açtığı oda kapısının yüzüne çarpmasıyla yaralandığını söyledi. Şirin Mustafa, "Eski polis olan annem babam gibi ben de polis olmak istiyordum. Gördüğüm vahşetten sonra polis sözünü dahi duymak istemiyorum" dedi.

Baskını düzenleyen 4 polis hakkındaki şikayetlerini geri çekmeyeceklerini belirten Aysel Mustafa da Bulgaristan Ulusal Radyosuna (BNR) açıklamasında, olayı örtbas etmek için rüşvet teklif eden polislerin İçişleri Bakanı Tzvetan Tzvetanov tarafından haklı çıkarılmasının ve aynı zamanda oğlu Kadir’in adının fuhuş skandalına karıştırılmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.

"Ailece yaşadığımız şoktan dolayı hala kendimize gelemiyoruz" diyen Aysel Mustafa, "Yan odadan gelen kızımın ve yeğenimin imdat çağlıklarını hayatımın boyunca unutmayacağım" diye konuştu.

Gözaltına alınarak karakola götürülen Sabahattin Mustafa ve oğlu Kadir Mustafa ise sabaha karşı serbest bırakıldı.

-SKANDAL PARLAMENTOYA TAŞINDI- Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) ve üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS-HÖH), İçişleri Bakanı Tzvetanov’dan parlamentoda konuyla ilgili açıklama yapmasını istedi.

BSP’nin yayımladığı bildiride, iktidardaki GERB partisi "ülkeyi bir polis devletine dönüştürmekle" suçlandı. Bildiriyi okuyan BSP milletvekili Dimço Mihalevski, daha sonra İçişleri Bakanına şu soruları yöneltti: "Polis, her eve istediği gibi zorla girerse, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin kaderi ne olacak? İnsanların sırtına polis çizmesi basıldığında, evlere sorumsuzca ateş edildiğinde, insanların onurlarıyla oynandığında mağdurlar haklarını nasıl arayacak? Eğer polis, ’Bu vatandaşlar yanlışlıkla dayak yedi’ diyorsa aynı polislerden ’doğru olarak’ dayak yemesi gereken kimdi?" -İÇİŞLERİ BAKANINA GÖRE "PLANLANMIŞ OPERASYON"- Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Tzvetan Tzvetanov ise olayın "önceden planlanmış bir polis operasyonu" olduğunu söyledi.

Bulgaristan Ulusal Televizyonu (BNR) ve BNR tarafından canlı yayımlanan parlamento genel oturumda konuşan Tzvetanov, açılan soruşturmanın gidişatını engellememek amacıyla daha önce açıklama yapmadığını belirterek, Kırcaali’de kadın ticaretine karşı önlemler kapsamında 18 Temmuzdan itibaren planlı baskınlar düzenlenmesi için polise özel talimatlar verildiğini söyledi.

Kırcaali’ye İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin yollandığını açıklayan Tzvetanov, müfettişlerin hazırlayacağı rapora göre gerekli yasal işlemlerin yapılacağını bildirdi. Tzvetanov, "Baskın düzenleyen polisler suçlu bulunursa onlara karşı en sert önlemler alınacaktır" dedi.

Tzevetanov, olaydan sonra Mustafa ailesini arayarak, Şirin Mustafa’nın yaralanmasından dolayı şahsen özür dilediğini de söyledi.

-HÖH’NİN TEPKİSİ- Bakan Tzvetanov’un açıklamaları, Hak ve Özgürlükler Hareketinin Kırcaali Gençlik Örgütü ve Bölge Belediye Kurulu tarafından yayımlanan bir bildiriyle kınandı.

Bildiride, Türk ailesinin karşılaştığı uygulamanın bir "vahşet" olduğu belirtilerek, Kırcaali Bölge Emniyet Müdürlüğünün "suskun" kalması eleştirildi.

Bildiride, temel anayasal insan haklarının çiğnendiği bu olaya tüm devlet kurumlarının gerekli tepkiyi göstermesi istendi.

HÖH Kırcaali milletvekili Lütvi Mestan da eve baskın düzenlenirken gerekli savcılık izninin bulunmadığını ileri sürerek, polisin yetkisini aşarak masum insanlara zarar verdiğini bildirdi.

HÖH milletvekili Hristo Biserov da bu operasyonun, polisin profesyonellik eksikliğinin apaçık bir kanıtı olduğunu vurguladı. Saldırgan polislerin bir ailenin huzurunu ve yaşamını altüst ettiğini ve basit rapor bile hazırlayamadığını belirten Biserov, "Kırcaali savcısı da inadına operasyona izin verip vermediğini açıklamıyor" diye konuştu.

Bu haber 779 defa okundu.