Sarıgül'ü kim ikna etti?

22 Temmuz 2010 08:38 tsi
İsmail Küçükkaya, Mustafa Sarıgül'ün kurmaktan vazgeçmesinin arka planını yazdı...

İsmail Küçükkaya / Akşam

Zamanlama her şeydir. 
Bir işe, projeye, ilişkiye ve siyasi harekete girişmenin en önemli parametresi.
Giriş ve çıkış stratejisi...
Gelecek planlaması...
Başarının temel anahtarı.
Doğru zamanda 'start' veremediği için fırsatları kaçıran işadamı ve siyasetçiler tanırız.
Tam zamanında 'çıkış' yapamadığı için, 'vazgeçemediği' için eriyip gidenler...
Mustafa Sarıgül'ü izlerken aklımdan bunlar geçiyor.
İstanbul siyasetini konuşurken Sarıgül faktörünü göz önüne almak zorundasınız. Şişli'nin ötesine taşan bir belediyecilik yapıyor, İstanbul özelinde. Bunun politik figür olarak Türkiye geneline yansıması ise muamma.
Deniz Baykal varken Sarıgül'ün parti kurma kararı doğruydu, rasyonalitesi vardı. Kılıçdaroğlu gelince vazgeçmesi de aynı şekilde. Peki bundan sonra Sarıgül ne yapacak? Kendisiyle görüştüm. Her şeyden önce parti kurmaktan vazgeçmesinin arka planı.

Sözü samimi ve çarpıcı:
'Hüsamettin Özkan'ın tavsiyesi. O benim siyaset hocamdır. Partiyi kurma dedi, dinledim. Ben bunu kimse için değil, Türkiye için yaptım'
Sarıgül, bir siyasetçi için karar sürecinde 'esnekliğin' ve 'politik serüvende fedakarlığın' gereğini yaptı. 'Bölen' olmadı. Kılıçdaroğlu'na bir avans da o verdi.
Hüsamettin Özkan konusu ise bana ilginç geldi; ileride alakalı diğer aktörler ve başka boyutlarıyla da yazı ve inceleme konusu...

GÖZÜNDE İSTANBUL BELEDİYESİ VAR GİBİ
Geçen gün 24 saat arayla iki olay yaşadım. Sarıgül arayıp, 'İki saatini istiyorum' dedi, programları ayarladık, Maçka'da buluştuk, yanında işadamı Affan Keçeli ve Rahmi Koç'un yakın arkadaşı- televizyoncu Tahire Demircan bir de Ali Sabancı'nın şirketinden helikopter. 'Nereye gidiyoruz?' demeye kalmadan kendimizi 23 dakika sonra Bursa'da bulduk, Uludağ'da, zirvede...
Belediyenin yoksul öğrenciler için her yıl düzenlediği kampı ziyaret ettik. O çocukların ve ailelerinin coşkusunu görmeliydiniz. Ömründe ilk kez tatil yapan, ilk defa otel gören çocuklar...

Sarıgül hem hizmet odaklı icraat hem de insana dokunan siyaset anlayışıyla belediyecilikte başarılı, ötesini bilmem. Gidiş ve dönüşte helikopterden yaptığı İstanbul analizleriyle sanki günün birinde CHP'nin Büyükşehir adaylığını düşünüyormuş izlenimi edindim.

O yorum yapmadı ama ilginç olur değil mi?
Siyasette ebedi küslükler olmaz, belki de Sarıgül'ü CHP'de göreceğiz.
Seçimler yaklaştıkça 'güçlü rüzgarlar' kim bilir ne yönden esecek ve 'bir bilen' konumundaki 'güçlüler' acaba nereleri işaret edecek. 2011 seçimi belli ki çetin kutuplaşma ve 'AK Parti karşısında bütün muhalif hareketlerin işbirliği' sergileyeceği zeminde yapılacak. Kurgu açık.

İKTİDARIN GÖZÜNDE SARIGÜL
Mustafa Sarıgül, parti kurma kararını iptal ederken CHP'lilerin sempatisini kazandı. Hükümetinse tepkisini. Ne derseniz deyin kritik bir süreçte, her bir oyun önem kazandığı günlerdeyiz.
Başbakan Erdoğan, 'Sarıgül dibi görünceye kadar bekledi, sıfır noktasında CHP'ye destek açıkladı' görüşünde.
AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, 'dosyalar'dan söz açtı. AK Parti, Sarıgül'le 'tatlı bir denge ve mesafeli ilişki' yürüyordu, bitti.

SARIGÜL'LE JET GİBİ ULUDAĞ GEZİSİNDEN
Sonraki gün Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ziyaretime geldi. Kendisini başarılı bulurum. Beyoğlu ve AK Parti deyince akla gelen zıtlığı, çelişkiyi icraatlarıyla buz gibi eriten bir başkan, açık görüşlü bir kere.
Hayli şaşırdığım bir soru yöneltti bana, dedi ki;
'Siz İstanbul'a geleli iki yıl oldu, gözleminizi merak ediyorum, Sarıgül'le kıyaslarsanız nasıl görünüyoruz?'
Şaşırdım, burada durmak gerek. Demek ki en azından Şişli-Beyoğlu-Kadıköy-Beşiktaş gibi Beyaz Türklerin oturduğu semtler açısından ilginç bir rekabet söz konusu. Yeni bir tür yarış. İsmail Ünal'ın Beşiktaş'ta, Selami Öztürk'ün Kadıköy'de çok yüksek oy almalarına benzer biçimde Sarıgül'ün tek başına yüzde 60'lara ulaşmasının sırrı merak ediliyor. Devam edeceğiz... Ama yarın MHP ve İstanbul konusunu işleyeceğiz.

 

Bu haber 1,115 defa okundu.