En Sıcak Konular

Başbakan: 'Terörden rant oluşmuş'

18 Temmuz 2010 18:58 tsi
Demokratik Açılım Toplantıları çerçevesinde yağılan 5'inci toplantıda Dolmabahçe'de ki çalışma ofisinde sivil toplum örgütleri ile buluşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gerçekleştirdikleri toplantılar nedeniyle zaman zaman eleştirildiklerini ancak bu el

Sabancı Vakfı, TÜSİAD Başkanı, MÜSİAD Kadın Kolları temsilcisi, Türk Kadın Lobisi, Uçan Süpürge, AÇEV, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu, Türk Kadınlar Birliği, KAMER, BM Nufüs Fonu, Türk İsrafı Önleme Vakfı, Türk Diyanet Vakfı Kadın Faaliyetler Merkezi, Ayrımcılığa karşı kadın hakları Derneği, Diyarbakır Kültür Sanat Vakfı, Memur-Sen, DİSK, TÜRK-İŞ, Kadın Eczacılar Derneği çeşitli belediye ve üniversitelerin kadın temsilcilerini yaklaşık 90 kişi katıldı.Katılan işkadını ve kadın kuruluşlarından TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, KAGİDER Başkanı Gülseren Onanç, Caroline Koç'un yanı sıra Çiğdem Aydın, Gülseren Onanç, Demet Sabancı Çetindoğan, Sema Kendirci, Hülya Uzuner, Zozan Özgökçe, Hülya Gülbahar toplantıda yeraldı .Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kızı Sümeyya Erdoğan'ın yanı sıra İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, AK Parti Malatya Milletvekili Aynur Çalık, Gaziantep Milletvekili ve AK Parti Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin de hazır bulundu.

Millet nezdinde çoktan oluşmuş diyalog ve istişare kültürünün, birbirine saygı temelinde yapıcı eleştiri kültürünün artık siyaset kurumuna da hakim olmasını dilediklerini ve bunun cesur adımlarını attıklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Bu Hükümeti, diyalogdan, uzlaşıdan, mutabakattan, özellikle de eleştiriden kaçınan, hazzetmeyen bir hükümet olarak göstermek, açık söylüyorum, çok ağır bir haksızlıktır. Evet. Zaman zaman sesimiz yükselmiştir, öfkemiz kabarmıştır, isyanımız dile gelmiştir. Ancak bunlar, yapıcı değil, yıkıcı eleştiriler, hatta hakaretler karşısında ister istemez verdiğimiz tepkilerdir. Altını çizerek söylüyorum, demokrasi sınırları içinde, demokratik bir kültür içinde verilmiş tepkilerdir"dedi.

YAZILMAYAN YAZILSIN İSTİORUZ

Toplumun hızla değiştiğini ifade eden Başbakan Erdoğan nice isimler sakıncalı görüldüğünü nice sorunların mayınlı arazi olarak görüldüğünü beliretek, "Zaman zaman bizlerde bu mayınlı arazilere düştük. Kimse sorunların yanına yaklaşmadı. Bu sorunların üzerine gidilmedi. Aksine sorunların üzeri örtüldü. Belliki bu ülkede yıllar boyunca nice kavramlar nice kelimeler tabulaştırıldı. Hatta yasak ilan edildi. İşte hükümet olarak bu tabuları yıkmanın bu yasakları kaldırmanın mücadelesini verdik ve veriyoruz. Bu ülkede iyiliği hakikatı bulmak için milletimizin sıkıntılarını hafifletmek için konuşulamayan konuşulsun. Yazılamayan yazılsın, eleştirilemeyen eleştirilsin istiyoruz" dedi.

Haksızlığa karşı hukusuzluğa karşı, millete yönelik taaruzlara karşı seslerini yükseltiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:"Kapılarını bize defaatle kapatmış olanların kapılarını tekra tekrar çalmaktan kaçınmadık. En az kapısını çaldığım 3'tür. 3 kez kapısını çalımışızdır ama kapısı çalınan en ağır hakaretleri yapmaya devam etmiştir. En ağır hakaretleri yapanlara en seviyesiz uslubu kullananlara dahi kapımızı açık tutmaktan kaçınmadık. Ülkeyi milleti ilgilendiren her meselede dilaogdan istişareden görüş alışverişinden kaçmadık, kaçınmadık. Bakınız değerli arkadaşlarım bu ülkenin başbakanı Necip Fazıl Kısakürek ile Nazım Hikmet Ran'ı aynı cümle içinde yanyana kullanmıştır ve kıyamet kopmamıştır. Dersim'in, Sıvas'ın Kahramanmaraş'ın, Gazi Mahallesi'nin, Başbağlar'ın yürekleri yanan annelerini andığımız için onların acısını paylaştığımızı ifade ettiğimiz için bu ülkenin temeli falan sarsılmamıştır. Devlet televizyonunda bir kanalı 24 saat kürtçe yayına başlamıştır ve bu ülke bölünmemiştir. Ama biz bunu dile getirdiğimiz zaman konuşmaya başladığımız zaman, 'aman bölünür aman şöyle olur, aman böyle olur' demişlerdir. Yarım saat yayın düşünülürken ne olacak sorusunu soranlar 24 saat yayına geçildikten sonra ne olduğunu gördüler. Anayasada yaptığımız değişiklikler yasal düzenlemeler birilerinin iddia ettiği gibi birilerinin korkuttuğu gibi rejimi sarsmamış tam tersine devlet millet dayanışmasını devlet millet kucaklaşmasını daha samimi bir atmosfere taşımıştır. Özellikle şunu söylüyorum birileri terör örgütü muhatab alınıyor diye demokratik açılımı taşa tutarken tam karşıt kutubtaki birilerinin de terör örgütü imha etmeye çalışıyorlar diye süreci sabote etmeye çalışması çok manidardır. Terörden beslenen bu iki karşı kutbun çözümsüzlük için paralel çaba göstermesi aynı anada hükümeti topa tutmaması çok manidardır.

30 yıldır devam eden terörün bir pazarı, bir sektörü oluştuğunu anlatan Başbakan Erdoğan, terörün bitmesinden kardeşliğin pekişmesinden dolayı rantlarını kaybedecek kesim çok büyük bir rahatsızlık içinde olduğunu söyledi. Son yapılan bir hesaplamaya göre terörün Türkiye'ye ekonomik külfetinin 450 milyar doları bulduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Üzülerek ifade ediyorum sadece ekonomik değil, siyasi olarak da terörden, terör eylemelerinden nemalanan, buradan kendisine rant sağlayan bir zihniyet, bu vesileyle teşekkül etmiştir. Dağdaki gençlerin ölümünü siyasi propaganda malzemesi olarak kullanalar, şehitlerimizi kendi siyasi hırslarına alet edenler elbette terörün azalmasını, bitmesini içlerine sindiremeyecekler. Normalleşmeyi, kucaklaşmayı kabul edemeyecekler hazmedemeyeceklerdir" diye konuştu.Silah tüccarlarının kazanmasına izin vermeyeceklarini dile getiren Başbakan Erdoğan, açılım durdu açılımın içi boş açılım yavaşladı gibi duyumların da gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, "Açılım boşsa açılımın içini doldurmak isteyenlere sesleniyorum o zaman bize lütfen dolduracak malzeme verin. Sadece 'açılım boş' demekle bir şey kazanamazsınız. Yüzlerce yıl içinde oluşmuş mesleleri bir gecede çözmek takdir edersiniz ki mümkün değil. Bu ne IRA'da halledilmiştir, ne ETA'da halledilmiştir. Yakın, orta ve uzun vadeli bir program belirledik ve bu program belirlediğimiz çerçevede işliyor. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi bunun adımını atmıştır, bu noktada önemli başarı sağlamıştır ve biz bu projeyi ülkemiz adına, topyekün milletimiz adına sonuna kadar götürmekte kararlıyız Bir kez daha terörden, istikrarsızlıktan, huzursuzluktan nemalananların kazanmasına izin vermeyeceğiz. Bu ülkede gençlerin ölümüne, annelerin ağlamasına, kan ve gözyaşının sel olup akmasına artık daha fazla tahammülümüz yok ve bunu sona erdirinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.Başbakan Erdoğan, bir adanın içerisindeki gerillalarla mücadele etmenin zor olmadığını ama ülkenin her yerine metastaz yapmış kanser gibi bulaşması halinde bunun çok daha farklı hale geldiğini anlatarak, bu olayın sadece güvenlik boyutu bulunmadığını, aynı zamanda sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve diplomatik boyutlarının bulunduğunu söyledi.Başsakan Erdoğan, daha önce de ifade ettiği gibi inkar politikalarına son verilmesinin bile tek başına Milli Birlik ve Kardeşlik Projesinin yüzde 70- 80 oranında başarıyla neticelenmesini sağladığını belirtti.Başbakan Erdoğan, "Psikolojik bariyerler kaldırılmıştır, çözüm iradesi ortaya konmuştur, çözümün mümkün olduğu anlaşılmıştır. Yani ok yaydan fırlamıştır ve artık bu iş çözüm yolundadır. Demokratikleşmeden hiç kimse korkmamalıdır. Türkiye'nin gelişmesi ve büyümesi, daha fazla demokratikleşmesine bağlıdır" şeklinde konuştu.

KADIN SORUNLARINA CİDDİYETLE EĞİLİYORUZ

Hükümet olarak, kadın sorunlarına en başından itibaren büyük bir ciddiyetle ve samimiyetle eğildiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, kadınların, çağdaş, müreffeh, öz güvenli, güçlü bireyler olarak, sosyal, siyasal ve ekonomik hayatta yerini alabilmesi için Anayasa'dan, Türk Ceza Kanunu'na, İş Kanunu'ndan, eğitim, sağlık ve sosyal yardımlaşma uygulamalarına kadar bir dizi yasal düzenleme ve uygulamanın hayata geçtiğini kaydetti. 2002'den bu güne bir dizi düzenleme ile başta Anayasa olmak üzere, mevzuatta kadınların daha fazla görünür kılındığını ifade eden Başbakan Erdoğan , Anayasada "kadın-erkek eşitliğinde"devletin sorumluluğunun ilk kez 2004 yılında tanındığını, Türk Ceza Kanunu'nda töre saikiyle işlenen suçların, kişiye bağlı suçlar kapsamına alınarak, cezaların ağırlaştırıldığın, İş Kanunu'nda "eşit işe eşit ücret" ilkesi getirildiğini söyledi.Belediyeler Kanunu'nda "1sığınma evi" açma sorumluluğunun tanımlandığını da sözlerine ekleyen Başbakan Erdoğan, "sığınma" ifadesinden hoşlanmadığını ve kadın örgütlerinin temsilcilerinden "sığınma" yerine daha şık bir ifade bulmayı istediğini belirtti. "Kadın İstihdamı Üst Kurulunun" kurulmasını sağlayan Başbakanlık Genelgesi'ni, 25 Mayısta yayınlandıklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, bu genelgenin, kadın-erkek fırsat eşitliğini sağlama noktasında tarihi bir belge olma özelliğini taşıdığını ifade etti. Kadının annelik vasfının, modern, eğitimli, iş ve sosyal hayatın içindeki dinamik yapısına alternatif olmadığını düşündüğünü, parlamentodaki kadın oranının ilk kez bu dönemde bugüne kadar olanın en üst seviyesine çıktığını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Kısacası, kadınlarla birlikte siyaset yapıyor, kadın haklarının, kadın sorunlarının erkekler eliyle değil, bizzat kadınlar eliyle takip edilmesi noktasında her türlü zemini hazırlıyoruz" diye konuştu.

12 Eylül'de oylanacak Anayasa Değişikliği paketinin önemli unsurlarından birinin de kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın güçlendirilmesi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:"Referanduma sunulan düzenleme ile 'bireysel hak ve özgürlükler' noktasında, kadınların güçlü bireyler olarak toplumdaki hak ettikleri yeri alabilmeleri için pozitif ayrımcılık içeren tüm düzenlemeler anayasal teminat altına alınıyor. Aynı şekilde çocuklar, yaşlılar, özürlüler dul, yetim, malul ve gazilerin haklarını da anayasal güvence altına alıyoruz. Anayasa değişikliğinin dördüncü maddesiyle ilk defa anayasal düzeyde çocukların her türlü istismar ve şiddete karşı korunması için devlet güvencesini getiriyoruz. Anayasa Değişikliği süreci, muhalefet partilerinin uzlaşmaz tutumları nedeniyle ne yazık ki bugüne kadar sadece siyasi polemiklerle gündeme geldi. Nitekim, anayasa değişikliğinin içeriğine yönelik olarak, siyasi partilerin elle tutulur hiçbir eleştiri ya da öneri getiremediklerini eminim sizler de görüyorsunuz.

"BELLİ ZÜMRELERİN TALEPLERİNİU KARŞILAYACAK BİR PAKET DEĞİL

Özellikle müzakereler sürecince muhalefetin zaman kazanmaya yönelik çabalarının bulunduğunu da belirten Başbakan Erdoğan, "Bunun, bir partinin anayasa paketi değil, tamamıyla bir millet projesini olduğunu söyledik. 12 Eylül tarihine kadar, siyasi polemiklerden uzak şekilde değişikliğin Türkiye'ye neler getireceğini, günlük yaşamımızı nasıl değiştireceğini anlatacağız. Değişiklik paketi, altını çizerek ifade ediyorum, sadece Hükümetin, sadece benim partimin, belli kişilerin, belli zümrelerin taleplerini karşılayacak bir paket asla değildir" dedi. 12 Eylül 1982'den itibaren 28 yıldır tekrar tekrar tartışılan meseleleri dikkate aldıklarını, toplumun her kesimiyle istişareler yaptıklarını, bugüne kadar anayasa değişiklikleriyle ilgili yazılanlara baktıklarını, beklentilere kulak verdiklerini, en acil, en hayati düzenlemeleri içeren bir paket hazırladıklarını anlatan Erdoğan, "Bu Anayasa Değişikliği, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, demokratik standartların yükseltilmesi noktasında Türkiye için adeta bir dönüm noktası olacaktır. Bizim milletimiz her zaman değişimden yana, her zaman özgürlüklerden yana olmuştur. Özellikle kadınlarımızın, hem doğrudan kendilerini ilgilendiren hem de ülkeyi yakından ilgilendiren bu değişiklik paketine inanıyorum ki gerekli desteği vereceklerdir" diye konuştu.

milliyet



Bu haber 870 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,061 µs