En Sıcak Konular

Türkiye, küresel çapta oyuna dahil olacak

16 Temmuz 2010 14:29 tsi
Türkiye, küresel çapta oyuna dahil olacak Sınırlar açılıyor...Enerji koridoru genişliyor...Bütün gelişmeler, büyük senaryonun bir parçası mı?

İçinde bulunduğumuz ay önümüzdeki günleri belirleyen gelişmelere sahne oluyor. Ekonomide ve siyasetteki gelişmeleri birbirine bağlarsak yakın gelecekle ilgili önemli ipuçlarına ulaşırız.

Başbakan’ın parti liderleriyle görüşmesi Kürt sorununda bundan sonra atılacak adımların devlet politikası olacağını anlatmasıdır özünde. Türkiye şunun farkında; çok kısa bir sürede bu sorunu çözecek siyasi iradeyi üretemezse ve bu siyasi irade kamuoyunu ürettiği çözüm konusunda ikna edemezse, bu sorun Türkiye’nin çözüm kümesinin dışına çıkacaktır.

Bu, K.Irak’ın, siyasi ve ekonomik yapılanmasında, bölgenin siyasi yapılanmasında Türkiye’nin pazarlık gücünün azalması anlamına gelir.

2013 kritik tarih, çünkü bu tarihte ikinci Obama iktidarı başlayacak. Amerika’nın kriz sonrası “düzeni,” çok daha radikal araçlar üreterek yerine oturtmaya çalışacağı bir döneme gireceğiz. BM’den Dünya Bankası’na IMF’ye kadar tüm uluslararası kurumlar yenilenerek artık “uluslararası” olmaktan çıkacak ve küresel nitelik kazanacaklar. NATO’nun etkinliği ve yaptırım gücü artacak. AB, çok hızlı toparlanarak siyasi bütünleşme adımlarını hızlandıracak. İkinci savaş sonrasından daha yoğun bir ABD-AB ilişkisi başlayacak.

Burada Obama yönetiminin stratejisi, Türkiye’nin, en kısa sürede tam üyeliğini sağlayarak, AB’nin K.Afrika ve Ortadoğu içine doğru uzanmasıdır. Ortadoğu, Kafkaslar ve Rusya’daki enerji kaynaklarının ulusal olmaktan çıkartılarak, küresel piyasalara bağlı hareket etmesi ve buralardaki ekonominin “piyasa” mekanizmasına tâbi olması hem ABD’nin hem de AB’nin yakın gelecek hedefidir. Bu, kapitalizmin tarihindeki en büyük “piyasa” hamlesi olacaktır ve bunun için siyasi risklerinden arındırılmış ve “istikrarlı” Türkiye’ye ihtiyaç var.

ABD burada, Türkiye devletinin net ortaklığını sağlayamazsa, 2017’ye kadar, bu konudaki hamleleri yapması ve başarılı olması tehlikeye girer. Bu da krizi uzatır ve dünyaya maliyeti çok yüksek olur. İşte bundan dolayı Türkiye’nin, bu referandum sürecini sorunsuz geçmesi ve Kürt sorununun çözümü konusunda güçlü adımlar atarak, önümüzdeki dört yılı garantileyecek bir seçim sonucu alması lazım. Bu seçim sonucunun ne olması gerektiğini yazmayacağım ama ne olmaması gerektiği çok açık: CHP-MHP koalisyonu kesinlikle olmayacak. (Tabii burada tam olarak şunu söylemek istiyorum: Bu koalisyon, Türkiye’de, bu koalisyonu isteyen çevrelerin bile çıkarlarına aykırıdır; herkesin hep birlikte kaybedeceği bir sonuç olur bu.)

Son iki ayda Doğu’da savaşın yeniden başlaması dışında bu gidişi durduracak bir olumsuzluk yaşanmadı. Aslında çatışmaların artmasının sorunu, Türkiye’nin seçimden önce çözmesi konusundaki iradeyi de açığa çıkarttığını söylemek gerek. (Geçen ay Diyarbakır’da bir Kürt genci bana; ne zaman Doğu’da silahlar konuşmaya başlarsa siz Batı’da o zaman Kürt sorunu demeye başlıyorsunuz dedi; lütfen bunu herkes düşünsün.)

Şimdi Kürt sorununun demokratikleşme çerçevesinde çözüm yoluna girmesi ve bu konuda toplumsal mutabakat sağlanması gerekiyor. Bunun tamamlayıcısı da, AB’nin toparlanmasına bağlı olarak Türkiye’nin tam üyelik sürecinin kısalması ve bu konuda tarafların güçlü adımlar atmaya başlaması olacaktır.

Türkiye’nin K.Irak’tan başlamak üzere, doğuya doğru etkinliğinin siyasi ve ekonomik olarak artmaya başlaması ve bu etkinliğin Doğu’ya piyasa ve onun “demokrasinin” ihracı olarak gerçekleşmeye başlaması, enerji hatlarının, Rusya dâhil olmak üzere, devreye girmesinin hızlandırılması ve bunlara bağlı olarak Türkiye’nin “komşularla sıfır problem” tezinin derinleştirilmesi, sınırların tedrici olarak aşağıya indirilmesinin hızlandırılması da bu gelişmelere bağlı olarak gündeme gelecektir.

Ancak burada şunu önemle belirtmek gerekir ki; bu adımlar hem ABD hem de AB’nin yakın gelecek planlarıdır ama Türkiye’de yaşayan halkların, aynı zamanda çıkarlarına da uygundur. Bu olabilir mi demeyin; bu tür büyük değişimler, yüzlerce yıllık değişim dalgalarının üstünde gelir ve bu değişimleri yönlendiren egemen güçlerin yenilenmesi büyük çoğunluğun uzun dönemli çıkarlarını da arkasına alabilir. İnsanlık tarihindeki bütün geri dönüşsüz alt-üst oluşlar ve devrimler bunun örnekleri ile doludur. Üç büyük burjuva devrimi (Amerikan, Fransız ve İngiliz) aynen budur.

Şimdi referanduma gelelim: Buradaki tezim şu; referandum iki aydan az bir süreç ama bu süreçte alınan siyasi pozisyonlar, bize bundan sonrasının siyasi yapılanmasını da ortaya çıkartıyor. Ben Ergenekon’u, geride kalmakta olan, devlet yapılanmasının ideolojik-siyasi tarihsel bloğu ve bu bloğun tüm yapı ve araçları olarak anlıyorum. İşte bu Ergenekon son iki yıldır, küçük-büyük bakmaksızın tüm siyasi partilere operasyon çekti. Son Saadet Partisi operasyonunda başarılı olamadılar. Şimdi Ergenekon operasyonu geçirmiş bütün partiler “hayır” diyerek 12 eylülde 12 Eylül rejiminin devamına evet diyecekler. Böylece bu siyasi duruş, onları tarihteki gerçek yerine göndermiş olacak.

Cemil Ertem / Taraf



Bu haber 1,182 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,082 µs