Medya, medya olalı böyle çıkış görmedi!

13 Temmuz 2010 16:16 tsi
İtinayla "koordinatlar düzeltilir, yalpalamayan net bir açıklama" hazırlanır! iyibilgi özel

Bugün Hürriyet gazetesinin köşe yazarlarından Sedat Ergin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeyi, köşesinde yayınladı. Yazının başlığı da "Kılıçdaroğlu’ndan türban ve Onur Öymen konusunda iki çıkış". O "çıkışlar" neymiş diyerek, yazıyı okuyanları hayal kırıklığı bekliyordu. Keza karşılarında  "çıkıştan" çok bir imaj tazeleme çabası vardı.

Yazıda söylenen yeni bir şey yoktu.
Sadece önceki olaylara dair Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamaların açıklaması vardı.
Suyunun suyu yani... Bize gelen e-postalardan sonra, yazıyı okuyanların kafasında ortak iki soru işaretinin oluştuğunu gördük.

1) Daha önceki sözlerine bir açıklık getirme ihtiyacı nasıl doğdu? (Ve kim tarafından)

2) Kılıçdaroğlu'nun "çıkışları" kimleri hedefliyor?

Bu soruların cevabını başka yerlerde aramaya gerek yok. Sedat Ergin, satır aralarında yaptığı açıklamalarla, bu soruların cevabını kendisi çok açık ve net bir şekilde veriyor.

Şöyle demiş Ergin:

"Radikal Gazetesi’nin kendisine atfen verdiği “Kızlar üniversiteye türbanla girecek” manşetinden sonra yaptığı bir açıklama üzerine CHP liderine kamuoyunun karşısına koordinatları iyi belirlenmiş, yalpalamayan daha net açıklamalarla çıkması gerektiği eleştirisini yöneltmiştik." (Bkz: Kılıçdaroğlu'nun iki çıkışı)

Hemen geçen haftaya gidelim. Ertuğrul Özkök'ün Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP hakkındaki yazısına geri dönelim:

"Bugünkü muhatabım, CHP Milletvekili Prof. Necla Arat.
Hani, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na “Türban açılımı”nda o açıklamayı yaptıran milletvekili.
Ne demişti Kılıçdaroğlu “Türban sorununu biz çözeceğiz”.
Bu sözler üzerine Necla Arat çıkıp “Biz bu konuyu parti meclisinde konuşmadık” deyince, Kılıçdaroğlu da ne anlama geldiğini tam anlamadığım bir açıklama yapmıştı.

Necla Hanım, siz kıymetli bir insansınız.
Lütfen bu açılımlara destek verin.
Bırakın yeni bir lider, kendi vizyonunu oluştursun."  (Bkz: Necla Hanım'a bir soru)

Şimdi neden bugünkü yazının bir "imaj tazeleme" olarak tarafımızdan nitelendirildiğini görebildiniz mi?

Doğan Grubu'na ait bir gazetede Kılıçdaroğlu'nun ağzındanmışcasına bir manşet atıldı. O manşet üzerine CHP içinden tepki geldi. Kılıçdaroğlu haberin yayınlandığı gün, açıklama yaparak, "öyle bir söz söylemedim" dedi. Fakat Kılıçdaroğlu, hem kendisini destekleyen (Hürriyet yazarı Ahmet Hakan gibi) hem de muhaliflerinden, "geri adım atıyor" diye büyük eleştiri aldı. O geri adımın Kılıçdaroğlu'nun imajına ne kadar zarar verdiğini, bizzat Sedat Ergin'in şu sözlerinden çıkartabilirsiniz: "[Kılıçdaroğlu'na] koordinatları iyi belirlenmiş, yalpalamayan daha net açıklamalarla çıkması gerektiği eleştirisini yöneltmiştik"

Umarız neden böyle bir yazıya ihtiyaç duyulduğuna, yazının kimleri hedeflediğine dair bu açıklama yeterli olacaktır.

Unutmadan, bu yazının yayınlandığı gün, Sedat Ergin'in Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 2010 Basın Özgürlüğü Ödülüne kişisel kategoride layık görüldüğü haberi geldi. Kılıçdaroğlu yazısı ile ne güzel bir tesadüf. Kendisini kutlarız.

Bu arada yazıda geçen bir kısım ile ilgili ufak bir eleştirimiz var. Daha doğrusu, acilen müdahale edilmesi gerekilen bir mantık hatası:

Sedat Ergin şöyle soruyor:
“Siz türbanlı kızların üniversiteye girememelerini nasıl karşılıyorsunuz?”
Kemal Kılıçdaroğlu cevap veriyor:
“Herkesin bu ülkede okuyabilmesi lazım, bu engellerin kalkması lazım...”
Tam bitti derken, Kılıçdaroğlu ekliyor:
“Ancak siz bu konuyu siyasallaştırırsanız çözümsüzlüğe gidersiniz."
S.E tekrar soruyor:
Peki CHP bu soruna nasıl bir çözüm bulacak?
Ve kendisi, Kılıçdaroğlu'nun ağzından cevaplıyor:

"Kılıçdaroğlu, çözümün alt açılımlarına bu aşamada giremeyeceğini, bunun büyük ölçüde CHP’nin iktidar olmasına bağlı olduğunu söylüyor."

Nasıl yani?

Konuyu siyasallaştırmayın dedikten, bir cümle sonra, konunun çözümünün CHP'nin iktidar olmasına bağlı olduğunu söylemek...Konuyu siyasallaştırmak değilse, nedir?

www.iyibilgi.com özel

Bu haber 1,715 defa okundu.