En Sıcak Konular

'İsrail K. Irak'ta' istihbaratı

12 Temmuz 2010 09:49 tsi
'İsrail K. Irak'ta' istihbaratı 'Yahudi Kürtler döndü...'

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u en yakından tanıyan isimlerden Ercan Çitlioğlu, Orgeneral Başbuğ'un gündeme damga vuran açıklamalarını yorumladı: 'Türk toplumuna bir veda konuşmasıydı. İki yıllık görev süresinin muhakemesi gibiydi. Kırgınlığını belirten bir mesaj vardı o konuşmada'

SATIR ARASINDA KALANLAR...
Türkiye'de son birkaç haftadır artan saldırılar nedeniyle terör konuşuyoruz. Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ercan Çitlioğlu, terör ve istihbarat konularında Türkiye'de danışılacak en önemli isimler arasında.  Ercan Çitlioğlu'nun 'Başbuğ: Orgeneral İlker Başbuğ ile Tarih ve Gelecek' adlı bir kitabı da bulunuyor. Görevdeki bir genelkurmay başkanı hakkında hazırlanmış ilk kitap olan çalışma, Orgeneral Başbuğ'un gözünden kritik pek çok meseleye ışık tutuyor. İşte tüm bunlardan yola çıkarak, önceki gün Çitlioğlu'nun kapısını çaldık. Hem uluslararası ilişkiler açısından PKK terörü, hem de yakında görevine veda edecek olan Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un geçen haftaya damgasını vuran röportajının satıraralarını konuştuk. Çitlioğlu, pek çok konuda, büyük resmi yorumladı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, gazeteci Uğur Dündar'a verdiği röportajla geçen haftaya damgasını vurdu. Röportajda kullandığı 'Sözün bittiği yer', 'İrtica Eylem Planı'nı 'malum' gazeteye polis servis etti' gibi sözleri çokca tartışıldı, yorumlanmaya çalışıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün röportajın ardından yaptığı 'Detay vermek, terörle mücadelenin başarısını etkiler' açıklaması da tartışmayı farklı bir boyuta taşıdı. Başbuğ'un sözlerini kendisine en yakın isimlerden Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ercan Çitlioğlu ile konuştuk. Değerlendirmeleri şöyle:

- Genelkurmay Başkanı'nın Uğur Dündar'a verdiği röportaj gündemi bıçak gibi kesti adeta. Siz nasıl değerlendirdiniz?

Türk toplumuna bir veda konuşması ve iki yıllık görev süresinin bir muhakemesi olarak değerlendirdim.

- Nasıl bir vedaydı? Kırgın, öfkeli?

Öfkeli değil, kırgın mı, belki. İkili görüşmemizde bana, 'Bir senemi çaldılar' dedi. Burada bir kırgınlık var tabii. Planladıklarının bir bölümünü dayatılan koşullar nedeniyle yapamadan ayrılmak, ister istemez burukluk yaratır.

TALEPLERE OLUMLU YANIT YOK
- Geçen haftaya damga vuran ifadelerden biri de Başbuğ'un 'Sözün bittiği yer' ifadesi oldu. Bu ne anlama geliyor? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bu açıklamaların ardından net eleştirileri oldu. Bir gerilim sinyali mi sizce tüm bunlar?

Sanıyorum 'sözünü bittiği yer' ifadesini PKK'nın K. Irak'taki varlığı ile ilgili doğrudan Barzani'ye yönelik olarak söylediğini ifade edebiliriz. Haksız mı? Bölgesel Kürt Yönetimi'nin denetlemesi gereken sınırdan geçip eylem yapıyorlar ve o sınırdan Türkiye'deki PKK'lılara silah gelmeye devam ediyor. Taleplerin hiçbirine olumlu yanıt alınamıyor. Bu 'sözün bittiği yer' değil mi? Barzani 'Burası benim denetimimde değil' diyor. Kimin denetiminde o zaman? Eğer sen kendi denetiminde bir yerde egemenlik sahibi değilsen, 'Sen denetleyemiyorsan, ben sağlarım' demesi gerek Türkiye'nin. Uluslararası ilişkilerdeki samimiyet testi açısından Barzani'nin sınıfta kalacağına kuşku yok. Güçlü devletseniz, bu sözü söyler arkasında durur ve yerine getirirsiniz.

BARZANİ VE TALABANİ, PKK'YA BİR ŞEY YAPAMAZ

- Barzani gerçekten bir şey yapabilecek güçte mi Irak'ın mevcut dengeleri içinde?

Irak'ta şu anda gerçek otorite kim? ABD mi, çok parçalı merkezi Irak yönetimi mi? Barzani ve Talabani'nin oradaki PKK varlığına silahlı bir harekette bulunmalarını beklemememiz gerekir. Bunu yapmazlar.  İsteseler de yapamazlar. Bulundukları ve gelecekte aradıkları konum itibarıyla kendi etnisitelerine mensup birine terörist dahi olsalar silah kullanmayı hiçbir şekilde seçmezler.

- Kandil'deki lider kadroyu teslim ederler mi?

Hayır. Barzani ve Talabani arasındaki rekabeti, her iki aşiret arasındaki rekabetin devam ettiğini düşündüğümüzde, kendi etnisitelerine mensup bir grubu pasifize edip cezalandırılmak üzere Türkiye'ye teslim etmeleri, onların Türkiye'de, Irak'ta, İran'da ve Suriye'de yaşamakta olan aynı etnik gruba mensup olanlar nezdinde sağladıkları güven ve itibarın bir anda sıfırlanmasına yol açar. Gelecek tasarımlarını dikkate aldığımızda, böyle bir talebi onlardan beklemenin aşırı iyimserlik olduğunu düşünüyorum. Ama en azından lojistik desteği kesebilirler ama Irak'taki diğer meseleler çözülmeden bu da çok gerçekçi değil. Bir de Irak'ın kuzeyindeki İsrail meselesi var.

'YAHUDİ' KÜRTLER DÖNDÜ

- Bu konuyu açar mısınız biraz?

Bu Türkiye'de komplo teorileri olarak gündeme getiriliyor ama köken alanında birtakım gerçeklikler var. Nedir o? Türk Yahudiler meselesi. Irak'ın kökeninde özellikle Saddam döneminde yaşayan Yahudi asıllı Kürtlerin sayıları 150 bin civarındaydı ve bunların hemen tümü Saddam'ın baskılarına dayanamayarak İsrail'e kaçtı. Hatta bunların arasında İsrail'de Genelkurmay Başkanlığı'na kadar yükselenler oldu. Sanıyorum bundan 10 yıl önce, Tel Aviv'de Kürtlerle Yahudilerin baba tarafından aynı genlerden geldiğine ilişkin bilimsel antropolojik bir araştırmanın sonuçları yayınlandı. Dolayısıyla böyle bir ilişkinin gen akrabalığının varlığından yola çıkarak bu soruyu yanıtlamak mümkün. Ayrıca, ABD işgali sonrası Yahudi asıllı Kürtler tekrar Irak'ın kuzeyine gelmeye başladı. Ve oralarda hem eski yerleşim birimlerine dönmeye başladı hem de kendilerine araziler verildi. Artı, İsrail ordusundan emekli olduğu söylenen (İsrail hala orduda oldukları iddiasını reddediyor) subaylar, bugün Kuzey Irak'ta peşmergeyi, hatta onların özel kuvvetlerini eğitiyor. Dolayısıyla İsrail, Kuzey Irak'ta var mı sorusunun yanıtı evet var.

- Siz bunu istihbarat bilgilerinize dayanarak mı söylüyorsunuz?

Evet.

ABD,  BÜROKRAT YETİŞTİRİYOR

- Devlet de bunu biliyor mu?

Bu sır kimliğinde bir bilgi değil. Biraz geçmişe dönersek, Halepçe Katliamı sırasında, ABD'nin o dönemde eğittiği 5 bin peşmerge, Kuzey Irak'tan Guam Adası'na oradan da Amerika'ya götürüldü. Bunlar da şu anda döndü. Demek ki K. Irak'ta ABD de var her yerinde olduğu gibi. Şu anda 'De Facto' devlet konumundaki K. Irak'ın bürokratik kadroları da Macaristan'da ABD tarafından yetiştiriliyor. Bu nedenle Irak'ta bugün çoklu bir denklemle karşı karşıyayız.

- Siyasi iktidar ile ordu arasında bir gerilim kameraların önüne mi yansıyor son açıklamalarla?

Terörle mücadele konusunda mutlaka yapılması gereken, ama yapılması halinde de çok ciddi oy kaymasına neden olacak bazı kararları Türkiye'deki siyasi iktidar alamaz şu dönemde. Bu konuda ordu ile siyasi iktidar arasında bir görüş ayrılığı olabilir ve ben bunu yadırgamam. Belki açılımla ilgili atılabilecek radikal adımlar vardı. Ancak, bunun sandıklara olası yansımalarını hiçbir siyasi parti alabilme riskine sahip değil.
...

Vekaleten  savaş

PKK, etnik milliyetçiliğe dayalı, yığınsal kimlikli bir terör örgütü. 40 yıla yakın süredir varlığını sürdüren bir yapı. Bunu bu kadar süredir bağışlarla sürdürülebilmesi mümkün müdür? Değil.   O noktada, bazı devletlerin veya onların gizli servislerinin, kendi ulusal çıkarlarının yerine getirilmesi için, terör örgütlerine destek verdikleri noktasına varıyoruz. Bir istihbarat servisi bir terör örgütüne yardım ederse, hizmet bekler. Bu bir alışveriştir çünkü. Hizmet vermeyen birine bir servis yardım etmez. Dolayısıyla, terör örgütlerinin doğasının sonucu olarak taşeronluk dediğimiz olgu ortaya çıkar. Literatüre yeni giren 'proxy wars' (vekaleten savaş) diye bir olgu var. Artık devletler kendileri savaşa girmiyor. Terör örgütleri vasıtasıyla savaş yapıyor. Yunanistan ve Suriye yıllarca kendi çıkarları için PKK'yı kullanmadı mı? Apo'nun cebinden hangi pasaport çıktı? Halen canlı bombalar Yunanistan'dan sızmıyor mu? Bunu İsrail de, ABD de yapabilir. Dünyada bunu yapmayan devlet yok. Doğal korunma refleksidir bu devletlerin.

Şenay Yıldız / Akşam'daki köşesinden ilgili kısım



Bu haber 1,940 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,470 µs