Erdoğan, referandum gezilerine Ağustos'ta başlayacak

9 Temmuz 2010 21:09 tsi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Başbakan Erdoğan'ın referandum kampanyası kapsamındaki il gezilerine 5 Ağustos 2010 tarihinde başlayacağını bildirdi.

Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı sürerken yaptığı açıklamada, toplantıda iç ve dış siyasi, hukuki ve ekonomik gelişmelerin değerlendirildiğini kaydetti. Anayasa Mahkemesi'nin kararı ve YSK'nın referandum takviminde değişiklik olmadığını ilanından sonra değişiklik paketiyle ilgili referandumun Türkiye'nin en önemli gündem maddelerinden birisi olduğunu belirten Çelik, MYK Toplantısı'nda da bu konunun ağırlıklı olarak ele alındığını kaydetti. Çelik, 12 Eylül 2010 tarihinde 26 maddelik paketle ilgili yurt çapında 49 milyon kişinin oy kullanması ile referandum yapılacağını hatırlattı. Anayasa Mahkemesi'nin tavrıyla ilgili söylenmesi gerekenlerin bugüne kadar söylendiğine işaret eden Çelik, paketin şu haliyle de Türkiye için çok önemli bir reform olduğunu kaydetti. Halkın bugüne kadar hep isabetli kararlar verdiğini ve bu referandumda da isabetli bir karar vereceğini düşündüklerini ifade eden Çelik, "Muhalefet çevrelerinde bu referandumun iktidar için güven oylaması olacağını, AK Parti'nin oy oranının belirleyeceğini söylüyorlar. Biz buna inanmıyoruz" dedi.

Anayasanın sadece AK Parti'nin değil, tüm Türkiye'nin anayasası olduğunu ve sadece AK Parti'ye oy verenleri bağlamadığını belirten Çelik, "Bu mesele partiler üstü bir meseledir. Geçmişte AK Parti'ye oy vermemiş olan birçok vatandaşımızın bu referandum esnasında paketin lehine oy vereceğine inanıyoruz. Anketler de bunu gösteriyor" dedi.

Referandumun bir parti oylaması olmadığını vurgulayan Çelik, halkın da böyle düşüneceğine inandıklarını söyledi.

KİTAP HAZIR

Anayasa değişiklik paketini halka anlatmak için bir kitap hazırlıklarını belirten Çelik, "Geniş halk kitlelerin meseleyi derinden kavraması, paketin neler getirdiğini bilmesi için çok sayıda kitap basacağız ve birkaç gün içinde sizlerin de elinde olacak" dedi.

Çelik, Başbakan Erdoğan'ın referanduma yönelik kampanya gezilerinin 5 Ağustos'ta başlayacağını da bildirdi. Öncesinde Yüksek Askeri Şura'nın toplanacağını hatırlatan Çelik, Temmuz ayı içinde de Başbakan Erdoğan'ın başta açılışlar olmak üzere çeşitli programlarının olduğunu söyledi. Çelik, Erdoğan'ın gezilerine hangi ilden başlayacağının netleşmediğini de belirterek, hangi illere ne zaman gidileceğine ilişkin çalışmanın sürdüğünü söyledi.

Terörle mücadele için ikinci eş önerisi ile kamuoyunda tartışmalara neden olan Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı'nın durumuna ilişkin bir soruya da yanıt veren Çelik, Bakırcı'nın yarın Ankara'ya çağrıldığını ve parti genel merkezinde konuyu soruşturan yetkililerle yapılacak toplantı sonrasında durumunun açıklığa kavuşacağını söyledi.

HSYK BAŞKANVEKİLİ ÖZBEK'E TEPKİ

Demokrasilerde yasama, yürütme ve yargı olmak üzere 3 güç bulunduğunu, bunların eşit derecede önemli olduklarını vurgulayan Çelik, "Biri diğerinden önemli değildir. Yargı bizim yargımızdır. Yargıyı son derece önemli görüyoruz. Yargının yıpratılmaması hayati öneme sahiptir. Yargı 'tuz' diye anılır; tuzun kokmaması gerekir" dedi.

Yargının fiziki ve mali birçok sorununun iktidarları döneminde çözüldüğünü anlatan Çelik, "Yargıya cephe açmayı bir iktidar partisi aklından bile geçirmez. Aksaklık varsa bunu gidermek de iktidarın görevidir" dedi.

Anayasa değişikliği ile HSYK'nın üye sayısının 22'ye çıkartıldığını anımsatan Çelik, 16 üyenin yargı organları tarafından, 4 üyenin de cumhurbaşkanı tarafından seçileceğini söyledi. "Biz hakim savcılarımızın seçme kabiliyetine, basiretine güvenmiyorsak insanımızın adalet duygusunu onlara emanet etmemiz çelişki olmaz mı?" diye sordu. Çelik, cumhurbaşkanlarını da artık halkın seçeceğini ve halkın yüzde 50'den fazlasının oyunu almış bir cumhurbaşkanının 4 kişiyi atamasını da kimsenin yadırgamaması ve çok görmemesi gerektiğini kaydetti.

Batıda ise hükümetlerin, meclisler ve cumhurbaşkanlarının bu atamaları yaptığını, ancak kısır tartışmalar yaşanmaması için meclis ve hükümetin dışarıda bırakıldığını kaydeden Çelik, "Buna rağmen Allah aşkına yargıya cehpe almak, yargıyı kuşatmak gibi iddialar anlamlı geliyor mu? Hiçbir anlamı yok. Değerli hukukçularımızın da karşı duruş sergilerken, bir siyasi parti lideri gibi konuşmaktan kendilerini alıkoymaları gerekiyor. Ama üslup, ifade biçimi ve bu ifadelerin kullanıldığı mekan ve zamanlar son derece önemlidir. Yargı Türkiye'nin yargısıdır ve bizim yargımızdır. Gözümüzün bebeği gibi bakarız. Bir ülkede adalet bozulmuşsa hiçbir şey iyi değildir. Adaletin terazisinin şaşmaması lazım" dedi.

cihan

 

Bu haber 547 defa okundu.