En Sıcak Konular

'Bu süreç saatli bomba gibi düşecek'

9 Temmuz 2010 20:19 tsi
'Bu süreç saatli bomba gibi düşecek' Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en önemli iki ayını yaşayacak. Bu süreç, yalnızca bir referandum süreci değil bundan sonrasının temel dinamiklerinin ve aktörlerinin belirleneceği bir geri dönüşsüz yol aynı zamanda... Cemil Ertem referandum sürecini yazdı...

Cemil Ertem / Taraf

Referandum süreci-1 
 
Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en önemli iki ayını yaşayacak. Bu süreç, yalnızca bir referandum süreci değil bundan sonrasının temel dinamiklerinin ve aktörlerinin belirleneceği bir geri dönüşsüz yol aynı zamanda. Şimdi, şu saate kadar, çok tartışıldı ama AYM’nin aslında ne yaptığından başlayayım. AYM, tamam esasa girdi ama aslında pakete dokunmadı, dokunduğu hususlar öz’e sirayet etmeyen son derece teknik detaylar. Bu, AYM’nin, şimdiye kadar olan çizgisine ve ideolojik-politik duruşuna söz söyletmemek için bir “zevahiri” kurtarma taktiğidir.

Salı günü, yani AYM kararından bir gün önce şöyle yazmıştık: “Türkiye’de şu an referandum ve arkasından gelecek seçim sürecinin yarıda kesilmesi, sigara tekelleri gibi akbabalara, savaş endüstrisine, neocon artıklarına, uyuşturucu tacirlerine ‘Türkiye’yi yağmalayın, biz daha iktidardayız’ demek anlamına gelir. Bu, yalnız Türkiye’de demokrasi ve barış sürecinin yarıda kesilmesi anlamına gelmez, başta Ortadoğu olmak üzere, Türkiye’nin, siyaseti ve ekonomisiyle etkilediği bütün hinterlandın felce uğraması anlamına gelir. AB’nin krizi derinleşirken, Obama yönetiminin bütün stratejileri altüst olur. İsrail gibi terörist devletlerin ve onları besleyen uyuşturucu, silah, sigara tekellerinin günleri başlar. İşte bu gerçeğin yalnız hükümet değil, Türkiye’de TSK dahil, devletin birçok kurumu artık farkına vardı. (...) Sonuçta devlet, yukarıda yazdığım çerçevenin farkında ve AYM de devletin en önemli kurumu. Bu yüzden bence sonuç belli gibi. Ancak, AYM’nin kararından sonra nasıl bir süreç bizi bekliyor; 12 eylülde 12 Eylül Anayasası’ndaki en büyük deliği demokrasi adına bu ülke açabilecek mi; bilinemez ama bu sürecin Türkiye’de solu ve sağı yeniden dizayn edeceği çok açık.”

İşte şimdi tam buradan devam edelim. Bu iki ay gibi kısa süreye, sol taraftan başlamak üzere, temel ideolojik kalıpları parçalayacak bir süreç sıkışacak. Türkiye’de yeni bir sivil toplum dinamiği bu süreçte ortaya çıkarken devletin kurumları, yine bu süreçte kendilerini –zorunlu olarak- yenileyecekler.

Mesela TSK’nin komuta kademesi yine bu süreçte değişecek. TSK, bu süreçte 19. yüzyıldan kalma ordu anlayışı ile devam edemeyeceğini anlayacak ve vizyonunu, stratejisi, yeni komuta kademesiyle birlikte sorgulayacak. TSK’nin, soğuk savaştan ve darbe süreçlerinden kalmış, Pentagon’un soğuk savaşta “azgelişmiş ülkelere” müdahale için geliştirdiği belgelerden kopyalanmış iç hizmet talimat kitapçıkları artık çöp olmak zorunda. TSK, iç tehditten ziyade dış tehdide dönük olarak yeni stratejilerini oluşturacak ama bu stratejiler yeni NATO konseptine uygun olacak. Belki çok şaşıracaksınız ama, bu süreçte, bu hızlandırılmış “demokratikleşmeye” en hızlı ayak uyduracak kurumlardan birisi TSK’dır. Çünkü TSK, yargı gibi, yalnız milli sınırlar içine hapsolmuş bir müessese olmadı bütün bu tarih boyunca. NATO süreci TSK’nin, özellikle komuta kademesinde, dışarıya açık yüzünü oluşturdu.

TSK, Türkiye’nin NATO üyeliği sürecinde daima temel NATO stratejilerini takip etmiştir. Bir Ege Ordusu sorunu dışında çok büyük sorun olmamıştır. Soğuk savaş döneminde Sovyetler “kapitalist olmayan yol” teziyle, egemenlik alanı içindeki azgelişmiş ülkelere doğrudan müdahaleyi resmî politika yaparken, ABD’de, NATO’ya bağlı ulusal orduların, kendi ülkelerinde, darbe yapmalarını bir strateji olarak geliştirmişti. Bu yüzden TSK’nın tüm darbeleri ABD icazetli ve örtülü NATO doktrinlerine uygundur. Ama doksanlı yıllardan sonraki darbe planları ve teşebbüsleri bu konseptin dışında iç faşist (Ergenekon) örgütlenmesidir. TSK, işte şimdi NATO’nun yeni konseptine uygun olarak, Türkiye’nin “içinden” ziyade, Irak’tan başlamak üzere, Ortadoğu ve Kafkaslarda bir NATO ordusu olarak yeniden örgütlenecek. Ve buralardaki enerji hatlarının, lojistik, ticari alanların ve yolların güvenliğini sağlayacak bir profesyonel orduya dönüşecek.

Bu süreçte en büyük depremlerden birisi de yargıda olacak. Yargının demokratikleşmesi, devletin oligarşi kaynaklı çıkarlarını değil de, yurttaşın doğrudan çıkarlarını koruyan demokratik bir kurum olmaya başlaması bu süreçle birlikte başlayacak.

Yine bu süreç, Türkiye’nin AB üyeliğini hızlandıracak ve tam üyelik gerçekleşmesini yalnız zaman unsuruna indirgeyen gelişmelere sahne olacak.

Bu süreç, Kürt sorununun çözümü konusunda, hem ülke içinde hem de ülke dışında demokrasi ve sivil toplum güçlerinin devreye gireceği ve başarılı adımlar atacağı bir süreç olacak aynı zamanda.

Bu süreç, Türkiye’de sağ ve sol siyasi partilerin tam ortasına bir saatli bomba gibi düşecek ve tam 12 Eylül’de patlayacak. Sağda ve soldaki bütün Ergenekon partileri, 12 Eylül 2010’da dayandıkları bütün ideolojik, politik temellerini kaybedecekler. Politik kurumlar olmaktan çıkarak, devletin, bir önceki ideolojik yönelimlerinin ayaklı mevtaları olarak, oldukları yerde, çürüyene kadar, sallanmaya başlayacaklar.
 



Bu haber 917 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,044 µs