En Sıcak Konular

Türkiye'nin durduğu yer sağlam

7 Temmuz 2010 09:16 tsi
            Türkiye'nin durduğu yer sağlam Korku tacirleri gözünüzü korkutmasın...

Türkiye'yi kaybetmenin İsrail'e maliyetinin çok iyi hesaplanması gerekiyor. Kurulduğundan beri uyguladığı "periferi doktrini", İsrail'in adeta yaşam kaynağı oldu. Bulunduğu coğrafyada, Arap olmayan ülkeler/milletlerle, Arap olmayan azınlıklarla yakın olma, ittifak kurma stratejisi, en son Türkiye'yi de karşısına alan İsrail için çökmüştür. 1979'da İran'ı kaybetmiştir. Devrim öncesi en güçlü müttefiki, Araplar'a karşı ortak hareket ettiği Şah İranı'nı kaybetti. Öyle ki, İsrail ve Şah yönetimi, Bağdat'a karşı Kuzey Irak'ta en etkili güçtü. Şimdi İsrail için en büyük düşman İran'dır ve bütün dünyayı İran'a saldırıya ikna etmeye çalışıyor.

Ardından bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye'ye ve Etiyopya'ya yöneldi. Kürtlere ve Marunilere yöneldi. Şüphesiz bu arayış içinde en büyük güç kaynağı Türkiye oldu. Yıllarca, Arap dünyasından kendine yönelen tehditler için Türkiye bir kalkan olarak kullanıldı. Elindeki en caydırıcı güç Türkiye oldu. Bu ülke, içerideki ortaklarıyla birlikte öyle hoyratça kullanıldı ki, hükümetler düşürüldü, hükümetle kuruldu, bu ülkenin vatandaşları kamplara ayrıldı, bazı çevreler öncelikli tehdit kategorisine sokuldu. Bütün bunlar, İsrail'in yüksek çıkarlarına göre belirleniyordu. Koca ülke, İsrail aşırı sağı ve ABD'deki malum çevrenin ortak çıkarları için oradan oraya savruluyordu.

Bu durum dramatik biçimde değişti. Şimdi buna tanık oluyoruz. İsrail için en bir "Arap olmayan" ülkeyi daha kaybediyor, aslında kaybetti. Şimdi ne yapıyor dersiniz? Kuzey Irak mesaisini alabildiğini artırıyor. İsrail'den Kuzey Irak'a sefer üstüne sefer düzenleniyor. Ekonomi çevreleri, siyasi çevreler, askeri/güvenlik çevreleri K. Irak yönetimiyle ilişkileri güçlendirmek için yoğun telaş içinde.

Ofer şirketi, Kerkük petrolleri dahil bir dizi görüşmek için geçtiğimiz ay bölgedeydi. Idan Ofer'in işadamları heyetiyle yaptığı bu ziyaretin ayrıntılarına inmek gerekiyor. Siyasi ve askeri yakınlaşma çabalarına dikkat etmek gerekiyor.

Elbette bu durumu yadırgamıyoruz. İsteyen istediği ülkeyle yakınlaşır ya da uzaklaşır. Ama "periferi doktrini" çöken İsrail'in son bir umutla Kürtlere yönelmesi bir stratejik değerlendirmedir. Berham Salih ve yönetimin de bunu bir fırsat gibi görmesi de öyle. O zaman PKK'nın son saldırılarının da böyle bir değerlendirmeye dayandığını pekala söyleyebiliriz.

Ancak bu girişim İsrail'in açıklarını kapatmaz, ihtiyaçlarını gidermez. Türkiye'yi kaybetmenin bedelini karşılamaz. Bunu pekala kendileri de biliyor. Bu yüzden ilişkileri onarmaya yönelik girişimlere mecbur olacaklar. Şu anki aşırı sağ koalisyon, bir basiretsizlik örneği olan iktidar bile bunun frakında. Ancak sert söylemler gözlerini kör etmiş durumda.

Bu bedeli İsrail ödeyecek. Ya koalisyon ödeyecek ya İsrail. Birini seçecekler. ABD'nin bölgeye yönelik beklentileri, hesapları ve Türkiye'nin pozisyonu göz önüne alındığında koalisyonunun ödeme ihtimali çok yüksek görünüyor. The Washington Post gazetesinin, "Netanyahu'ya Türkiye'den özür dile baskısı yapılacak" haberi gerçeği yansıtıyor.

Türkiye'nin durduğu yer sağlam. Bazı senaristlerin, korku tacirlerinin iddia ettiği gibi bedeli ödeyecek olan Türkiye olmayacak. Obama-Netanyahu görüşmesi sonrasını dikkatle izleyelim. Kimin bedel ödeyeceği bu görüşme sonrası belirginleşecek.

Kendini yalnızlaştıran, Batı'nın bölge politikalarına ağır darbeler indiren İsrail'in; Türkiye'nin taleplerini, yumuşatarak da olsa, nasıl ciddiye alacağını, bir şeyleri düzeltme arayışına gireceğini çok yakında göreceğiz.

İsrail'e ayar verme zamanı. Ve bu ayarı verecekler...

İbrahim Karagül / Yeni Şafak'daki köşesinden ilgili kısım



Bu haber 1,740 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,719 µs