Şeyh Sait de nereden çıktı?

2 Temmuz 2010 12:15 tsi
O ismin dolaşıma sokulması tesadüfi değil!

Kürt ayrılıkçı hareketinin terör eylemlerini en yoğunlaştırdığı zamanlarda bile Şeyh Sait adı yoktu Türkiye'nin gündeminde.

Bugün, medyanın da katkılarıyla gündemin merkezinde.

Öyleyse, diğer Kürt isyancılara benzemeyen Şeyh Sait'in fonksiyonunu anlamak zorundayız.
Şeriatçı mıymış, ayrılıkçı mıymış? Bu kimlik tartışmalarının hiç ama gerçekten hiç önemi yok.
Hangi kimliği taşırsa taşısın; Sait, uluslararası fonksiyonu açısından önemlidir.

Çünkü Şeyh Sait figürü, Türkiye ile Misak-ı Milli'ye dahil Musul Vilayeti'nin yakınlaşmaya başladığı, Musul'un Misak-ı Milli'ye dahil edilmesi gündeme geldiği zaman ortaya çıkmış/çıkartılmış bir figürdür.
İngiliz destekli Sait ayaklanması, Cumhuriyet ile onun Kürt vatandaşları arasında bir 'güvensizlik' sürecinin başlangıcı olmuş...

Nitekim dönemin istihbarat kayıtlarında, isyanın niteliği gün gibi ortaya çıkıyor:
Kendisine İngiliz ajanı süsü veren bir Türk emniyet istihbarat görevlisinin temas ettiği Şeyh Sait taraftarlarından birinden aldığı bilgi şöyle:

'Ayaklanmanın ilk hedefi, Diyarbakır'ı ele geçirip, Musul sınırında İngilizlerle ilişki sağlamaktır.'
Aynı dönemin bir Amerikan istihbarat raporu ise şöyle diyor:

'Türkler ellerindeki yarım düzine yetenekli liderden biriyle Kürt sorunlarına son verebilir. İngilizler kuşkusuz bu durumu bilmektedirler, gene de Kürt durumuyla meşgul olduğu sürece Mustafa Kemal'in Musul'a el koyamayacağını düşünmektedirler.'

Madem Şeyh Sait ismi dolaşıma sokuluyor ve Türk medyası farkında olmadan Şeyh Sait'e yer ayırıyorsa; isyanın çıktığı 1925 yılı ve Şeyh Sait figürü işte bu çok boyutlu dış politika bakışıyla değerlendirilmek zorunda.

Şeyh Sait İsyanı'nın 1925 yılında Türkler ile Kürtler arasında bir 'zihinsel kopuş'un başlangıcı olarak kurgulandığı ve hedefinin Musul'u Türkiye Cumhuriyet'inden uzak tutmak olduğunu artık biliyoruz.
Öyleyse, demokratikleşmenin iyi kötü başlatıldığı, Musul vilayeti ile ilişkilerin yükseltildiği bir dönemde, Şeyh Sait isminin yeniden gündeme getirilmesini tesadüf olarak değerlendiremeyiz.

Bugün, Türkiye ile Musul'un rabıtasını kesmeye yönelik girişimlerle mücadelenin, demokratikleşmeyi yükseltmek ve Kürt vatandaşlarımıza inadına sarılmak olduğunu bildiğimiz bir zemindeyiz.
Türkiye demokratikleştikçe, Musul ekonomik, kültürel ve siyasal olarak bize yaklaşacak...
Biz Ahmed-i Hani'yi, Hacı Bedir Ağa'yı, Özdemir Bey'i keşfettikçe;  Şeyh Sait tertibi  anlamsızlaşacaktır.

Atılgan Bayar / Akşam

Bu haber 1,710 defa okundu.