CHP-MHP koalisyonu ülkeyi 10 yıl geriye götürür

30 Haziran 2010 15:19 tsi
Eski cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın danışmanlarından Prof. Dr. Salih Yaşlak, son günlerde yeniden gündeme getirilen CHP-MHP koalisyonuna karşı çıkıyor.

2002'den bu yana iktidarda olan AK Parti'ye alternatif oluşturma çabaları, bazı çevrelerin uzun zamandır gündeminde. Bunlardan biri, CHP ile MHP arasında koalisyon kurmak. 22 Temmuz 2007 seçimlerinden önce ortaya atılan bu fikir, yeniden dillendirilmeye başlandı. Ancak eski cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın danışmanlarından Prof. Dr. Salih Yaşlak, bu öneriye karşı çıkanlardan. Yaşlak, muhalefet partilerinin alternatif proje üretmediği görüşünde. Muhalefetin 'negatif propaganda' stratejisiyle hareket ettiğini söyleyen Yaşlak, CHP-MHP koalisyon hükümetinin 'Türkiye'yi en az 10 yıl geriye götüreceğini' belirtiyor.

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yaşlak, son günlerde artan terör, demokratik açılım ve anayasa değişikliği konusunda Zaman'a değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'yi lider ülke yapma yolunda hızlı adımlar attığını belirten Yaşlak, AK Parti hükümetinin 'yurtta barış cihanda barış' politikasından ziyade, 'cihanda barış yurtta barış' politikasını uyguladığı değerlendirmesinde bulunuyor. Kriz ortamında kalkınmaya devam eden Türkiye'nin, dış politikada bugüne kadar hiç bu kadar başarılı olunmadığını söylüyor.

Ancak Türkiye'nin ilerlemesinde en büyük sorunun terör olduğunu ifade ediyor. Terörün 'kaşınarak' Türkiye'nin gelişiminin engellenmeye çalışıldığını belirtirken, terörle mücadele yöntemini eleştiriyor. Teröristin dağlarda yıllarca kendi yöntemleriyle eğitildiğini, erbaş olarak vatani görevini ifa eden Türk askerlerinin birkaç aylık eğitimle o seviyeye gelemediğini, 1990'lı yıllarda olduğu gibi bugün de Özel Kuvvetler'in terörle mücadelede etkin kılınması gerektiğinin altını çiziyor.

Prof. Dr. Salih Yaşlak, anayasa değişikliği paketini de olumlu bulduğunu aktarıyor. Anayasa değişikliğine 'halkçıyım' diyen herkesin evet demesi gerektiğine işaret eden Yaşlak, "Bu değişiklik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğinize şahsi olarak Anayasa Mahkemesi'ne başvurma hakkını veriyor. 'Yok, ben bunu istemiyorum.' diyen olur mu? Buna karşı gelenler halkçıyım diye geçinmesin." ifadelerini kullanıyor. Referanduma gidilmesi durumunda değişikliğin yüzde 60 ve üzeri oranında 'evet' oyu alacağını savunuyor.

Yaşlak'a göre, kişisel hakların genişletilmesi gerekiyor. Balkanlar, Asya ve Kuzey Afrika'da Türkiye'nin güçlü hale geldiğini kaydeden Prof. Dr. Yaşlak, bu güce paralel olarak bireysel hakların da daha ileri seviyeye çekilmesini istiyor. Özal'ın eski danışmanı sözlerini şöyle sürdürüyor: "Mesela başörtüsünü sorun yaptık. Türkiye artık gelişiyor. Taş devri politikalarını geride bırakmak lazım."

Yargı reformu kaçınılmaz

Antidemokratik yollarla seçilmiş hükümetleri düşürmeye çalışan Ergenekon'un hâlâ köklerinin kazınamadığını söyleyen Salih Yaşlak, bunun sebebini yargıya bağlıyor. Hükümetin bu yapılanmanın üzerine gittiğini ancak hâlâ sorunun çözülemediğini dile getiren Yaşlak, yargıda reform yapılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor. Davaların bir mahkemeden diğer bir mahkemeye geçirildiğini hatırlatan Prof. Yaşlak, şöyle devam ediyor: "Yargıda büyük bir reform yapılması lazım. Adalet ve Kalkınma Partisi diyoruz ya bu hükümet kalkınma işini halletti. Adalet kısmında da kanuni çerçevede düzenleme şart."
ZAMAN

Bu haber 3,245 defa okundu.