En Sıcak Konular

Ruprecht Polenz: İslam Avrupa'nın bir parçası

28 Haziran 2010 15:02 tsi
Ruprecht Polenz: İslam Avrupa'nın bir parçası Alman Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz, "İslam Avrupa tarihinin her zaman bir parçası olmuştur" dedi.

Alman magazin portalı Telepolis'in 26 Haziran 2010 tarihli internet sayfasında, Eren Güvercin'in Alman Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz ile yaptığı ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan mülakatın çevirisi şöyledir:

CDU'nun Önde Gelen Siyasilerinden Alman Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz, Türkiye'nin AB'ye Katılmasını Destekliyor, Türkiye ve İslam'a Karşı Olan Ön Yargılara Değiniyor

GÜVERCİN: Sayın Polenz, uzun zamandır Türkiye'nin AB üyeliği konusunda lehte hareket ediyorsunuz. Yeni çıkardığınız kitabınızda da savlarınızı destekliyorsunuz. Savunduğunuz görüşle CDU içinde epey yalnız kalmıyor musunuz?

POLENZ: Yaklaşımımda yalnız değilim ki... Ama görüşümün parti içinde azınlıkta kaldığı doğru. Kitabımı bunu değiştirmek için kaleme aldım.

GÜVERCİN: Başbakan ve CDU içindeki geniş bir kesim, Türkiye için daha ziyade "imtiyazlı ortaklığı" savunuyor. Hangi gerekçeler sizi Türkiye'nin tam üyeliğine ikna ediyor?

POLENZ: Türkiye adil bir fırsatı hak ediyor. Kopenhag Kriterlerini sadece kâğıt üzerinde bırakmayıp tümüyle ve eksiksiz bir şekilde hayata geçirdiği takdirde Türkiye AB'ye üye olabilmelidir. Sürecin sonuna kadar başarıyla sürdürülmesi hem Türkiye hem de Avrupa'nın çıkarına. Fakat bu konuda özellikle Türkiye'ye çok görevler düşüyor.

GÜVERCİN: Bunun dışında tam üyeliğe karşı olanlar, Türkiye'nin kültürel bakımdan Avrupa'ya uygun olmadığını dile getiriyor. Buna nasıl yaklaşıyorsunuz?

POLENZ: Bu, bilinçaltına yerleşmiş, açıktan dillendirilen ve halkı karşıt tutuma iten en güçlü argümanlardan biri. Daha yakından bakıldığında ise Türkiye'nin Avrupa'ya uygun olmamasının ve farklı olmasının ardında başka bir dine mensup olması, üstelik çok olumsuz bir İslam imajına sahip olması yatıyor. İslam'ın bu şeklinden korkuluyor, mesafeli durulmak isteniyor ve bu nedenle de Türkiye, AB'de görülmek istenmiyor.

GÜVERCİN: Bu ön yargı nereden kaynaklanıyor?

POLENZ: Bunun derin tarihî kökleri söz konusu. Okuldaki ders kitaplarına ve tarih algısına göz atıldığında, Batı'nın Doğu ile bir tür sona ermez ihtilafı tarif edildiği görülür; oysa daha yakından bakıldığında İslam'ın aslında Avrupa tarihinin her zaman bir parçası olduğunu gösteriyor olmasına rağmen. Osmanlı İmparatorluğu'nun, Avrupa'nın büyük güçler korosunda her zaman sesi çıkmıştır. Günümüz Avrupa'sının din ve devlet etkilerini birbirinden ayrı tutma temel inancı aslında dinî yaklaşımlarla üstesinden gelinemeyecek siyasi engellemeler çıkarmaya izin vermiyor.

GÜVERCİN: Yaşanan son İsrail-Türkiye krizi sonrasında Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığı söyleniyor. Bu kaygılara katılıyor musunuz?

POLENZ: Hayır, buna katılmıyorum. Gerçi kitabımda ben de Türkiye'nin, İran veya Sudan gibi zor ülkelere karşı yaklaşımlarında, çoğu söyleminde açıklık sorunu yaşadığını dile getiriyorum. Bana göre özellikle Türkiye'nin İran'a yaptırım meselesinde, BM Güvenlik Konseyinde müttefik ve daimi üyelerin yanında oy kullanmaması ağır bir hataydı. Bunun dışında Türkiye'nin "komşularla sıfır sorun" politikası, Avrupa'nın da işine geliyor. Çünkü bir aday ülkenin ki Türkiye öyle, komşularıyla çözemediği sorunlarını AB'ye taşıması istenmez.

Bugünkü İktidar Öncekilerden Çok Daha Fazla İş Başardı

GÜVERCİN: Kendine has jeopolitik konumu düşünüldüğünde, Türkiye'nin bütün seçenekleri masada açık tutmayı istemesi anlaşılır değil mi? İslam dünyasına yöneliş, Batı'dan kopmakla eş değer olarak mı yorumlanmalı?

POLENZ: Türkiye'nin kendi bölgesel politikasını geliştirmesini anlaşılır buluyorum. Bu, Avrupa'nın da çıkarına. Ancak Türkiye, İran meselesinde, İran'ın bütün dünyayı derinden kaygılandıran bir nükleer politika izlediğini ve Çin ve Rusya'nın bile Güvenlik Konseyinin İran'ı caydırma amaçlı yaptırım kararına yeniden yeşil ışık yaktığını görmeli. Yani Brezilya ile bir olup böyle bir karara karşı çıkamazsınız. Böyle yaparak uluslararası politikanın başarısını tehlikeye atmış olursunuz. İran meselesiyle çok yakından ilgileniyorum. Türkiye ve Brezilya'nın da aynı tarafta olması çok daha iyi olurdu.

GÜVERCİN: AB tarafından oyalanmasının da Türkiye'yi olası başka alternatiflere ittiği mümkün olabilir mi?

POLENZ: "Oyalıyorlar" yaklaşımının üyelik sürecine yarar getirdiği kanısında değilim. Diğer yandan daha akıllı olan Türk dış siyasiler de kendi bölgesel siyasi başarılarının önemli oranda AB sürecine bağlı olduğunun elbette ki farkında. Her dış politika, ihtimalleri çerçevesinde ülkenin kendi ekonomik potansiyeline endeksli.

GÜVERCİN: Türkiye'nin kendi iç reform sürecini nasıl değerlendirirsiniz? Bu sürecin oldukça yavaşladığı ve durma noktasına geldiği izlenimi uyanıyor.

POLENZ: Almanya Echternach'ta dinî ilkbahar yürüyüşü vardır. Yürüyüş, bir adım ileri iki adım geri atılan bir tür hac yolculuğudur. Bu biraz Türkiye'nin reform sürecini de karakterize ediyor. Bugünkü hükûmetin -şu noktada hâlâ öyle- öncekilere oranla çok daha fazla iş başardığı bir gerçek. Özellikle artık Sayın Bağış'ın AB makamlarıyla yapılacak bütün üyelik müzakerelerinde "Başmüzakereci" tayin edilmesiyle beraber reform isteğinin canlı tutulacağını ümit ediyorum.

GÜVERCİN: Öte yandan Erdoğan, seçmenlerinde pek olumlu sonuç vermese bile Kürt sorununu çözme konusunda ciddi görünüyor. Buna rağmen Erdoğan'a karşı Batı'da şüpheler günden güne artıyor. Erdoğan'ı örtülü bir "İslam ajandası" uygulamakla suçlayanlar hiç de azımsanmayacak sayıda. Bu iddiaları ne kadar inandırıcı buluyorsunuz?

POLENZ: Hakkındaki bu değerlendirmeleri okuyorum elbette. Örneğin –çok takdir ettiğim- Türk sanayici İsah Alaton gibi farklı kişiliklerin değerlendirmelerini de takip ediyorum. Bütün bu sesler bana onun gelişim göstermeye devam ettiğini, İslamcı bir ajandasının olmadığını söylüyor. Tabii ki fevrilik var fakat Türk muhalefetinin bu iktidar hakkında başka ülkelerde yaymaya çalıştığı endişeler temelden yoksun.

NEUE ZÜRCHER ZEITUNG:
AB'YE OLUMLU YAKLAŞIM ZAYIFLADI
BERN, 27/06(BYE)- Tirajı günde 125.228 olan Neue Zürcher Zeitung'un 26 Haziran 2010 tarihli sayısında, Jürg Dedial ve Eric Gujer imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan söyleşinin özet çevirisi şöyledir:

CDU Milletvekili Ruprecht Polenz, Avro İstikrarı Kriterlerinin ve

Türkiye'nin AB Üyeliğinin Güçlendirilmesini İstiyor

SORU: AB'nin genişleme açlığı ilk etapta yatışmış gibi. Siz, Türkiye'nin AB üyeliğini çok desteklediniz. Bunu hâlâ yapıyor musunuz? Türkiye, daha çok kendisi Avrupa'ya tekrar sırtını döndü.

POLENZ: Benim Türkiye'nin üyeliğini savunmam uzun vadede geçerli. Türkiye, Kopenhag Kriterlerini yerine getirirse bu adım büyük bir kazanç olur. Türkiye'nin sözde Doğu'ya yöneliminin ise geri dönülemez bir süreç olduğunu düşünmüyorum. Türkiye, "komşularla sıfır sorun" siyasetine göre hareket ediyor. Türkiye, kendisinin tam da AB üyeliği perspektifi nedeniyle ilgi çekici olduğunu biliyor.

BYEGM



Bu haber 736 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,685 µs