En Sıcak Konular

İrtica ile Mücadele Eylem Planı Davası’nın ilk duruşması ertelendi

28 Haziran 2010 12:55 tsi
İRTİCA ile Mücadele Eylem Planı adlı belgenin altında imzası olduğu iddia edilen Kurmay Albay Dursun Çiçek’in de aralarında olduğu 7 sanıklı davanın ilk duruşması sona erdi.

Tutuklu sanık Serdar Öztürk’ün avukatı Hasan Gürbüz, üye hakimler Hasan Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk'un reddini talep etti. Duruşmaya karar için ara verildi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, reddi hakim talebinin CMK’ya göre değerlendirilmesi için kendi içlerinde oluşturacakları bir heyet tarafından incelenmesine karar verdiklerini açıkladı. Başkan Şengün, bu karar belli oluncaya kadar duruşmanın ertelenmesine, duruşma tarihinin taraflara daha sonra bildirilmesine de hükmetti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Kurmay Albay Dursun Çiçek, Avukat Serdar Öztürk, Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım ile tutuksuz sanıklar Bedrettin Dalan’ın özel kalem müdürü İlhami Ümit Handan ve avukatları katıldı. Hakkında yakalama emri olan ve halen yurtdışında olan İSTEK Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bedrettin Dalan ile MİT İzmir Bölge Başkanı Özel Yılmaz ise duruşmaya gelmedi. Mahkemede Başkan Köksal Şengün ile üye hakimler Hüsnü Çalmuk ve Sedat Sami Haşıloğlu görev yaptı.

Silivri Cezaevi’ndeki salonda saat 09.30’da başlayan duruşmada ilk olarak sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Kurmay Albay Dursun Çiçek, tahsil durumu sorulduğunda "Doktora" yanıtını verdi. Albay olduğunu belirten Çiçek, aylık gelirinin 4 bin TL olduğunu ayrıca 500 TL kira geliri olduğunu ifade etti. Duruşmada hazır olan sanıklardan en yüksek gelire sahip olan 5 bin TL ile matbaacı olduğunu söyleyen İlhami Ümit Handan oldu. En düşük gelir ise 900 TL ile gazeteciler Ufuk Akkaya ve Mehmet Deniz Yıldırım’a ait.

Ardından Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki İlhan Cihaner dosyasının kendi dosyalarıyla birleştirildiğini ancak dosyanın uyuşmazlık nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderildiğini hatırlattı.

"BİRLEŞTİRME KARARINDAN DÖNÜLSÜN"

Mahkemenin birleştirme kararının hatalı olduğunu savunan Serdar Öztürk’ün avukatı Hasan Gürbüz, "Yargıtay’ın birleştirme kararı varken Mahkemenizin bu kararı hukuka uygun değildir. Bu karardan rücu edilmesini talep ediyorum" dedi. Ufuk Akkaya ve Mehmet Deniz Yıldırım’ın avukatı Mehmet Cengiz de, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin birleştirme kararını 25 Haziran’da verdiğini hatırlatarak, bu kararın duruşma günü beklenmeksizin gıyaplarında verildiğini söyledi. Davayı esastan etkileyecek olan bu kararın savunmanın görüşü alınmadan verilmesinin hukukla bağdaşmayacağına dikkat çeken Cengiz, Erzurum’daki dosyanın Yargıtay’daki dosyayla birleştiğini ve artık ortadan kalktığını, kapandığını belirtti. Bu nedenle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının yok hükmünde olduğunu kaydeden Cengiz, "Mahkemenizin birleştirme kararında da kabul edildiği gibi Sayın İlhan Cihaner, birinci ve ikinci dosyaların her ikisinde de sanıktır ve Sayın Cihaner, birinci sınıfa ayrılmış Cumhuriyet Başsavcısı olduğundan Yargıtay’da yargılanması gerekmektedir. Tek başına bu kabul dahi, her iki dosyanın yargılamasının Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nde yapılmasını zorunlu kılmaktadır" dedi.

Hakim ve savcıların işledikleri suçlara katılanların da aynı soruşturma ve kovuşturma mercilerine tabi olduklarına değinen Cengiz, "Örnek verelim. Yarın, Deniz Feneri yolsuzluğundan Recep Tayyip Erdoğan, Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi’nde yargılanacağında, onun suç ortakları da orada yargılanacaklardır. Nitekim geçmişte Yüce Divan’da yargılanan bakanların suç ortakları olan müteahhitler de onunla birlikte orada yargılanmışlardır. Peki, konu Cumhuriyet’in bir başsavcısı olunca uygulama değişecek midir?" diye konuştu. Cengiz şöyle devam etti:

"Yargıtay 11. Ceza Dairesi, İlhan Cihaner dosyası ile Saldıray Berk dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu sonucuna varmıştır. Mahkemeniz de, Saldıray Berk dosyası ile kamuoyunda Dursun Çiçek dosyası diye bilinen dosyamız arasında yine hukuki ve fiili irtibat bulunduğu sonucuna varmıştır. Her iki birleştirme kararındaki gerekçeler esas alındığında, her üç dosyanın birlikte ele alınması gereği ortaya çıkmaktadır. İlhan Cihaner’in konumu itibariyle, Yargıtay 11. Ceza Dairesi’ndeki davaların, Mahkemenizde görülmesi yasal olarak olanaksızdır."

Bu nedenle Avukat Cengiz, mahkemenin 25 Haziran tarihli birleştirme kararından rücu edilmesine (geri dönme) ve dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nde görülmekte olan davayla birleştirilmesine karar verilmesini istedi.

"ANKARA’DAKİ OLAYLAR İÇİN NEDEN İSTANBUL'DA DAVA AÇILIYOR?"

Daha sonra söz alan Dursun Çiçek’in avukatı Celal Ülgen ise, müvekkilinin özel durumu nedeniyle bazı itirazlarda bulunacağını söyledi. Bu davanın diğer sanıkları ile Dursun Çiçek arasında somut, açık ve tatmin edici bir irtibat kurulamadığını anlatan Ülgen, askeri yargının görevli olduğunu kaydetti. Yargılama açısından yer bakımından yetki kavramının da irdelenmesi gerektiğine işaret eden Ülgen, "Erzincan’daki olaylar için Erzurum’da dava açılmıştır. Peki Ankara’daki olaylar nedeniyle neden İstanbul’da dava açılıyor. Coğrafi bölge açısından mahkemeniz yetkili değildir. Öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın askeri ceza mahkemelerine gönderilmesine aksi takdirde bu kez coğrafi bölge açısından konunun değerlendirilmesine ve dosyanın Ankara özel yetkili ağır ceza mahkemelerine gönderilmesine karar verilsin" dedi.

Taleplere ilişkin görüşü sorulan savcılar taleplerin reddedilmesini istedi. Talepler üzerine verdiği kısa bir aranın ardından kararını açıklayan Mahkeme, birleştirme kararından rücu edilmesi talebini "daha önce verilen kararda isabetsizlik olmadığı" gerekçesiyle oy çokluğu ile reddetti. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ise bu karara muhalefet etti. Mahkeme ayrıca görev ve yetki yönünden yapılan itirazları da reddetti.

REDDİ HAKİM TALEBİ

Kararın ardından tekrar söz alan Avukat Hasan Gürbüz, mahkemenin tarafsızlığını koruyamayacağının ortaya çıktığını belirterek "Yargıtay’ın fotokopi üzerinden karar vermekle eleştirenler birleştirme kararında Yargıtay’daki dosyayı görmeden pek çok yorum yapmışlardır. Yargıtay’daki tahliyelere ilişkin de pek çok yorum yapmışlardır. Buradan çıkan anlam şudur: Bu dosya bizde olsaydı, tahliye etmezdik" dedi. Bu dosyadaki sanıkların birbirlerini tanımadığına vurgu yapan Gürbüz, "Gerekçelerde ’Çiçek ve arkadaşları’ cümlesi ile sanki hepsi suçlu ilan edilmiştir. Mahkeme bu durumda ihsas-ı rey yapmıştır. Bu nedenle üye hakimler Hasan Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk'un reddi hakim talebinde bulunuyoruz" diye konuştu.

SAVCI: YARGILAMAYI UZATMAYA YÖNELİK BİR TALEP

Talebe ilişkin aranın ardından görüşü sorulan savcılar, bazı sanık avukatlarının mahkemenin 3 üye hakimine yönelik reddi hakim talebinin CMK’da yer alan gerekçelere ve somut nedenlere dayandırılmadığını belirtti. Bu talebin yargılamayı uzatmaya yönelik bir talep olduğunu ifade ederek bu talebin reddine karar verilmesini ve talebin değerlendirilmesi için dosyanın bir üst mahkeme olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini istedi.

KARARDAN SONRA DURUŞMA GÜNÜ BELLİ OLACAK

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, reddi hakim talebinin CMK’ya göre değerlendirilmesi için kendi içlerinde oluşturacakları bir heyet tarafından incelenmesine karar verdiklerini açıkladı. Başkan Şengün, bu karar belli oluncaya kadar duruşmanın ertelenmesine, duruşma tarihinin taraflara daha sonra bildirilmesine de hükmetti.

ÇİÇEK ÇİFTİNİN İLGİNÇ DİYALOGLARI

Duruşma salonunda sanıklar için ayrılan bölümlerde Dursun Çiçek’in diğer sanıklardan ayrı olarak oturduğu gözlendi. Beyaz ceket giyen Çiçek’in duruşmaya verilen arada eşi Gülşen Çiçek’le yaptığı konuşmadaki diyalogları dikkat çekti. Eşine tutuklu sanıkların durduğu bölümden seslenen Dursun Çiçek, "Türkiye’de sanal Dursun Çiçek var" dedi. Buna, eşi Gülşen Çiçek, "Evet. Erzincan’da da ortaya çıkmıştı zaten" diye karşılık verdi. Çiçek çifti arasında ıslak imza da espri konusu oldu. Gülşen Çiçek, "Senin imzanı annem bile dün akşam attı. Bir kere de aynısını attı" deyip güldü. Bu sözlere yorum yapmayan Çiçek’in gülümsediği görüldü.

Öte yandan, davanın ilk duruşması olması nedeniyle jandarma ekipleri yoğun güvenlik önlemleri aldı. Jandarma ekipleri, eğitimli köpeklerle cezaevi ve duruşma salonunun bulunduğu bölgeye giden araçları tek tek kontrol etti.



Bu haber 615 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,666 µs