Bakan Bağış'ın Lübnan yorumu

24 Haziran 2010 16:27 tsi
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin güvenliği ve istikrarı için Türkiye ile Lübnan’ın uluslararası ilişkilerinin önemine dikkat çekerek, iki ülke arasındaki ilişkilerinin yumuşamasında da Başbakan Erdoğan’ın rolü bul

TBMM Genel Kurulu’nda, Lübnan’da BM Geçici Görev Gücü(UNIFIL) bünyesindeki Türk askerinin görev süresinin, 5 Eylül 2010 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılması için Hükümete izin verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi üzerine konuşan Bağış, Lübnan makamlarının doğrudan talepleri ve bölgedeki güvenlik koşullarının dikkate alındığında Hükümetin önerisi üzerine tezkere kararı aldığını belirtti.

Bağış, "Güvenlik konseyinin görev süresinin uzatılmasına karar vermiştir. Bugün gelmesinin nedeni Meclis takvimini rahatlatmaktadır. Bölge ülkelerinin barış güvenlik ve istikrarı ülkemiz ile yakından bağlantılıdır. Ortadoğu’da süren istikrarsızlık ve itilaflar ülkemizi de doğrudan etkilemektedir. Aynı şekilde başka komşularımız da olmak üzere bölge ülkelerinde refahın artmasının ülkemizin ekonomik kalkınmasında da olumlu etkileri var" dedi.

Ortadoğu’daki bütün sorunların birbiriyle ilintili olduğu, uluslararası toplumun giderek daha fazla kabul gördüğünü kaydeden Bağış, "Ülkemizin öteden beri vurguladığı bölgedeki sorunların ayrı ayrı ele alınamayacağına dair görüşün, uluslar arası toplum tarafından amaçlanması da memnunluk vericidir. Türkiye Ortadoğu’daki sorunların diyalog ve uzlaşı yoluyla çözülmesine öncelik vermekte. Dayanışmanın ve işbirliği kültürünün hakim kılmasını amaçlamaktadır. Bu çerçevede güçlendirilmiş siyasi diyalog, karşılıklı ekonomik bağımlılık ve yoğunlaştırılmış yöntemlerle ilişkilerimizi değiştirmeye caba harcıyoruz" diye konuştu.

-BAŞBAKAN’IN ROLÜ-

Bağış, iki ülke arasındaki ilişkilerinin yumuşamasında da Başbakan Erdoğan’ın rolü bulunduğunu ifade ederek, Türkiye, Lübnan ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi sürecinde çok önemli bir rol oynadığını savundu.

Bağış, "Bu süreçte iki ülke nezdinde yapıcı tutum sergilemiş, diplomatik ilişkilerin kurulmasında tarafları teşvik etmiştir. Son 8 yılda Türkiye’nin karşılıklı olarak vizeleri kaldırdığı 22 ülkeden biri Lübnan oldu. Bunlar eskiden ülkeyi yönetenlerin hayallerinde bile göremeyeceği gelişmelerdir ama AK Parti iktidarında, Türkiye her zamanki o kararlılığıyla, diklenmeden dik duruşuyla bütün dünyanın saygı duyduğu, takdir ettiği bir ülke olmuştur" dedi.

Lübnan’a sağladıkları katkılardan, bu ülkedeki bütün kesimlerin son derece mutlu olduğunu, Türkiye’nin katkılarını şükranla andıklarını belirten Bağış, bütün bu gelişmelere rağmen halen kırılgan bir ortam bulunduğunu ifade etti.

Lübnan’daki hükümetin işini zorlaştırdığını, Orta Doğu barış sürecindeki tıkanma ve İran’ın nükleer programıyla ilgili gerginliğin tırmanması gibi önemli bölgesel sorunların, Lübnan’daki kırılgan ortamı daha da hassas hale getirdiğini dile getiren Egemen Bağış, bölgede, ne deniz ne kara birliklerinin, bugüne kadar saldırı, tecavüz veya tacize maruz kaldığını ifade ederek, kara birliklerinin BM denetlemesinde örnek birlik seçildiğini anlattı.

-İSRAİL SALDIRISI-

İsrail’in, Gazze’ye yardım taşıyan konvoya yönelik saldırıda Türkiye’nin yalnız kaldığı iddialarını da yanıtlayan Bağış, İsrail saldırısını 120 ülkenin kınadığını, eleştirdiğini, 23 ülkenin parlamentosunun Türkiye’ye destek bildirisi yayımladığını, Avrupa Parlamentosu’nun, Türkiye’nin girişimleri sonucunda İsrail’i kınadığını, uluslararası komisyon kurulmasına vurgu yaptığını anlattı. Bağış şöyle dedi:

"Bir yandan kendi ülkemiz içinde demokrasiyi güçlendirirken, etnik kökeni, dini inancı, siyasi görüşü ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızın bireysel hak ve hukukunu en az AB üyesi ülkelerdeki bireysel hak ve hukuk seviyesine getirme yolunda adımlar atmaya devam edeceğiz. Bu ülkenin güvenlik güçlerine silah çekenlere, anladığı dilden cevap verirken, bölgenin günahsız insanlarına tabii ki farklı davranacağız. Biz yaş ile kuruyu birbirine karıştırmayacağız. Onun için hiç kimsenin Türkiye’nin demokratikleşmesinden, ekonomik olarak güçlenmesinden, daha özgür, daha çağdaş anayasaya kavuşmasından tedirgin olmasına gerek yoktur."(

Bu haber 676 defa okundu.