En Sıcak Konular

Özel harekatçıları kim niçin tasfiye etti?

24 Haziran 2010 14:10 tsi
Özel harekatçıları kim niçin tasfiye etti? Mardin'de yaşanan olay askerin özel harekata karşı tutumunu farklı bir noktaya taşıdı. İşte operasyon bitene kadar yaşanan şok edici olay...

Türkiye bugün terörle mücadelenin özel yöntemlerle yapılması gerektiğini tartışıyor.

28 Şubat sürecinde askerin en çok rahatsız olduğu unsurların başında terörle mücadele için kurulan özel tim polisleri geliyordu.

Oysa özel harekat timleri teröristlerin korkulu rüyasıydı. Hiçbir terörist bu ekiple karşılaşmak istemiyordu.

Özellikle 1993 yılında özel harekatın konumu güçlendirildikten sonra askerle bu birim arasında çekişme daha belirginleşti.

Komutanların özel harekattan rahatsızlıkları zaman zaman onlara psikolojik baskı boyutuna kadar uzandı.

Özel timler terörle mücadelede son derece başarılıydı. Gece gündüz demeden çalışıyor, teröristlere kaçacak delik arattırıyorlardı.

Teröristin yöntemlerini iyi biliyor, kendilerine has stillerini ortaya koyup çok etkili mücadele veriyorlardı. Terörün hareket kabiliyetine karşı çok iyi refleks gösteriyorlardı.

Karadeniz'de artan terör olaylarına rağmen teröristlerin bu bölgede barınamamasının önemli sebeplerinden biri özel timlerdir. Pkk'nın etkisizleştirilmesi noktasında büyük başarılara imza atıyorlardı.

Fakat bir süre sonra terörle mücadele yürütülen kırsal kesimde, askerin isteğiyle pasifize edildiler. Özel harekat polisleri askerin emrine verildi.

Özel harekatın askerin emrine verilmesinden sonra asker-polis çekişmesi daha fazla gün yüzüne çıktı.

Öyle ki birçok yerde komutanlar özel harekatçılara neredeyse düşman muamelesi yapıyorlardı.

Komutanlar en çok da özel harekatçıların, askere kötü örnek olduğunu düşünüyordu. Çünkü askerler kendilerine özel timleri örnek alıyorlardı. Özel timin kendine has giyimleri, tarzları askeri cezbediyordu.

Mesela özel harekat timinin silah tutuş şekillerinden vücutlarına mermi sarmalarına kadar her şey asker için bir model olmaya başlamıştı.

Özel harekat timlerinin görüntülerinden araçlara biniş-iniş tarzlarına, operasyondaki hareketlerinden saç sakal ve bıyıklarına kadar her şeyleri komutanlara tabir yerindeyse batar olmuştu.

Komutanlara göre özel harekat timleri sınır tanımaz tavırlar ortaya koyuyordu.

Komutanlar en çok bu ekiplerin askerin disiplinini bozduğunu düşünüyor, askerlerin de onlara özenerek onlar gibi görünmeye çalışmalarından rahatsız oluyordu.

Birçok komutan bunu açıkça dillendiriyordu.

Hatta; o dönemin Hakkari Dağ Komando Tugay Komutanı'nın ulu orta “askeri yönetim gelse ilk önce il emniyet müdürünü ortalıkta sallandırırım” dediğine şahit olan insan sayısı az değildi.

Özel harekatçıların yerine göre birliğin tuvaletlerini bile kullanmalarına izin vermeyen, insani ihtiyaçlar için araziyi adres gösteren komutanlar vardı.

1993 yılında Mardin'de yaşanan bir olay askerin özel harekata karşı tutumunu artık farklı bir noktaya taşıdı.

Ömerli Dağları'ndaki bir operasyona askerle birlikte özel harekat polisleri de katılıyordu.

Bu operasyonda askerler özel harekat timlerini ağaçlara bağlayarak operasyon bitene kadar o şekilde tuttular.

Askere göre bunun sebebi, özel harekatçıların operasyonun disiplinini bozması, gürültü yapmaları, kendi aralarında konuşmaları ve sigara içmeleriydi.

Bu olay askerin birlikte çıktıkları operasyonda özel harekatçılara fiili müdahalede bulunduğu ibretlik bir olaydı.

Polisler operasyondan dönünce durumu valiye şikayet ettiler ama bir sonuç çıkmadı.

Askerin, terörle mücadelede yanına ortak almak istememesi ve tamamen tek tip bir metot geliştirmek istemesi, özel harekat timlerini zamanla devre dışı bıraktırdı.

Güya özel harekatçılar göbekli, koşamayan, çabuk yorulan, disiplinsiz insanlar olarak lanse ediliyordu.

Özel harekat timleri sıralı sistem değildi ama kuralsız gibi gözükmelerine rağmen kendi içlerinde son derece uyumlu bir taktikleri vardı. Bu taktik karşıdaki teröristin kimyasını bozuyordu.

Özel harekatçılar kendilerini tanımlarken “teröristler bizi araçlarımızdan inerken vurabilirse vurur, vuramazsa kaçacak delik arar” derler.

Çünkü hepsi gerilla savaşı yapar. Tek başlarına mücadele eden bir stilleri vardır.
Gerçekten de teröristler özel harekatçılarla karşılaşmak istemez.

Ve askerin rahatsızlıkları sonucu, sonunda özel harekatçıların dağlara gidişine kısıtlama getirildi. Nihayetinde de özel timler 1997'de Genelkurmay'ın isteğiyle Doğu ve Güneydoğu bölgesinden çekildi.

28 Şubat süreci özel harekat timlerinin saf dışı edilmesinde etkili oldu. Bu insanlar şehir merkezlerinde masa başı işlere verildiler.

Son 10 yıldır askerin üzerinde bir hantallık olduğu ve bunun sonucu olarak da bugün terörle mücadele refleksinin zayıfladığı ortada.

Terörle mücadelenin etkisizleştirilmesi terörü dışarıdan besleyenlerin elini güçlendirdi.

Eğer terör sert karşılık görseydi; o terörün şiddeti, kendisini kullananlara dönerdi.

Ama bugün teröristler ellerini kollarını sallaya sallaya sınırdan girebiliyor ve 20 yaşındaki al yanaklı çocuklar eşkıyaya hedef oluyor.

Uygulanan belki yanlış, belki bilinçli politikalar Türkiye'yi bugün terörle mücadelede karşı karşıya kaldığı bu zor noktaya getirdi.

28 Şubat'ın uykusu maalesef bugüne kadar sürdü.

Maalesef Ak Parti de terör karşısında ordunun etkisizleşmesine müdahale edemedi.

Maalesef Ak Parti iktidarı da orduyu bir tabu olarak gördü ve onu sorgulamaya cesaret edemedi.

Başbakan “ne istedilerse verdik” diyerek hükümetin üzerine düşeni yaptığını anlatmaya çalışıyor. Fakat hükümet askere verdiklerinin doğru kullanılıp kullanılmadığını hiç sorgulamadı.

Şimdi; Ak Parti'nin hiç sorgulamadığı terörle mücadele yöntemimizin yanlışlığı en zor dönemde kendisini vurma aracı olarak karşısına çıkıyor.

Bugün teröre karşı uzman ekiplerle mücadeleyi, özel harekat polislerini, bordo berelileri, profesyonel orduyu tartışıyoruz.

Bu kaçınılmaz.

Çünkü Tekeli'de yaşadığımız gibi kimse; birliklerimize ağır silahlarla saldıran teröristleri “çoban sandık” deyip, halkı “koyun” yerine koymaya devam edemez.

samanyolu haber



Bu haber 1,652 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,666 µs