Tanrı parçacığını sese döktüler!

24 Haziran 2010 10:38 tsi
Bilim, 'ilahi sesin' peşinde iyibilgi özel

İsviçre-Fransa sınırındaki CERN'de (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) çok ilginç gelişmeler yaşanıyor. Biliyorsunuz Nisan'dan beri yer altında çeşitli deneyler yapılıyor. Milyarlarca avroluk yatırım ve binlerce bilim adamı, evrenin başlangıç safhasında maddenin nasıl oluştuğunu araştırıyor, maddenin temel parçacıklarını bulmaya çalışıyor. Bu parçacıklardan en önemlisi de, şimdilik sadece bir hipotez olan Higgs-Boson parçacığı. Kısaca bu parçacık, Standart Model'e göre maddeye kütlesini sağlayan temel şey. Popüler kültürde "Tanrı parçacığı" olarak biliniyor.

Deneyin şimdiye kadar gerçekleşen bölümlerinden elde edilen veriler, hala işlenme aşamasında. O derece büyük veri boyutlarından bahsediyoruz ki, sırf bu verileri işleyebilmesi için yepyeni bilgi-işlem teknolojileri geliştirildi. Ve bu verilerin analiz edilmesi daha uzun vakitler alacak gibi gözüküyordu.

Oysa şimdi, bilim insanları yeni bir teknik kullanarak, bütün bu analiz işlemini çok daha kısaltabilecek bir çözüm geliştirdiler. Tekniğin adı: "Seslendirme"

Bu işlem basit bir prensipe dayalı: Verilere ses eklemek. En basit örneği de, radyoaktif yoğunluğu ölçmek için kullanılan Geiger-metre. Hani bir yerde radyoaktif yoğunluk arttıkça, daha sık frekanslarla tiz ses çıkartan alet. İşte bu basit prensibe dayanarak, bir grup bilim insanı, sanatçı ve müzisyen, deneyden elde edilen verilere ses ekleyerek, "Tanrı parçacığını" daha çabuk bulmayı amaçlıyor. İşlemin detayları fazla teknik olduğu için burada o derinliğe girmiyoruz. Fakat projede yetkili isimlerden biri olan Dr. Lily Asquith'in yaptığı şu açıklma, yeteri kadar aydınlatıcı olsa gerek:

"Ses, kompleks verileri temsil etmek için mükemmel bir araç. Kulaklarımız, seslerin kaynağı ve yerini belirlemekte son derece başarılıdır. Tempo ve perdedeki ufak değişiklikleri, desenleri mükemmel şekilde fark edebilme imkanına sahibiz."

Projede yer alan Richard Dobson adındaki besteci, verilerin ortaya çıkardığı melodiyi duyduğunda ne kadar şaşırdığını itiraf ediyor:

"Ses içersindeki yapılar öyle belirgin ki, sanki biri onları bestelemiş..."

Varoluşun sırrını ve Tanrı parçacığını ses ile bulmaya çalışan bilim insanları,  semavi dinlerin "sese" verdiği önemden ilham almış olsa gerek. Keza Kur'an-ı Kerim'in fonetik yapısı ve tecvit kurallarına atfedilen önemi bilenler için, bu tekniğin dayandığı prensipler çok da yabancı değil.

Bu haber 2,120 defa okundu.