En Sıcak Konular

'Saldırılar açılıma karşı yapılıyor'

22 Haziran 2010 12:18 tsi
'Saldırılar açılıma karşı yapılıyor' Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Genel Koordinatörü Sedat Laçiner, demokratik açılımın terör örgütünü kinlendirdiğini ve saldırıların açılıma karşı yapıldığını söyledi.

Laçiner, İsrail'in PKK'ya destek verdiğini, bunun çok net olduğunu ifade etti. Laçiner, "Bu, sizin Türkiye'deki sorumluluklarınızı ortadan kaldırmıyor." dedi.

Örgütün sıkıyönetimde doğduğuna, OHAL'de büyüdüğüne dikkat çeken Laçiner, referandum ve seçime kadar eylemlerin daha da artacağını belirterek, "Maksatları da bir OHAL getirebilirler mi veya Türkiye'deki istikrarı kırabilirler mi? Bunun peşindeler. Bütün maksat, hükümeti düşürebilmek, çok partili bir hükümet, kaos ortamına sürükleyebilmek. Son derece kararlılar." diye ifade etti.

İsrail'in PKK'ya destek vermesinin çok net olduğunu savunan Laçiner, güvenlik güçlerinin zaaf içerisinde olmaması gerektiğini vurguladı.

Cihan muhabirine konuşan Laçiner, dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin terörle mücadeleyi yeterince konuşamadığını dile getiren Laçiner, konuşulan şeyin daha ziyade ideolojik tavır almalar olduğunu ifade etti. "Muhalefete bakıyorum hep OHAL'i ilan edelim gibi kolaycılık, eleştiriler yapıcı değil. 'Ne yapalım?' sorusunun cevabını veren eleştiriler değil." diyen Laçiner, yeterince bu konunun teknik tartışılmadığını, birisinin çıkıp daha çok demokrasi dediğini, diğerinin daha çok silah dediğini kaydetti.

"Daha çok demokrasi ama nasıl, silah ama nasıl?" diye soran Laçiner, şöyle devam etti: "Teknik boyutlarıyla konuşulmadığı için çözüm noktasına odaklanamıyor. Bazı noktalar hep tabu olarak kalıyor. Çözüm konusunda onlara gelinemiyor dahi. Terörle mücadele yönetiminde çok büyük sorunlar var. Yasalarımıza göre terörle mücadeleden sorumlu birim Genelkurmay Başkanlığı değildir. Valiliğin talep etmesiyle geçici ve olağanüstü bir yöntemdir terörle mücadele. Ama bugün baktığımızda, terörle mücadeleyi Genelkurmay yürütüyormuş gibi görünüyor. Oysa yasalarımızda Karakuvvetleri'nin terörle mücadelede kullanılması tamamıyla geçici bir durum. Şimdi geçici olanın kalıcı hale gelmesi söz konusu. Olağanüstü hallerde kullanılan yöntemlerin, araçların olağanlaştırılması söz konusu. Ama buna paralel bir yapılanma yok."


"KURUMLAR ARASINDA UYUM YOK"

Polis, asker, istihbarat gibi kurumlar arasında uyum olmadığını iddia eden Laçiner, bir karakolun bir karakolla bağlantısının dahi bulunmadığını savundu.

Adam akıllı terörle mücadele yönetiminin oluşturulması gerektiğini vurgulayan Laçiner, "Ben sadece teröristle mücadeleden bahsediyorum. Terörle mücadele, teröristle mücadelenin çok daha ötesinde. Çok fazla yeni kurum oluşturmaktan ziyade, mevcut olanları yeniden yapılandırmaya ihtiyaç var. Aradaki uyumu, iletişimi artıracak önlemlere ihtiyaç var. Görev tanımı yapılmasına ihtiyaç var. Terörle ve teröristle mücadeleye bir patron lazım. Bu başbakansa, bunu belirlemek gerekiyor, değilse Başbakan yardımcısı, onun belirlenmesi lazım. Bütün kurumların onun emrinde olması lazım ama gerçekten onun emrinde olması lazım. Denetimde, gözetimde, sevk ve idarede onun söz sahibi olmazı lazım." dedi.


"SALDIRILAR AÇILIMA KARŞI YAPILIYOR"

Terör olaylarının mevsimsel bir boyutunun bulunduğunu dile getiren Laçiner, kışın eylem yapmakta zorlanan örgütün havalar ısınınca eylemleri artırdığını söyledi. Fakat, buna böyle yaklaşmanın da biraz ilkellik olacağına dikkat çeken Laçiner, terörü mevsimlere bağlamanın çok ilkel bir yaklaşım olacağının altını çizdi.

"Yaz geldi terör arttı, bu kader mi? Başka ülkelere de yaz geliyor ama terör artmıyor." diyen Laçiner, "Saldırılar demokratik açılımın bir sonucu. Buna karşı yapılan bir hareket bu. Demokratik açılım sözü daha fazla teleffuz edilince terör örgütü kinlendi. Eylemleri sıklaştırmaya, gerek KCK gerek PKK üzerinden daha çok eylem yapmaya çalıştı, çabaladı. Terörün demokrasiden ciddi bir korkusu var. OHAL, sıkıyönetim gibi öneriler ise açıkçası PKK'nın tam istediği şeyler. OHAL, PKK'nın istediği hal. Bu örgüt, sıkıyönetimde doğdu, OHAL'de büyüdü. Türkiye bu yöntemleri kullanmamış değil ki. Bugün bile Türkiye'nin kullandığı pek çok yöntem aslında dünya standartlarının altında. Ordunun veya güvenlik güçlerinin bugün 'şu yasa var elim kolum bağlı' demesi gibi birşey yok. Ya yasaları bilmiyorlar ya insiyatif almasını ya da kurumsal çarkta çalışmasında sorun var. Bu yasalar güvenlik güçlerini ETA'ya, IRA'ya karşı etkiselleştirmiyor da veya İngiltere'de Elkaide'ye karşı güvenlik güçlerini zayıflatmıyor da Türkiye'de niye zayıflatıyor?" diye konuştu.

Açılımın içinin, o tarihe kadar yapılması gerekenler yapıldığı için doldurulamadığını anlatan Laçiner, yapılacak neredeyse çok az şeyin kaldığını ifade etti. Laçiner, şunları ifade etti:

"Kürtçe televizyon 24 saat yayında, yer isimlerinin değiştirilme sözü verilmiş. Bunlar demokratik açılımdan evvel olan işler. Kürt kelimesini kullanmak yasak ve tabu değil. Demokratikleşme adına yapılacakların tamamına yakını yapıldı. Belki eğitimde bir iki iş kalmış olabilir. Bunun son noktası siyasi alanda konulmak istendi. Buda PKK'yı korkuttu. Çünkü bu terörün tasviyesi anlamına geliyordu."


"TERÖR AKTİFSE YOL ALAMAZSINIZ"

PKK ve DTP bugünkü adıyla BDP, bir de bunların peşinden giden bazı kendisini entelektüel olarak yansıtan insanların terör örgütünü bir vakıf, bir dernek sandıklarını dile getiren Laçiner, şöyle konuştu:

"PKK bir terör örgütüdür. Eğer değilse, kimdir dünyada terör örgütü? Sanıyorlar ki İngiltere'de devlet terör örgütü İRA ile masaya oturdu ve anlaştı. Böyle bir şey söz konusu değil. Bir kere silahların konuştuğu ortamda anlaşma mümkün değildir. Hiçbir devlet böyle birşeye gidemez, gitmemiştir. Dünyada örneği yoktur. Dolaylı görüşme olmuştur, ortam hazırlanmıştır. İRA saldırılarını zirve noktasına taşısaydı orada bugünkü tablo ortaya çıkamazdı. Bugünde PKK ne kadar saldırıyorsa o kadar demokratik açılımdan uzaklaşılıyor. Birde aydın bildiğimiz insanların bazı sorumlulukları var. İşte 'PKK terör örgütü, KCK sivil hareket', hiç ilgisi yok. Bunları bilecek düzeyde olmaları gerekiyor. Taş atan çocuklar konusunda devleti eleştiriyorlar. Tamam ben de eleştireyim. Verilen cezanın suç ile uyumlu olması icap eder. Çocuklara göre bazı ayrıcalıkların yapılması mümkündür. Taş atan çocukları kim çıkardı sokağa. PKK çıkardı, niye çıkarıyorsun ki. Çocuk taş mı atar. Burada sokağa çıkaran adamı görmeyip ondan sonra bunlar sürekli ceza meselelerine odaklanınca işin özü kaçmaya başlıyor. Bir terör var, terör aktif olduğu sürece elinde silah binlerce insan ortalıkta dolaştığı sürece yol alamazsınız. Öncelikle silahlar bir tarafa konacak. Bunu yapabilmeniz için de devletin güvenlik güçlerinin çok güçlü olması lazım. Bu kadar zaaf içerisinde olursanız, sürekli canı istediği zaman karakolunuza saldırıyor, burada bir uzlaşma sağlanamaz ki. Normalde olması gereken; terör örgütünü kuşatacaksınız, bir açık kapı bırakacaksınız, müsade ettiğiniz kapı olacak ve o kapıdan da terör örgütünü meşrulaştırarak çıkaracaksınız. Ama bizde öyle değil, bir kapı bırakılmadı. Bizde her yer açık, demokratik açılım yapılmaya çalışıldı. Böyle bir şey mümkün değil."


"PKK, REFERANDUM VE SEÇİME KADAR TAM SALDIRI KARARI ALDI"

Teröristle mücadelenin odak noktasında Genelkurmay bulunduğunu ifade eden Laçiner, diğer sorumlu olanların ortada olmadığını savundu.

Teröristle mücadele kısmında, hükümetin sanki bunu kendi yetkisinde görmediğini ileri süren Laçiner, teröristle mücadele konusunda hiçbir değişikliğin yapılmadığını belirtti.

"Hükümet askere hiçbir şekilde, yani onun sahasına girdiğini düşündüğü şeylere, hiçbir şekilde karışmadı." diyen Laçiner, "Teröristle mücadele kısmında bir değişiklik yapmazsanız, reform yapıp orayı güçlendirmezseniz terörle mücadele kısmında başaralı olma şansınız zayıflar. Demokratik açılımla birlikte terör örgütü tam saldırı kararı aldı. Kırsalda güvenlik güçlerini rezil edecek eylemler yapmak istiyorlar, vur-kaç'lara devam etmek istiyorlar, askeri ve polis hedeflere güveni azaltacak daha çok saldırmak istiyorlar, şehirlerde bombalı saldırı yapmak istiyorlar. Orda zayıflıkları var, zorlanıyorlar. Bir diğeri suikastlar gerçekleştirmek istiyorlar. Referanduma kadar ve referandumdan sonra seçime kadar da bu eylemlerini artırıp kaotik, anarşik bir ortam ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Maksatları da bir OHAL getirebilirler mi veya Türkiye'deki istikrarı kırabilirler mi? Bunun peşindeler. Bütün maksat hükumeti düşürebilmek, çok partili bir hükumet. Kaos ortamına sürükleyebilmek en önemli hedefleri. Son derece kararlılar. Bunu durdurmanın yolu da demokratik açılım değildir. Eli silahlı adam, bu şekilde durmaz. Özellikle PKK'nın bir suç ve çıkar şebekesine dönüştüğünü, çok farklı bağlantılarının ortaya çıktığını düşünürseniz, bu oldukça zor." dedi.


"İSRAİL, PKK'YA DESTEK VERİYOR"

Laçiner, PKK saldırılarının İsrail ile bağlantısı konusunda ise şunları söyledi: "Terör saldırıları Anayasa değişikliği çabaları sırasında oldu. Fakat yapıldıktan sonra bir ara verildi. Marmara Gemisi Türkiye'den hareket etmeye başlayınca, saldırılar yeniden başladı ve İsrail ile krizden sonra zirve yaptı. Terör örgütü gemi azıya aldı, saldırıyor. Burada bir tesadüf arayanlar, yanılıyor derim. Elimde böyle dökümanlar yok ama Başbakan'ın İsrail konusunda yaptığı açıklamalara bakıyorum 'ahlaksız, yalancı, korsan, terör yapıyor, hükümet devrilmelidir' diyor, herşeyi söylüyor. Ne kadar kızarsanız kızın, bunlar ancak bir savaş halinde bu cümleler kullanılır. Siz karşınızdakini düşman sayıyorsunuz demektir. İsrail'de Turizm Bakanı da 'Türkiye, Erdoğan düşmandır' dedi. İsrail'in düşmanlarına karşı neler yapabileceğini hepimiz biliyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Suriye'de, Ürdün'de, Yemen'de neler yapmıştır, gidip baksın herkes. Türkiye'ye karşı da neler yapabileceğini çok rahat tahmin edebilirsiniz. PKK'nın bir kolu olan PJAK'a Amerika ve İsrail doğrudan destek veriyor. Bir bankanın şu şubesine yardımda bulunuyorum demek, ama öbür şubesine bulunmuyorum demek çok saçma birşeydir. Bunlar hepsi bir vücudun parçaları. İsrail PKK'ya destek veriyor, bu çok nettir. Ama bu sizin Türkiye'deki sorumluluklarınızı ortadan kaldırmıyor. Türkiye yapması gerekenleri yeterince yapmıyor. Eğer 3-5 kilometre kalıncaya kadar teröristi fark edemiyorsanız, hatta o size ateş edinceye kadar onları hayvan, kaçakçı, köylü falan sanıyorsanız; o zaman kimseye kızma hakkı da kalmıyor."

 cihan



Bu haber 983 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,097 µs