En Sıcak Konular

PKK işte bunların taşeronu

22 Haziran 2010 08:24 tsi
PKK işte bunların taşeronu Geleneksel düzeninin yandaşları kim?

Başbakan “PKK terörünün arkasında başka güçler var” anlamında bir şey söyledi ya, birileri nedense bu sözlerden rahatsız olmuş. “PKK kimin taşeronuymuş, açıklasın” diye hücumlar başladı.

Bu minvalde “PKK’nın arkasındaki devletler açıklansın, ordu da bunlara karşı harekete geçsin vs...” diye konuşup yazan zevatı peşinen iyi niyetli kabul ederek, kendilerine yardımcı olmak istiyorum. PKK’yı taşeron olarak kullanan perde arkasındaki güçleri ben açıklayacağım!

Ama ondan önce birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor. Bir kere Türkiye’yi destabilize etmek veya “cezalandırmak” amacıyla taşeron örgütleri kullanan güçlerden söz edildiğinde “hangi devletler” diye sormak yanlış.

Neden derseniz, şundan: Artık günümüzde hem devletlerden bağımsız uluslararası güç odakları var, hem de devletler eskisi gibi “monoblok” yapıda değiller. Uluslararası veya “ulusaşırı” güçlerin nüfuzuna açık bir yapıdan söz ediyoruz. Sözgelimi ABD’de veya Almanya’da ülkenin uluslar arası düzen içindeki yeri konusunda birbirine tamamen zıt anlayışların içten içe çatışma halinde olduğunu görebiliyoruz. Ayrışma siyasi partiler arasında, hatta siyasi görüşler arasında değil. Burası önemli.

Washington’a bakın, mesela İsrail’le ilişkiler konusu Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasındaki bir anlaşmazlık maddesi değildir. Ama yeri geldiğinde Demokratlar arasında, yeri geldiğinde de Cumhuriyetçiler arasında ayrışma konusu olabilir. Tıpkı bundan önceki Cumhuriyetçi yönetim döneminde olduğu gibi. Ve tıpkı bugünkü Demokrat yönetim döneminde gözlemlediğimiz gibi.

Daha da ilginci ABD’deki Yahudiler arasında bile bu politika bir ayrışma gerekçesi olabiliyor. Dini ve ideolojik taassubun ötesine geçerek İsrail konusunda “daha başka” çıkarlar açısından pozisyon alan ABD’li Yahudiler çok önemli bir şey öğretiyorlar bize. O da şu: Kişiler çoğunlukla kendi kişisel kaderlerini içinde yer aldıkları daha geniş bir topluluğun veya zümrenin çıkarları ve beklentileriyle bir kabul etme eğilimindedirler. Bu yapı bazıları için millet, bazıları için cemaat olabildiği gibi bazıları için dâhil oldukları ekonomik sınıf olabilir. Politik konuları da bütünüyle buradan değerlendirirler.

Onun için ABD’de Obama’yı seçen kesimin beklentisi ile kendi temsilcileri olarak Hillary’yi gören kesimin diyelim ki İsrail konusundaki yaklaşımlarında beliren farklılık başka zaman faraza vergi siyaseti dolayımında da gözlemlenebilir. Yani toplumsal dayanağı olan, reel bir ayrışmadır.

1945’den sonra yönetim mekanizmaları uluslararası siyonizme rehin verilmiş olan Almanya’da ise “milli çıkarları” kollama görevi sol siyasete bırakılmış görünmektedir. Başkaca batı Avrupa ülkelerinde ve hususen Fransa’da bunun tersi geçerlidir. Uluslararası sermayenin etki gücüne direnenler sağ yelpazede yer alırlar.

Türkiye’ye baktığımız zaman büyük sermaye çevrelerinin bir yandan globalizme teşne olup bir yandan da içerideki ortakları olarak “içe kapanmacı” bürokrasiyi ve sol siyaseti görmeleri, sağ siyasete her halükarda mesafeli durmaları ilginç bir ayrıntıdır.

Unutmayalım ki son zamanlarda bölgesel rolünü artırmaya yönelik hamleleriyle Ortadoğu’nun geleneksel düzeninin devamından yana olan kesimin rahatsızlığına yol açan bir Türkiye var karşımızda. PKK işte bunların taşeronu.

“Kürt meselesi”ni yoktan vareden güçlerden söz etmiyorum. O büyük ölçüde bizim kendi imalatımız. Ama meselenin çözümsüz kalması ve mümkün olduğunca dalbudak sarması için gayret gösteren güçler olduğunu bilmek zorundayız. Aksi halde çözüme yönelik her türlü adımın PKK ve müttefikleri tarafından boğulmaya çalışılmasının sebebini anlayamayız. Mesela Kürtçe dil eğitimi konusunda veya TRT’nin Kürtçe kanal açmasında ve bütün olarak “açılım” konusunda PKK ve yandaşlarının sergiledikleri tepkiselliğin anlamını kavrayamayız. Dolayısıyla PKK’nın, Ergenekon’un ve diğer taşeron yapıların bu tablodaki yerlerini doğru yorumlayamayız.

İbrahim Kiras / Star



Bu haber 1,902 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,689 µs