En Sıcak Konular

Neo-conlar Türkiye'ye karşı atağa geçti

21 Haziran 2010 17:18 tsi
Neo-conlar Türkiye'ye karşı atağa geçti Yeni muhafazakâr (Neo-cons) yayın organları, özellikle Wall Street Journal, Weekly Standard ve National Review İsrail saldırısından beri AK Parti hükümetine ateş püskürüyor.

IPS haber ajansı yazarı Jim Lobe, "Neo-Conlar Türkiye'ye karşı atakta" adlı makalesinde çok çarpıcı bilgilere yer verdi. Lobe yazısında, "Söz konusu grubun danışmanlar kurulunda eski savunma politikası kurulu başkanı Richard Perle, eski CIA başkanı James Woolsey ve BM eski daimi temsilcisi John Bolton gibi 2003 Irak işgalinin ünlü destekçileri yer alıyor. Yeni muhafazakâr yayın organları, özellikle Wall Street Journal, Weekly Standard ve National Review İsrail saldırısından beri AK Parti hükümetine ateş püskürüyor" dedi.

İşte, Jim Lobe'un o makalesi;

NEO-CONLAR TÜRKİYE’YE KARŞI ATAKTA

Jim Lobe*

Örgütlü Amerikan Yahudi cemaatinin sağ kanat liderleri, Gazze’ye insani yardım taşıyan konvoya yapılan kanlı baskın yüzünden İsrail’i uluslararası kamuoyunun kınamasına karşı savunurken, yeni-muhafazakâr (Neo-cons) şahinlerin tanıdık kesimi konvoyun baş savunucusu olarak gördükleri Türkiye’ye karşı atağa geçti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs tarihli İsrail saldırısını defalarca suçlamasından ve Tahran’ın nükleer silahları konusunda Batı’yla yapılan müzakereleri yenilemek için Brezilya ile işbirliği içinde İran’la anlaşmasından öfkelenen yeni-muhafazakârlar arasında Erdoğan’ın AK Parti hükümetini cezalandırmak için, ABD’nin Ankara’yı NATO’dan çıkarmaya çalışmasını önerenler bile var.

ABD ile İsrail arasındaki askeri bağları destekleyen ve geçmişte Türk ordusuyla da yakın bağlar kurmuş olan katı yeni-muhafazakâr çizgideki JINSA’nın (Yahudi Ulusal Güvenlik İşleri Enstitüsü) son raporunda “NATO’nun bir üyesi olarak Türkiye tetörizm ve İran’la ilgili istihbarat bilgileri açısından özel bir yere sahip olduğu” vurgulanıyor.

“Eğer Türkiye en yakın dostlarını İran, Hamas, Suriye ve Brezilya (gelecekte de Venezüella) olarak seçerse, istihbarat bilgilerinin güvenliği (ve Türkiye’nin cephaneliğinde bulunan Batı teknolojisi ürünü silahlar) tehlikeye girer. ABD onu örgüttten çıkarmanın bir ön adımı olarak Türkiye ile askeri işbirliğini askıya almayı ciddi ciddi düşünmelidir” diye öneride bulunuyor JINSA grubu.

Söz konusu grubun danışmanlar kurulunda eski savunma politikası kurulu başkanı Richard Perle, eski CIA başkanı James Woolsey ve BM eski daimi temsilcisi John Bolton gibi 2003 Irak işgalinin ünlü destekçileri yer alıyor. Yeni muhafazakâr yayın organları, özellikle Wall Street Journal, Weekly Standard ve National Review İsrail saldırısından beri AK Parti hükümetine ateş püskürüyor.

Weekly Standard yazarı Stephen Schwartz, “Türkiye günümüzde radikal İslam’ın küresel panoramasında önemli bir unsuru oldu” yorumunu yaparken, İsrail’in iktidardaki Likud Partisi’ni destekleyen Ortadoğu Forumu’nun (MEF) tartışmalı yöneticisi Daniel Pipes ise National Review’ün internet sitesinde JINSA’nın Ankara’nın NATO’dan çıkarılması yönündeki çağrılarını yineledi ve Washington’u Türkiye’nin muhalefetteki partilerine doğrudan destek vermeye çağırdı.

Aynı dergi baskından beri her gün Türkiye’yi eleştiren ve hükümeti suçlayan yazılara yer veriyor. Bu suçlamalar arasında “Yahudi devletine karşı köklü düşmanlık beslemek, yanıbaşındaki radikal rejimleri desteklemek ve İHH –yardım konvoyunun bayrak gemisini Mavi Marmara’ya sponsor olan İslamcı grup- gibi aşırı uç gruplara yakınlık duymak” öne sürülüyor.

Öteden beri şahin olarak tanınan Victor Davis pazartesi günkü yazısında İHH’yı “El Kaide ile bağları olan terörist bir örgüt” diye nitelerken, derginin editörlük işlerinden sorumlu yazarı Robert Pollock ise Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu “kendi ülkesindeki ve Ortadoğu’daki en kötü unsurlara yakınlık duyan demogoglar” diye nitelendirdi.

American Enterprise Institute adlı enstitüde Perle’nin himayesi altında olan Michael Rubin, Yahudi haftalık yayın organı The Forward dergisinde yayımladığı yazıda Türkiye’yi “İsrail’in düşmanlarına, özellikle de Lübnan’daki Hizbullah’a gizlice silah sızdırmak için bir kanala dönüşmekle” suçladı.

Bu saldırılar ironiktir, çünkü yeni-muhafazakârlar demokratik yönetimi geliştirmeyi açıkça desteklediklerini belirtip Müslüman dünyada Türkiye’yi özel övgülerle öne çıkarıyorlar.

Yeni-muhafazakârlar 1980’lerin sonunda şekillenmeye başlayan ve 1990’ların ortasında sağlamlaşan Türkiye-İsrail askeri ittifakının en önemli destekçileriydi.

Aslında Perle ve onun himayesindeki, savunma bakanlığı eski müsteşarı Douglas Feith o dönemde Türkiye için maaşlı lobiciler olarak görev yaptılar ve güçlü “İsrail Lobisi”sini kongre binası Capitol Hill’de Ankara’nın çıkarlarını desteklemeye ikna etmeye çalıştılar.

Bu iki zat 1996’da Perle’nin başkanlığında bir görev gücüne katıldılar. Ortadoğu’da stratejik dengeyi İsrail lehine kalıcı şekilde değiştirmek için yapılacak ittifakın bir parçası olarak Irak’ta Saddam Hüseyin’i iktidardan indirmek için Türkiye ve Ürdün’le işbirliği yapmasını yeni Başbakan Benjamin Netanyahu’ya önerdiler.

Ne var ki Perle’nin ve onun 1980’ler ve 1990’lardaki neocon dostlarının desteklediği Türkiye 1960 ile 1980 yıllar arasında üç askeri darbe yapmış ve 1997’de İslamcı hükümeti iktidardan indirmek için dördünce kez girişimde bulunmuş çok güçlü bir askeri kurumun titiz gözetiminde altında bulunan seküler bir iş dünyasının ve siyasi seçkinlerin baskın olduğu bir ülkeydi.

ABD ve İsrail ile yakın bağlarına rağmen Türk ordusu Mart 2003’de Washington’un Irak’ı işgal hamlesinde neo-conları feci hayal kırıklığına uğrattı.

Silahlı kuvvetler ABD’nin kuzey Irak’a geçmek için Türkiye topraklarını sıçrama tahtası olarak kullanma taleplerini kabul etmek yerine işgale karşı meclisteki ve medyadaki baskın muhalefete riayet etmeye karar verdi.

O zamanlar Savunma Bakan Yardımcısı olan Paul Wolfowitz şu serzenişte bulunmuştu: “Bu meselede onlardan beklediğimiz güçlü liderlik rolünü her nedense oynamadılar diye düşünüyorum.” Perle’nin eski dostlarından ve çalışma arkadaşlarından olan Wolfowitz Müslüman demokrasisi modeli olarak Türkiye’ye bolca methiyeler düzmesine rağmen, Türkiye’nin ulusal güvenlik konseyini –askerin ağırlıkta olduğu- parlamentoyu etkin şekilde devre dışı bırakmaya ikna etmeye yönelik George W. Bush’un ısrarlı çabalarına önayak oldu.

İşgalden yalnızca bir hafta önce başbakan olan ve ekonomik ve siyasi reformlarıyla Batı’dan büyük övgü alan Erdoğan ilk başta İsrail ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Daha 2007’de Shimon Peres’in Türk parlamentosunda konuşma yapan ilk İsrail başbakanı olmasını sağladı.

Öte yandan ondan sonra pekçok neo-con Erdoğan’ın askerin gücünü zayıflatma çabalarından, üst bir Hamas liderini 2005’de sıçak karşılamasından, 2006’da İsrail’in Hizbullah’a karşı askeri kampanyasını eleştirmesinden ve Suriye ile yeniden yakınlaşmasından endişe duydu.

Ordu 2007’de Erdoğan ve AK Parti’ye karşı müdahalede bulunmak için çok da gizli olmayan tehdit savurunca bazı neo-conlar, bilhassa Perle ABD’nin bu müdahaleyi kösteklememesini önerdi. Weekly Standard yazarı Schwartz ve Pipes gibi diğer neo-conlar ise kötünün iyisi diye müdahaleyi desteklerken, dergi AK Parti’yi “sekülerlerden daha demokratik” diye savundu.

Fakat Erdoğan’ın İsrail’in Ocak 2009’da Gazze’de yaptığı Dökme Kurşun operasyonundan dolayı Davos Dünya Ekonomik Forumu’nda İsrail’i ve şahsen de Peres’i öfkeyle kınamasından sonra her çizgiden neo-con –AK Parti’yi demokrasiyi geliştiren güç diye öven dergi yazarları bile” Ankara’ya diş biledi. Ve peşinden yardım konvoyu olayıyla birlikte Erdoğan’ın İran’ın nükleer programını apaçık desteklemesi neo-conların öfkesini iyice azdırdı.

Johns Hopkins Üniversitesi’nde profesör olan Elit Cohen pazratesi günü bir dergide yayımladığı yazısında şöyle diyor: “İslamcı idare, Avrupa’dan dışlanmaya karşı dargınlık ve Ortadoğu’da Türkiyeyi büyük bir güç olarak tasarlayan yeni-Osmanlıcılık ideolojisi, Türkiye’yi sadece İsrail’e karşı değil, aynı zamanda Amerikan hedeflerine ve çıkarlarına karşı da çoğu zaman apaçık düşman hale getirmiştir.”

*Jim Lobe'un 12 Haziran günü IPS haber ajansı'nın yayın koyduğu yazısını Orhan Düz timeturk.com için tercüme etti.



Bu haber 1,215 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,782 µs