'Talimatı aynı yerden alıyorlar'

12 Haziran 2010 18:51 tsi
Başbakan Erdoğan: "Açın bakın İsrail basınına da inadına aynı şeyi söylüyorlar. İsrail destekli uluslararası basın da aynı şeyi söylüyor"

Başbakan Erdoğan, Trabzon'daki toplu açılış ve TOKİ anahtar teslim töreninde yaptığı konuşmada, bazı basın organlarında Türkiye'nin Batı'dan koptuğuna ilişkin haberlerin yer aldığını söyledi. ''Önceki gün yine manşet attılar, 'Türkiye Batı'dan kopuyor, Türkiye yönünü Arap ülkelerine döndü' diye yaygara koparıyorlar. Açın bakın İsrail basınına da inadına aynı şeyi söylüyorlar'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti.

''İsrail destekli uluslararası basın da aynı şeyi söylüyor. Talimatı aynı yerden alıyorlar. Bunu yabancı basın dedi diye sen neden yemeyip içmeyip bu iftiraları, bu kara propagandayı hemen kendi gazetene taşıyorsun? O yabancı gazete, İsrail'e hizmet etmek için kurulmuş, görevini yapıyor. Peki sen kime hizmet ediyorsun? Sen hangi görevi yerine getiriyorsun? Senin ülken bir mücadele veriyor, senin milletin ayağa kalkmış, ölen kardeşleri için ağlıyor. Peki sen hangi ülkeye hangi millete hizmet ediyorsun? Neymiş efendim, gerçekleri konuşanlar İsrail yanlısı olarak ilan ediliyormuş. Hayır, biz kimseyi itham etmiyoruz, kimseye iftira atmıyoruz. Biz sizin yaptığınız gibi kara propaganda yapmıyoruz. Biz sadece gerçekleri söyledik, sadece gerçekleri söylüyoruz. Birileri buna boyun eğebilir, birileri bu kara propaganda karşısında geri adım atabilir. Birileri korkabilir, katliamlara, korsanlığa göz yumabilir. Bugüne kadar bu devran böyle gelmiş, böyle gitmiş olabilir ama bilin ki bu devran artık böyle gitmeyecektir.

Biz korkmayacağız, bu kara propagandaya boyun eğmeyeceğiz. Bu korsanlığa karşı sessiz, tepkisiz kalmayacağız. Değil Türkiye'deki taşeronlar, tüm dünya basını üzerimize gelse, üzerimize her türlü iftira kampanyalarını gönderseler, bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Biz doğru bildiğimiz yoldan ayrılmayacak, mazlumun hakkını savunmaktan asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. Şimdi ben Trabzonlu tüm kardeşlerimin dikkatini bir noktaya çekiyorum, Trabzon'dan tekrar tüm Türkiye'ye sesleniyorum, önemli bir hususta aziz milletimin dikkatlerini rica ediyorum. Türkiye, ne zaman büyük bir ülke olma yolunda kararlılıkla ilerlemeye başladıysa bazı kirli eller devreye girdi. Türkiye ekonomisi ne zaman atağa geçtiyse, kirli senaryolar devreye sokuldu. Türkiye ne zaman uluslararası itibar kazandı, ne zaman güçlü bir devlet olma yolunda tarihi adımlar attıysa içeriden de dışarıdan da tahrikler devreye sokuldu.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Eğer biz bugün devlet terörü karşısında, korsanlık karşısında sessiz, tepkisiz, eli kolu bağlı kalırsak bilin ki Trabzonlu Yavuz Sultan Selim'in kemikleri sızlar. Bizim yüreğimiz Akdeniz kadar büyük. Biz Ege, Marmara kadar barış, hoşgörü sevdalısıyız. Ama unutmayın, Karadeniz gibi coşmayı da kükremeyi de biliriz'' dedi.

Erdoğan, Trabzon'daki toplu açılış ve TOKİ anahtar teslim töreninde yaptığı konuşmada, 33 hizmet ve eseri Trabzon ile buluşturduklarını söyledi. Trabzonspor'un bu yıl Türkiye Kupasını kazanması, basketbol takımının da birinci lige yükselmesi dolayısıyla tebrik eden Erdoğan, iki takıma bundan sonra da başarılar diledi.

Hükümet olarak 7.5 yılda Trabzon'a hayal kırıklığı yaşatmadıklarını, Trabzon'un güvenini sarsmadıklarını, Trabzon'a mahcup olmadıklarını vurgulayan Erdoğan, ''Siz bize destek oldunuz, siz emaneti bize yüklediniz. Siz hayır dualarınızı eksik etmediniz. Biz de o emanete sımsıkıya sarıldık'' diye konuştu.

Trabzon'a sadece açılışlar yapmaya değil Trabzon'un bir şarkıdaki gibi 15 doktora bedel havasını bir kez daha teneffüs etmeye geldiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, Trabzon'a hasret gidermek, dertleşmeye geldiğini söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

''Trabzon bize Fatih Sultan Mehmet'in emaneti. Trabzon bize şehitlerimizin emaneti. Trabzon Yavuz Sultan Selim'in şehri. Trabzon Kanuni Sultan Süleyman'ın şehri. O büyük insanların, o ulu insanların, bize teslim ettikleri emanete gözümüz gibi, yüreğimiz gibi, şerefimiz gibi sahip çıkmak bizim boynumuzun borcudur. O büyük insanlar, adaleti, hakkı, hukuku, nasıl yücelttiyseler, onların izinden giderek hak ve hukuku yüceltmek bizim boynumuzun borcudur. Biz, üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü korumaya geldik. O büyük insanlar, üç kıtada zalimin hasmı oldular. Mazlumu sevdiler ve hakkını korudular.

Eğer biz bugün zulüm karşısında susarsak, emin olunuz, Fatih Sultan Mehmet'in kemikleri sızlar. Eğer biz bu çocukların ölümü karşısında gözümüzü yumarsak, inanın, Trabzonlu Yavuz Sultan Selim'in kemikleri sızlar. Eğer biz bugün devlet terörü karşısında, korsanlık karşısında sessiz, tepkisiz, eli kolu bağlı kalırsak bilin ki Trabzonlu Yavuz Sultan Selim'in kemikler sızlar. Bizim yüreğimiz Akdeniz kadar büyük, biz Ege, Marmara kadar barış sevdalısıyız, hoşgörü sevdalısıyız, ama unutmayın, Trabzonlu kardeşlerim, Karadeniz gibi coşmayı da biliriz. Karadeniz gibi kükremeyi de biliriz. Gerektiğinde Trabzon gibi gürlemeyi de biliriz. Bizi köksüz bir devlet zannedenler hayatının hatasını yaparlar. Bizim medeniyetimizi köksüz, sığ zannedenler yanılırlar. Biz bölgemizde devlet terörüne göz yummayız. Biz uluslararası sularda korsanlığa tepkisiz kalmayız. Kara propagandaya pabuç bırakmayız, boyun eğmeyiz, boynumuzu bükmeyiz.''

Bu haber 963 defa okundu.