En Sıcak Konular

Perde arkasında neler olmuş neler

5 Haziran 2010 09:34 tsi
Perde arkasında neler olmuş neler Eski gazeteciden önemli iddia: Türkler, İsrail Genelkurmayı'nda savaşı izledi

Taha Kıvanç  / Yeni Şafak

Bugün de kendisini hiç aratmayanlar bizim medyada eksik değil, ama 'Türk basınında en İsrail yanlısı kalem' sıfatını hak eden Sedat Sertoğlu'ydu. Ortalıkta görünmediği zaman, ya ABD'de "Bizim Beltway çocukları" dediği Neo-Çılgınlar ile beraber olurdu, ya da İsrail'deki Şahinlerle...

İsrail bir ara ikinci adresi gibiydi. Sözgelimi 1982 yılında, İsrail'in Lübnan'ı işgal ettiği günlerde. O günleri şöyle anlatıyor (s. 90): "Yıl 1982. İsrail'in Lübnan işgali gerçekleşiyor. Sabahları Lübnan'dayım, geceleri Tel Aviv'e dönüyorum. Bir yerde 'gündüz kurt, gece insan' olma tribindeyim. Çünkü bütün gün bombalar ve savaş atmosferinde, toz toprak içinde yaşıyor, gece otele gelince duş alıp insana dönüyordum."

Sedat Sertoğlu doğru bir iş yaptı ve "Ülkemizin derin tarihine tutulan mercek" altbaşlığını taşıyan 'Yazsam olay olur' adlı bir kitap (GOA Yayınları) yazdı. Kitabında Türkiye'nin İsrail'le perde gerisi görüşmelerini anlatıyor. Kendisinin işin içinde olduğu kadarıyla...

...

Kitabında en çok dikkatimi çeken, bizim askerlerin İsrail'le ilişkilerine dair yazdıkları oldu.

Tel Aviv'de hep aynı otelde kaldığı için herkes tarafından tanınır olmuş; İsrailli diplomat ve politikacılarla da dostluklar kurmuş... Bir gece...

"Barda önemli bir sohbet. Saatler gece yarısına gelmiş. Masada 5-6 önemli kişi var. Birden birisi bana şunu söylüyor: 'Siz Türk gazeteciler ayakta uyuyorsunuz. Haberiniz var mı ki, Türk Genelkurmayı'ndan bir ekip İsrail Genelkurmayı'nda savaşı izliyor günlerdir.' Aman Allahım. Vay canına."

İsrail Lübnan'ı işgal etmiş, dünya medyası kanlı işgali yansıtıyor, herkes ölümlerden dolayı İsrail'i kınıyor... Bir İsraillinin Sertoğlu'na "Türk Genelkurmayı'ndan bir ekip" dediği Türk subayları Tel Aviv'de izliyor savaşı...

"Aman Allah'ım", hakikaten...

Türkiye'nin silâh ve teçhizat yenilenmesi işiyle başlayan İsrail yakınlaşmasında da rolü olmuş 'gazeteci' Sertoğlu'nun (s. 8-19). Şöyle anlatıyor: "Türkiye'de 1980 darbesi olmuş. Darbe sonrası Araplardan medet uman generallerin, bazı sivillerin de dolduruşuna gelip, İsrail ile diplomatik ilişkilerini en alt seviye olan 3'ünci kâtip düzeyine indirdiği yıl."

Bir gün bir telefon gelir, 'Orgeneral U.' dediği (Org. Necdet Üruğ mu? TK) birinin kendisini çağırdığını bildirir bir albay. Tabii hemen kabul eder. Ankara'ya Genelkurmay'a gider. İyi karşılanır. Org. U., "Sedat" der, "Senden çok önemli bir isteğimiz var."

İsteklerini şöyle anlatır Org. U.: "Senden İsrail'e gitmeni istiyoruz. Bizim ordunun tankları çok eskidi. İsrail ile ortaklaşa Merkva tankları üretmek istiyoruz. (..) Bizim adımıza gidip bu görüşmeleri yürütmeni istiyoruz." İki saat süren toplantıda İsrail'deki muhatabını da generaller söyler: Rafi Eitan...

Kim midir Rafi Eitan? Sedat Sertoğlu anlatıyor: "Eitan Mossad'da 2 numaraya kadar yükselecek, ancak başkan olamayınca İsrail'e kızıp Küba'ya yerleşecekti..." Ansiklopediler, 1930 doğumlu Eitan'ın halen Gil partisinde siyaset yaptığını kayda geçiriyorlar, önemli bir istihbaratçı olduğunu belirttikten sonra...

Genelkurmay 'gazeteci' kimlikli bir kişiyi İsrail'le ara bulsun diye 'casus' kişiliğiyle bilinen birine gönderiyorlar...

Bir yerde şunu yazmadan edememiş (s. 15): "Ben bir gazeteciydim. Ama boğazıma kadar battığım bu müthiş olay hakkında tek kelime bile edemeyecek, yazamayacaktım. O zaman ne işim vardı burada?" Ne kadar doğru bir soru...

Tel Aviv'deki toplantı verimli geçer. Eitan ertesi gün "Biz bu projeyi uygulamaya hazırız" cevabını iletir. Buna göre iki ülkede şirketlerin işbirliğiyle başlayacaktır ilişki. Sertoğlu askerlerin bu iş için Vehbi Koç'la temasa geçtiklerini, onun da proje için bir şirket satın aldığını yazıyor. (O bu şirket için "Galiba Atlı Zincir'di" diyor, ama 'Asil Çelik' olmalı. TK)

Asil Çelik'i aldığıyla kaldığı anlaşılıyor Koç Grubu'nun; çünkü Mevkra tankı üretme projesi Amerika izin vermediği için gerçekleşemiyor... "Rafi bana 'Aman Amerikalılar duymasın' demişti" diyor Sertoğlu...

Benzer bir uyarıyı 1991'de bir başka aracılık konusuyla ilgili olarak Benjamin Netanyahu da yapmış Sertoğlu'na (s. 79); şimdinin İsrail başbakanı...

Neler olmuş, neler...

Perde gerisinde şimdi neler oluyor acaba?



Bu haber 1,970 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,821 µs