Sağ kurtulanlara işkence

2 Haziran 2010 10:24 tsi
İsrail askerlerinin kurşun yağdırdığı Mavi Marmara gemisinden sağ kurtulanlar yaşadıkları vahşeti anlattı...

İşimizi bile yapmamıza engel oldular. Gözetim altındayken yemek ve su vermediler. Tuvalete askerle gittik, kapıları kapattırmadılar...

İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere düzenlediği saldırının ardından gözaltına alınan ve sınır dışı edilen 8 Türk vatandaşı yurda döndü. ‘’Gazze’’ gemisinin yardımcı kaptanı Mustafa Haluk Tıravoğlu, gemi mürettabatından Bayram Kalyon, Mustafa Sancaktutan, Tahsin Kul, ‘’Mavi Marmara’’ gemisinin baş makinisti Ekrem Çetin’in eşi Nilüfer Çetin ile 13 aylık oğlu Türker Kaan Çetin ve gönüllüler Uğur Akan ile Mutlu Tiryaki İstanbul Atatürk Havaalanı’nda sevenleri tarafından karşılandı.

KORKU DEVLETİ OLMUŞ

Gazze’ye park yapılması amacıyla demir ve çimento götüren Gazze adlı gemisinin mürettebatı Sancaktutan, Alan ve Kalyon İsrail askerlerinin gönüllülere karşı muamelelerini anlattı. Konuşmasında zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayan Sancaktutan, İsrail askerlerinin gönüllülere karşı ser ve aşağılayıcı durumunu şöyle aktardı: “Ben TIR şoförüyüm. Mesleğim nedeniyle birçok ülke gördüm. İsrail askerlerinin bize karşı tavrı, kendisinden bile korkan üçüncü dünya devletlerini aratmadı. İsrail bir korku devleti olmuş. Bizim elimizde silah yoktu, sadece yardım malzemesi götürüyorduk.”

TUVALET İŞKENCESİ

Sancaktutan, gemide İsrail askerleri tarafından gemide, bir odaya kapatılıp gözetim altında tutulduklarını ve havalimanın bir nezarethanede tutuldukları 9 saatlik süre boyunca kendilerine yemek ve su bile verilmediğini söyledi. Sancaktutan, İsrail askerlerinin çeşitli hakaretlerine maruz kaldıklarını belirterek, “Kameraların olduğu anlarda iyi davranıyorlardı ama kameralar gidince hakaret etmeye ve aşağılamaya başlıyorlardı. Gerçek yüzleri ortaya çıkıyordu. Gemide işimizi bile yapmamıza engel oldular” dedi.

İsrail askerlerinin gönüllülerin tuvalete gitmelerine bile engel olduğunu anlatan Sancaktutan, şunları söyledi: “Tuvalete gitmek istediğimiz zaman 2 asker bizimle birlikte geliyor ve kapıyı kapatmamıza izin vermiyorlardı. Bir arkadaşımız 4 kez tuvalete gitmesine rağmen kapı açık kaldığı için tuvaletini yapamadı. En sonunda çok sıkıştığı için küçük abdestini kapı açık halde yapmak zorunda kaldı.” Gemide makine dairesinde görevli Uğur Akan ise, “Her birimizin başında 2 asker bekliyordu. Bizim görevimizi yapmamıza bile engel oldular” diye konuştu.

SORGUDA BASKI YAPTILAR

Sancaktutan, havalimanında tutuldukları sırada da Türkçe bilen bir tercüman aracılığıyla sorgulandıklarını belirterek, “Sorgulamayı yapan bizi silah taşıdığımız yönünde ikna etmeye çalıştı. Biz de ısrarla yardım malzemesi götürdüğümüzü söyledik. İsrail devleti halkını bizim silah taşıdığımıza inandırmış. Yardım malzemeleri onlarca kez xray cihazından geçirilidi Biz sadece çocuk parkı yapılması için demir ve çimento taşıyorduk” dedi.

‘TERÖRİST VAR’ İDDİASI

Basın toplantısında konuşan İHH Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Faruk Kormaz ise İsrail’in yardım gemilerinde teröristlerin bulunduğunu iddia ettiğini söyledi. Bu iddianın doğru olmadığını vurgulayan Korkmaz, “Eğer gemide terörist var ise, şu an bütün yardım gönüllüleri İsrail’in elinde. Açıklasınlar ellerindeki teröristleri de biz de öğrenelim” dedi.

DEHŞETiN EN KÜÇÜK TANIĞI

İsrail’in saldırdığı “Mavi Marmara” isimli geminin en küçük yolcusu Kaan Türker Çetin ve annesi İstanbul’da geldi.13 aylık oğlunun yaşananlara tanıklık ettiğini söyleyen Nilüfer Çetin, kendisinin bebeği dolayısıyla ilk gönderilenlerden biri olduğunu söyledi. Bilgisayarlar, cep telefonları ve özel eşyaları dahil her şeylerine el konulduğunu kaydeden Çetin, çatışma yaşanan yerin yakınında kamarada bulunduğunu belirterek ‘’Çatışmaların 30 santimetre yakınındaydı kamaram. Son derece kötü ve sert çatışmalar yaşandı. Şu an Mavi Marmara gemisinin içi tamamen kan’’ diye konuştu. “Çok fazla savaş gemisi ve 40’a yakın botla çevremizi kuşattılar... Kurşunlar bizim kamararanın tavanına iniyordu. Silah sesleri ve çığlıklar ortalığı kapladı” diyen Çetin, bunu hiç unutmayacağını söyledi.

İSRAİLLİ VEKİLİN UTANCI

“Basın mensuplarından 2 yaralı vardı’’ diyen Çetin, “Dönmek istemedim ama bebeğimin hapishane koşullarına dayanamayacağını söyleyerek beni sınır dışı ettiler’’ dedi. Saldırı anında bebeğini kamarada yatağın içinde muhafaza ettiğini, gaz maskesi ve can yeleği giydirdiğini vurgulayan Çetin, yaralılar dahil gemide bulunanların büyük bir bölümünün kelepçeli olduğunu, daha sonra kadınların kelepçelerinin söküldüğünü söyledi. Gemide bir de İsrailli kadın milletvekili olduğunu anlatan Çetin, ‘’Bize inanılmaz bir yardım gösterdi. Ülkesinden duyduğu utancı dile getirdi. Çıkışımıza kadar oğlumla bana yardım etti’’ dedi.

bugün

Bu haber 1,435 defa okundu.