Karar bizim: Sevelim mi? Dövelim mi?

2 Haziran 2010 10:06 tsi
Amerika daha 'durumu anlamadıysa' yandık! iyibilgi Ankara

Washington’nun İsrail’i koruduğuna ilişkin son yarım yüzyıldır en ufak şüphesi olan ne herhangi bir siyasiyi ne de herhangi bir akademisyeni bulmak mümkün değil.

Ancak konjonktürel olarak kimi dönemlerde ABD-İsrail ilişkisi daha soğuk veya daha sıcak yaşandı o kadar. Son Bush hükümetinde ABD’yi neredeyse İsrail ve İsrail’in değeleri yönetti.

Obama’nın iktidara gelişiyle, gelmesinden de önce İsrail politikalarına ilişkin değişikler olacağı anlaşılmıştı. Obama, Başkan olmadan önce İsrail’e giderek her adayın yaptığı gibi İsrail’i üzmeyeceğine söz verdi.

Ama gelişen süreç bu sözü tam tutmadığı gibi, açık biçimde İsrail’i rahatsız edecek hamleleri-hani yaptı demeyelim ama-en azından görmezden geldi.

Aslına bakılırsa İsrail-Filistin meselesinin barışla sonuçlanması konusunda Obama ve ekibinin düşünceleri 1.5 yıl öncesine göre  değişmiş değil.

Tüm bunlara rağmen yardım gemilerine saldıran ve masum insanları öldüren İsrail’e karşı ne düşündüğü sorulduğunda, Amerika şu yanıtı verdi; “Durumu anlamaya çalışıyoruz”.

Türkçesi şu: “O kadar kötü bir durum ki kıvırtacak yer bile yok. Bulabildiğimiz yanıt bu. Kusura bakmayın.” ABD’nin ne olduğunu anlayamaması açıklamasının doğru olma ihtimali zaten yok ama.. Eğer doğru ise Obama zaten yandı. Konuyu bilmeyen bir küresel gücün Başkanı’nın siyasi hayatı bitmiştir!

Kimsenin bu komik açıklamadan tatmin olması mümkün değil ama nezaket gereği üzerine gidilmiyor. Bir çok kişi açısından bu Amerikan tutumu, İsrail’i kalkan olmaya yönelik tipik ABD davranışının bir örneği.

Dahası da var; BM’den çıkan karar içinde bulunan “bağımsız soruşturmayı” İsrail’in yapacağına inanıyor Beyaz Saray. Bu kadar sıkışmışlık nasıl mümkün olabilir?

Dediğimiz gibi 1.5 yıl öncesinin üzerinden çok zaman geçti. ABD’deki İsrail lobisi ve güçlü uzantıları ilk Obama saldırılarını savuşturduktan sonra toparlandılar ve sistemli biçimde Beyaz Saray’a yüklenmeye başladılar.

Ama efsanevi İsrail lobisinin bu yüklenişi sorunların en küçüğü. Ülke ekonomik kriz ve işsizliği aşamamış durumda. Politik dengeler hassas. Yetmezmiş gibi çevre konusunda duyarlı olacağına yemin billahs etmiş Obama, ABD’nin çevresini hergün binlerce varille kirleten BP krizi ile de uğraşmak zorunda.

Ve nihayet en büyük kırılma noktası: Kasım ayındaki ara seçimler. Senato ve Temsilciler Meclisi’nin üçte birini yenileyecek seçimleri Obama’nın kaybetmesi çok kötü olacak.

Bu durumda zaten kritik dengelerde duran bu iki meclisin eşitlikleri bozulacak ve Başkan “Lame Duck”, yani “Topal Ördek” olacak.

Ardından gelecek Başkanlık seçimleri koşusuna bu topal ayakla katılmak zorunda kalacak.

Dün akşam Başkan Obama Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na detayları Kanada’da yüzyüze ve uzun uzun konuşalım dedi.

Ankara seçimlere giden ABD’de nereye destek vereceğine karar vermek yetkisine sahip. Obama’nın İstanbul ve Kahire konuşmalarıyla başlayan Ortadoğu çıkartması başarısız olursa Obama’nın siyasi kariyerini kim düzeltebilir?

www.iyibilgi.com

Bu haber 2,061 defa okundu.