Türkiye hayır derse?

28 Mayıs 2010 09:44 tsi
Referanduma değil, dünyaya! iyibilgi Ankara

iyibilgi Ankara

‘Dünya’ elbette lafın gelişi. Burada kastedilen daha ziyade ‘Batı’. İran’ın hızla bölgesel/küresel sorunların en ciddisi haline dönüşmesi Brezilya ve Türkiye ile imzaladığı anlaşmayla farklı boyuta ulaştı.

ABD’nin başını çektiği, Avrupa’nın peşinden gittiği ama daha önemlisi Rusya’nın ‘yeşil’, Çin’in ‘Turuncu’ sinyaller gönderdiği bir “konjonktürde”.. Ankara kararında direnecek gibi duruyor.

Yani? Yanisi şu; Nihayetinde ABD’nin Birleşmiş Milletler’e sunduğu, Tahran’a yönelik yaptırımlar konusu eninde sonunda Güvenlik Konseyi’nde oylanacak. Şu anki hesaplara göre de 5 daimi üye “evet” diyecek, geri kalanların büyük çoğunluğu da takip edecek.

Ve sonunda bütün yüzler Türkiye’ye dönüp “tercihiniz nedir” diye bakılacak. Bu durumda olması  tutumlardan biri, kendisine yönelen gözlerin boş bir masayla karşılaşması.

Çünkü Türkiye komşularını üzecek ama öte yandan müttefiklerini yaralayacak, iki arada bir derede oylalamalara katılmayarak “beni karıştırmayın” diyor. Bunun örnekleri var.  

Peki ,“evet” diyebilir mi?

O da zor. Hem Başbakan Erdoğan hem de Dışişleri Bakanı Davutoğlu bu konuda oldukça bağlayıcı ifadeler kullanıyorlar ve uygun bir dönüş bulmak zorlaşabilir. Daha dün Brezilya'daki açıklamalar bu rotayı pekiştiriyor.

Fakat bir ihtimal daha var. O ihtimal bugüne kadar pek kullanılmadı. Türkiye’nin “hayır” demesi. Tek başına da kalsa, birkaç ülke yanına da katılsa da, “hayır” demesi.

Olabilir mi? Evet, olabilir ve aslında bu gayet hesaplanmış bir adıma da dönüşebilir. Çünkü Türkiye “hayır” dese de “evet” dese de karar bildiği yolda gideceğinden-özellikle 5 daimi üyenin kararından sonra-diplomatik bir dürüstlük gösterilmiş olacağı gibi, tüm bölge “dünyaya direnen ülke” imajı da algılayabilir.

O halde geriye tek bir soru kalıyor: Örneğin ABD, Rusya, Çin veya BMGK’daki Avrupa ülkeleri buna ne der? Açıkça yazmakta fayda var ki Rusya ve Çin hiçbir şey demez.

Avrupa ülkeleri bir şey diyebilir mi bilinmez ama sanırız söyledikleri, şu sıralar Ankara’nın onları çok dinlemediği bir döneme denk geliyor.

Ve ABD. İşte kritik nokta burası. Çünkü bir süredir ABD’nin İran konusundaki tutumundan vazgeçmeyeceği anlaşılmış bulunuyor. Washington bu konunun üzerine gidecek. Bunun iyi “anlaşılması” gerekiyor.

Böylesi bir durumda ABD’den Türkiye’ye yönelik çok çatlak ses çıkacaktır. İsrail’den de. O lafların gittikçe ağırlaşacağı da kestirilebilir. Bu da eşyanın tabiatına uygun.

Ama “stratejik” Amerika buna ne der?

Asıl soru bu ve Amerika “sessiz kalması” bir yana….

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,840 defa okundu.