En Sıcak Konular

Gizlenmesi imkansız çelişki!

26 Mayıs 2010 16:56 tsi
Gizlenmesi imkansız çelişki! CHP’yi yeniden tanzim etmeye çalışırken “halk için, halkla beraber” diyenler kimmiş, hiç baktınız mı?

Odada kimsenin adını anmak istemediği kocaman bir fil var. Ortada temel bir çelişki var...

CHP’yi “yenileme” çabasının ve bu çaba için şu anda en uygun isim olarak başa geçirilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun şanssızlığı da bu temel çelişki bence.

Deniz Baykal’ın istifa konuşmasındaki o veciz cümleyle söylersek “CHP’yi yeniden tanzim etmek isteyenler” esasen iktidar peşinde...

Bu da iyi bir şey; iktidarı AKP’nin elinden siyaset yaparak, sandığa giderek alma çabası, sadece meşru değil, aynı zamanda sağlıklı ve gerekli bir şey.

Bu arayış, her ne kadar Ergenekonvari bir komploya tenezzül etmiş, Kılıçdaroğlu’nun “iktidar koşusu,” startını aşağılık bir kaset tuzağıyla aldığı için baştan kirlenmişse de, sonuç itibariyle, kaos planlarından, yargı darbelerinden, muhtıralardan, tanklardan medet ummadan siyaset zemininde verilecek her türlü mücadelenin demokrasi açısından bir değeri var.

Ortadaki temel çelişki de, bu mücadeleyi verebilmek için böylesi bir “CHP’yi yeniden tanzim” operasyonu düzenlenmesinden ziyade, CHP’yi yeniden tanzim ederek AKP’yi iktidardan düşürmeye odaklanan çevrenin “halk”la ilişkisinde saklı.

Öyle ya, bir tür devrim gibi ilan edilen söylem değişikliğini, “halka gitme” yaklaşımı üzerine kurup, “halkla birlikte hareket etme” hedefini haykırabilecek kadar kafasında “halkı” ötekileştirebilmiş, elit ve merkezci bir çevre bu. Bence, esasen, “halkın iktidarı”ndan rahatsız olan bir çevre; iktidarın sivil-asker laik bürokratik elitin elinde kalıcılaşmasını arzulayan bir çevre.

Öyle olmasa, Kılıçdaroğlu’yu bir haftada “lider” yapan komplocular, parti tüzüğünü hiçe sayarak, muhtemelen hukuken geçersiz bir üyelik operasyonuyla bir gecede Parti Meclisi için gündeme getirdikleri yeni isimlerin çoğunluğunu, kamuoyunda tam da bu arzuyu dillendirme maharetleriyle tanınmış isimler arasından seçmezlerdi herhalde.

CHP’de “tanzimat” başlatan bu çevrenin AKP karşıtlığının içinde, halkın AKP eliyle iktidara taşınmış olan alışkanlıkları ve özlemlerini de görüyorum ben; AKP’nin büyük ölçüde temsil ettiği Anadolu sermayesini de görüyorum mesela; inanç özgürlüğü ihlal edilen başörtülü Müslüman kadınları da, CHP’nin yanına bile yaklaşmazken AKP’ye umut bağlayabilmiş Kürtleri de görüyorum.

Kılıçdaroğlu, kurultay konuşmasında, halkın sorunlarını “yoksulluk” parantezine indirgedi ama yoksullukla mücadele konusundaki popülist vurgularının arasında, hiçbir somut politika açıklamadı.

Evine ekmek götürebilen Anadolu sermayedarlarının ve onların açtığı işyerlerinde çalışanların da “halk” olduğunu unutmuştu sanki...

Üniversiteye gidemeyen başörtülü kadınların da “halk” olduğundan bihaber, onların tek sorunlarının “geçim sıkıntısı” değil aynı zamanda o geçim sıkıntısını daimi kılmaya yarayan eğitim hakkı ihlali olduğunu umursamayan bir hali vardı...

Kendisine, onun ağzına bile alamadığı o kelimeyle, “Kürt” diyen vatandaşlarımızın da “halk” olduğunu ve onların tek sorunlarının “yoksulluk” olmadığını; sadece ekmekten değil, anayasal eşitlikten, kültürel haklardan, can güvenliğinden ve barıştan da mahrum olduklarını hatırlamak istemiyordu sanki.

Kılıçdaroğlu, AKP’ye karşı mücadele bayrağı açarken, AKP’nin neyi temsil ettiğini kavramamış gibiydi.

Oysa bu “halk”ın bağrında, AKP’ye “sistem mağduru” bir parti olduğu için de sahip çıkan ve kendilerini ikinci sınıf vatandaşlığa mahkûm eden devlet elitinin dışından geldiği, bu devlet anlayışının değişmesi talebini, kendi varlık mücadelesi açısından da şart görerek sahiplendiği için, AKP’yi sekiz yıldır iktidarda tutan bir seçmen kitlesi var.

Askerî vesayetin, yüksek yargıdaki kast sisteminin, bürokrasinin iliklerine işlemiş olan darbeci zihniyetin ve onun ürünü olan yapıların yıkılması talebine sahip çıkan bir kitle bu.

Şimdi “halka gitmek” hedefiyle yola çıkan Kılıçdaroğlu, dediğini yaparsa, orada büyük olasılıkla bu kitleyi, yani asıl rakibini de bulacak.

Tan Oral, “CHP halka giderse, AKP’yle karşılaşır...  Sen, AKP’nin ‘halka gitmek’ten söz ettiğini duydun mu hiç, söz edemez, çünkü AKP zaten halk...” diyordu geçenlerde gazetedeki sohbetimizde. Tam da öyle...

CHP’yi yeniden tanzim etmeye çalışırken “halk için, halkla beraber” hareket etmekten dem vuranlar, kurultaydaki mesajları ve yeni Parti Meclisi’ne alelacele devşirdikleri birçok yeni yüz itibariyle, sadece “halktan kopuk” değil, basbayağı “halka karşı” bir profil çiziyorlar.

Gizlenmesi imkânsız bir çelişki bu; yakalarını hiç bırakmayacak bir tezat.

Yasemin Çongar / Taraf



Bu haber 1,242 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,236 µs