Açıkça söylesenize! | " /> Açıkça söylesenize! | "/>

En Sıcak Konular

Ahmet Altan: Açıkça söylesenize!

25 Mayıs 2010 16:15 tsi
Ahmet Altan: Açıkça söylesenize! İşte Taraf Gazetesi yazarı Ahmet Altan'ın bugünkü köşe yazısı...

Ahmet Altan / Taraf

Şimdi, öyle laf kalabalığına, bağırıp çağırmaya hiç gerek yok, sakin sakin ve işi nete getirerek konuşalım.

Biz, ordunun “darbe planlarını”, hazırlıklarını, lahikalarını, fişlemelerini ortaya koyup eleştirdiğimizde, CHP’liler ve her nedense CHP’yi desteklemeyi çok onurlu bir iş sanan medya üyeleri ne diyordu?

“Laiklik tehlikede, bu tehlikeyi önleyecek tek güç ordudur, siz orduyu güçsüzleştirerek laikliği tehlikeye atıyor, laiklik düşmanlarına yardım ediyorsunuz” diyorlardı.

Peki, sonra ne oldu?

En fazla “laiklik” davası güden, laiklik üzerinden büyük gerginlik yaratan Deniz Baykal’ı, “laikçi” CHP’lilerle laikçi medya, elbirliğiyle parti başkanlığından uzaklaştırdı.

Baykal yüzünden CHP’nin ilerleyemediğini söylediler.

Yerine, Kemal Kılıçdaroğlu “büyük umut” olarak geldi.

Kurultay konuşmasında “laikliğin” tehlikede olduğundan hiç söz etmedi.

Ve, CHP’lilerle CHP’li medya bunu çok beğendi.

“Laiklik” diye tutturan Baykal’ın gitmesinin CHP’nin önünü açtığını, bu söylemle halka ulaşılamadığını söylediler.

Demek ki “laiklik” tehlikede değilmiş.

Dün Nabi Yağcı çok haklı olarak soruyordu:

“Madem laik cumhuriyet tehlikede değildi niye bizi, ülkeyi böylesine bir kardeş kavgası içine ittiniz?”

Niye böyle bir gerginlik ve kavga çıkardınız?

Çünkü orduyu siyasetin içinde tutmak için başka bir mazeretiniz yoktu.

Darbeleri, muhtıraları ve Ergenekon’u, “laikliği tehlikeye atan AKP’ye karşı başka çare yok” diye savunuyordunuz.

Şimdi anlaşılıyor ki derdiniz laiklik değilmiş, derdiniz “ordunun vesayetini” ve Ergenekon’u savunmakmış, laikliği bahane yapmışsınız.

Halk sandığınız kadar aptal olmadığı için bu oyununuz tutmadı, CHP geriledi, siz çok üzüldünüz ve “laiklik” üzerinden siyaset yapan Baykal’ı atıp yerine Kılıçdaroğlu’yu getirdiniz.

Ordu vesayetini, darbeyi, Ergenekon’u “laiklik peçesi” arkasına saklanarak savunmaktan vazgeçtiniz.

Kılıçdaroğlu ne dedi?

“Yoksulluk” dedi.

Kılıçdaroğlu kurultayda konuşurken arkasındaki ekrandan kimlerin görüntüsü geçiyordu?

Ergenekon sanıklarının.

Kılıçdaroğlu yönetime kimleri aldı?

Aralarındaki bir iki istisnayı saymazsak, 12 Eylül Anayasası’nı, Ergenekon’u, darbeleri savunanları aldı.

Orgeneral Başbuğ’a danışmanlık yaptığı söylenen ve orduyu “demokrasinin deniz feneri” olarak gören bir iletişimci de yönetime girdi.

Zaten Kılıçdaroğlu, konuşmasında 12 Eylül Anayasası’nı, Ergenekon’u savundu.

12 Eylül Anayasası, Ergenekon ve ordu vesayeti açısından baktığımızda Baykal ile Kılıçdaroğlu arasındaki fark ne?

Öyle bir fark yok.

İkisi de aynı şeyi savunuyor.

Biri “laiklik” deyip savunuyordu, biri “yoksulluk” deyip savunuyor.

Bizim için bir politikacının hangi “bahaneyi” kullandığının hiçbir önemi yok.

Biz, o politikacının neyi savunduğuna bakarız.

12 Eylül Anayasası’nı savunanlarla, darbeciliği destekleyenlerle, Genelkurmay’ı “demokrasinin deniz feneri” gibi görenlerle, Ergenekon’un “avukatlığını” üstlenenlerle bir yakınlığımız olamaz.

Bunları savunanlara her zaman karşıyız, “laiklik” deseler de karşıyız, “yoksulluk” deseler de karşıyız, onların “peçelerine” değil fikirlerine bakıyoruz.

Kılıçdaroğlu’yu alkışlamamızı mı istiyorsunuz?

12 Eylül Anayasası’nı değiştirmek istediği, “kaos” yaratmak için devlet olanaklarıyla örgütlenen Ergenekon’a karşı çıktığı, “ordu vesayetini” lanetlediği gün bütün gücümüzle alkışlarız.

Öyle bir gün gelirse, o gün de siz Kılıçdaroğlu’yu yuhalarsınız zaten.

Sizin “laiklikle” de, “yoksullukla” da alakanız yok, siz “halk iradesinin” güçlenmesinden nefret ediyorsunuz sadece, devleti elinizde tutup rantı paylaşmak istiyorsunuz, bunun için de “darbecilik ve Ergenekonculuk” hep var olsun diye parçalanıyorsunuz.

Siz nasıl bir anayasa, nasıl bir ülke, nasıl bir demokrasi istediğinizi, Baykal’ın ya da Kılıçdaroğlu’nun hangi sözleri ve vaatleriyle bu isteklerinizi karşıladığını açıkça söylesenize, söyleyebiliyorsanız.

Hadi söyleyin, söyleyin de duyalım.



Bu haber 1,655 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,021 µs