O madalyaların 'sırrı'

24 Mayıs 2010 12:02 tsi
Her madalya taktığı, 'evrenin sırrı'nı çözüyor! iyibilgi Ankara

İyibilgi aslında Craig Venter’i ‘erken dönem’inden beri izliyor. Okurlarımızın anımsayacağı üzere, “yarısı beyaz önlüklü yarısı lacivert elbiseli” takımıyla verdiği “joker” pozunu da kullanarak, onunla ilgili ilk analizi yazanlardandı iyibilgi.

Doğal olarak, “laboratuvarda ilk yapay canlı üretildi” manşetli haberler medyaya fâş edildiğinde, dikkatle satır aralarını okuyan yine iyibilgi’ydi. İnsanın genetik haritasını çıkaran ilk bilim insanı olarak herkesin ilgisi çekti ama biz daha çok “bu işin sonu nereye gidiyor”a odaklandık.

Doğrusu bu sefer Craig “kendisini de aşarak”, The Economist Dergisi’nin kapağına taşıdığı ifadeyle, “İnsan canlıyı yarattı” dedirtecek kadar büyük bir adım atmıştı!

‘Yapılan iş tam olarak nedir’e bakıldığında elbette bu söylem fazlasıyla “iddialı”. Ve adım adım ne yapıldığı izlendiğinde, manşetlerin söyledikleri ile bilim arasında mesafe olduğu görülebiliyor.

İlk akla geldiği üzere bu çalışma hızla reaksiyon çekmeye de başladı. Dr. Craig bu adımın insanlığa sunacağı yeni ve bol hediyeleri hızla anlatırken, işin felsefi boyutunu gözardı etmediği de anlaşılıyordu.

“Aslında yaptığımız hücreye yeni bir yazılım yüklemek. Hücre bu yazılımla kodlanan yeni proteinler üretiyor ve yeni bir hücre yaratıyor. Hayat; yaşamın yazılım sistemi olan DNA’nın kontrolünde.”

 

Bu sözlerin tepki çekmemesi düşünülemezdi ve çekti de. ABD de bir çok kurum hatta resmi görevli bu yaklaşıma reaksiyon gösterdi. Nihayetinde de gözler, en sert ve büyük tepkinin geleceği yere, yani Vatikan’a döndü!

Papa’nın,-ki gerçek ismi ile Ratzinger’in bu konulardaki sert tutumu gayet iyi biliniyor ve sadece bir roman olan Da Vinci Şifresi’ne verdiği tepki anımsandığında...-“kutsal baba”nın ateş püsküreceği ve zehir-zemberek konuşacağı beklentisi hakim oldu.

Ve o açıklama ile ilgili haber dün gazetelere yansıdı: “İlk yapay canlı hakkında ABD yönetimi soruşturma açmaya hazırlanırken Papalık, araştırmacı bilim insanı Dr. John Craig Venter’ı öven sözler sarf ederek büyük bir sürpriz yaptı.

Dünyanın önde gelen teologlarından kardinal Walter Casper, “Kilise yeni bilimsel araştırmalara sentetik hücreler dahil açıktır” dedi.

Başpiskoposlar Başkanı Angelo Bagnasco da “Bu insanoğlunun üstün zekasının bir işaretidir. Unutmayalım ki, bu gelişme bir canlı varlık değil, bu sentetik bir araçtır” yorumunda bulundu.”

Bu noktadan sonra, sentetik canlının bilimsel adımları ile ilgili bir analizin çok "aciliyeti" kalmıyor. (DNA ve Hücre’yi yapan kim? gibi)

Daha önce anımsanması gereken şu; bu türden “devrim niteliğinde ve evrenin temellerini çökerten” açıklamaların "sırası"!

Yakın zaman içinde bunların en belirgin olanı Stephan Hawking’den gelmişti. Hem de üst üste. Önce, “kara deliklerden korkmayın, düşersek çıkabiliriz”.. Ardından da; “Uzaylıları bırakın, başınıza bela gelir” açıklamasıyla.

Bu beyanlardan çok ama çok kısa süre iyibilgi şu haberi yapmıştı: “Dabbet’ül arz’a madalya takan kim?”

Ama soru farklı biçimde de sorulabilirmiş! Sorulmalıymış: “Madalya takılanların listesi ne?” veya “Her madalya taktığı evrenin sırlarını buluyor”!

Üzerinde düşünüldüğünde bu süreç daha büyük bir pencereden de izlenebilir. Küresel hakimiyet kavgasının bir yönünde, evrenin mucizesini “küçülten”  ilginç simalara bilim madalyaları takanlar, onları "takdis" edenler var ise..

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,909 defa okundu.