'kaderinde' varmış! | " /> 'kaderinde' varmış! | "/>

En Sıcak Konular

Komplo, CHP'nin 'kaderinde' varmış!

24 Mayıs 2010 09:10 tsi
Komplo, CHP'nin 'kaderinde' varmış! CHP'nin güçlü isimlerinden Ali Topuz, yeni bir tartışmanın fitilini de ateşliyor: Baykal'ın dediği gibi bir komplo olamaz. Esas komplo, geri dönerse olur!

Kendisi itiraf etmese de, Ankara kulisleri, herkesi şaşırtan Sav - Kılıçdaroğlu buluşmasının mimarı olarak CHP’nin deneyimli ismi Ali Topuz’u adres gösteriyor. Bu iddiaları kabul etmeyerek geçiştiren Topuz Vatan gazetesine konuştu:

Ecevit’i en iyi tanıyanlardan biri olarak Kılıçdaroğlu’yla karşılaştırır mısınız?

Ecevit’in sahneye çıkışı uzun bir süreç içinde etkinlik kazanmıştır. Bu olay çok hızlı tırmanış gösterdi. Ama aynı hava esiyor. Hatta daha fazla denilebilir. Çünkü o zaman şimdiki kadar iletişim zenginliği yoktu.

Yenileşme diyorsunuz ama başta Sav, bir çok isim zaten Baykal’ın ekibiydi, şimdi yine onlar var.

Geçtiğimiz dönemin genel karakteristiği Deniz Baykal’ın damgasını taşıyan bir yönetim anlayışı olmasıdır. Genel merkezdeki arkadaşlarımızın katkısı olmuştur ama patenti Baykal’a aittir. Bu anlayışın temel özelliği tüm yetkilerin Baykal’da toplanmasıdır. Sakıncılar tek adamın her şeye karar verme noktasına taşınmış olmasından kaynaklanıyor. Yani partide çalışıp yükselmek yerine genel başkana yakınlık göstermek, gözüne girebilecek işler yapmak anlayışı. Bu da kişilikli, kimlikli insanların partiye gelmesine engel olmuştur. Sorumlu Baykal’dır.

Peki ’Böyle bel altından vurularak gitmeseydi, demokratik yollarla gitseydi’ demiyor musunuz?

O da bizim iç yaramızdır. Arkadaş olarak içimizdeki eksikliktir ama bizim inançlarımız bu acıyı bile çekerek doğruyu yapmaktan bizi alıkoykuyor.

Parti içi muhalefetin bu kasette parmağı olduğu iddiaları...

Bu ayıptır. Böyle bir şey olmaz. Parti içi muhalefet en hızlı mücadelesini önceki kurultayda yaptı. Ve tertemiz yürüdü. Bence bu menfaati bozulmuş veya özel kin ve hırs duyan münferit bir girişim.

Baykal’ın avukatları görüntülerin montaj olduğunu Ulusal Krimal Ajansı’na belgelettirdi...

Umarım doğru çıkar. Ama her türlü ihtimalin olabileceğini düşünerek bakmak zorundayız. Duygularımızla hareket edemeyiz. Kesin bir yargı kararıyla aklama sözkonusu oluncaya kadar olayı görmezlikten gelemeyiz. Bizi net bir düşünceye götürecek olan şey yargının Baykal’ın lehine vereceği kararı beklemektir.

CHP Baykal’a ihanet etti mi? O kamerayı koyanlar mı kazandı?

CHP bir şey kanıtlanmadan sahip çıkarsa yarın Allah muhafaza temenni etmem ama gerçek olduğu ortaya çıkarsa CHP neye sahip çıkmış olacak düşünebiliyor musunuz?

Başbakan’ın eleştirilerini nasıl değerlendirdiniz?

Çok ağır şeyler söyledi. Yarın ben sokakta giderken biri çıkar böyle şeyler söylerse sinirlerime hakim olup olamayacağımı bilemiyorum. Ben oldum, partililer olabilecek mi? Kampanya boyunca olaylar çıkar, silahlar konuşursa sorumlusu kim olacak? Bundan kurtulabilmenin yolu olayı politize etmekten vazgeçmektedir. Ama sayın Baykal ve arkadaşları politize etmek için adeta çırpınıyorlar.

”Kaset için Baykal kendi adamlarına baksın” gibi şüpheli bir cümleniz var...

Bir olay çıktığında olasılıklar üzerinde durulur. Fantezi bile olsa düşünmek lazım. Mesela hükümetin içinde olduğu çok büyük komplodan söz ediliyor. Basit bir şantaj olayı da olabilir. Çünkü olaydan en çok zararı gören Baykal ve Baytok değildir. Olcay hanım, Can Baytok, torunları bence çok daha fazla etkilendiler. Dolasıyla yakın çevre içerisinde, bu gidişi gelişi bilen -eğer böyle bir olay varsa- o insanlar niye olmasın? Belki kızdıkları için intikam almak istiyorlar, belki bir şantaj meselesi yaparak olanaklar elde etmek istiyorlar? Komplo nasıl bir tahminse bunlar da tahmin olarak değerlendirilmeli.

Ya siz neye inanıyorsunuz?

Çok büyük bir olayın parçası olmasının olanaksızlığı şurada: ’Büyük bir komplodur, hükümet içinde olarak yapılabilir’ dedi Baykal. İhtimal vermiyorum ama öyle diyelim. Hükümetin amacı Baykal’ı ortadan kaldırmak olsun. Peki hükümet Baykal ortadan kalktığı zaman şimdiki güçlü CHP’nin ortaya çıkacağını hesap edemedi mi? O kadar basiretsiz mi onlar? İktidarın böyle bir komplonun içinde olduğunu düşünmek uzak bir ihtimal olarak geliyor. Bu hükümeti beraat ettirmek anlamına gelmez. Olasılıkları söylüyorum.

Sayın Baykal size göre dönmek isteyecek midir?

Mahkeme kararıyla vicdanlarımızda aklanmadan mümkün değildir. Geçerliliği tartışmalı sayılabilecek belgelerle, hukukçuların yaptığı bir açıklamaya dayanarak “Aklandım geldim” demek dahi bizahiti ayrı bir komplo olarak düşünülebilir.

Nasıl bir komplo?

Demek ki istifa bir senaryoya göre yapıldı: “İstifa ederim, böyle raporlar yayınlarız, sonra delegenin vicdanı ayağa kalkar, ’Gel’ der ve dönerim. Böylece yargı kararlarıyla açıklık kazanmadan aleyhe olan ortam değişir, genel başkan seçilirim“. Belki böyle bir komplo yapılmıştır da o uygulanıyor. Pek çok insanın aklına gelir.

Eski SHP’liler, Genç gibi isimler dönmek istiyor. Bir barışma havası hissediliyor.

Evet ama şimdi yeni küskünler Baykal’ın yanında yer alanlandır. Bu arkadaşları kaybetmememiz lazım. Bu arkadaşlarımızı kazanacak kapıları, ilişkileri açık tutmamız lazım. Görüş farkı olacaktır tabii ama bu birbirimizden kopmamızı doğurmamalıdır. Eleştirsek bile çok emek vermiş isimler var aralarında.

Yeni CHP iktidarın eleştirdiği gibi sürekli ’İstemezuk’ diyecek mi?

Özeleştiri yapıp biz niçin büyüyemedik diyeceğiz. Siyaset anlayışımızı, inandıklarımızı sunma biçimimizi, üslubumuzu, terminolojiyi hepsini gözden geçirmemiz lazım. Bize güvenmeyen, uzaklaşmış toplum kesimlerini anlamaya çalışmalıyız. Dünyadaki gelişmeleri takip edip açılım yapmak lazım. Toplumda demokratik açılım yapmadan önce mutlaka parti kendi içinde bir demokratik açılım gerçekleştirmeli. CHP hiçbir zaman statükocu olamaz. Olduğu zamanlar olmuştur ama her defasında bir atılım yapmıştır. En son 1970’deki atılım yapıldı. Şimdi de 2010 atılımıdır. 40 yıl sonra.

Epey geç bir atılım ama...

Gecikmiştir doğru ama şimdi yapıyoruz. Bu da bir tesadüf eseri önümüze çıktı. Bir fırsat. Kendi çabamızla, çalışarak bu noktaya gelmedik. Belki hakkımız olan bir şeye ilahi adaletle geldik. Bunu iyi değerlendirmemiz lazım. Değerlenmeyenlerin vebali en az partiyi bu noktaya getirenlerin vebali kadar ağır olur.

‘Önder Sav partiye ihanet etmedi’

Baykal’dan sonra ikinci isim Sav’dı. Nasıl böyle karar değiştirdi?

Önder Sav’ın temel özelliği çok iyi bir CHP’li olması ve parti kültürünü özümsemiş olması. Elbette hepimiz gibi hataları olmuştur. Ama kendisini yenileme ve yeniliğe sıçrama yapma hakkı olduğunu kimse unutmamalıdır. Sav bence çok kritik bir noktada, çok ciddi bir çelişkinin içinden çok doğru bir karar vererek CHP’ye büyük hizmet vermiştir.

Ama çok uzun yıllardır birlikte olduğu Baykal’ı yarı yolda bırakmadı mı?

Hayır. Gençlik yıllarından beri, siyaseten birlikte olduğu arkadaşının ortaya çıkan bir olayı karşısında yeniden genel başkan olmasının CHP’ye zarar vereceğine inanmış olmasından kaynaklanıyor. En yakın arkadaşı Deniz Baykal mı, CHP mi gibi bir tercihi kısa sürede yapması alkışlanacak bir tavırdır. Bu daha önce yaptığı olaylarla ilgili sorumluluklarının çok büyük bir bölümünü bağışlanmasını getirecek kadar Sav lehine değerlendirilmelidir. Hiçbir kompleks göstermedi, yeni adayı sahiplendi, kargaşayı engelledi.

Yani Önder Sav’ın hareketini ihanet olarak değerlendirmiyorsunuz?

Hayır efendim. Eğer böyle sayılıyorsa ya Baykal’a ihanet edecekti ya CHP’ye. Partiye ihanet etmesini istiyorlardı. Baykal’a sahip çıktığı takdirde de partiye ihanet etmiş olacaktı. Bu tuzaktan kendisini kurtardı. Alkışlanacak bir davranıştır.

Geçmişte yaşananlar unutulur mu?

Hepimizin kusurları var. Ancak bir gün gelir önemli bir noktada, geçişte öyle bir hizmet yaparsınız ki hepsi unutulur. Siyasette hata yapmayan insan yoktur. Önemli olan yaptığının hata olduğunu görüp, öz eleştiri yapıp bir daha yapmamaktır.

Aslında Sav’ın Baykal’ın yapmak istediği değişimleri engellediği söylenir...

Geçmiş döneme ait sertliklerin tamamı Baykal’ın kararıdır. Önder Bey parti yönetiminde disiplini sert bir şekilde uygular, doğru. Ama Türkiye’nin geleceğiyle ilgili düşünceleri uzlaşmaya her zaman açıktır.

Sav ve Kılıçdaroğlu’nun biraya getiren ismin siz olduğu söyleniyor. Nedir olayın perde arkası?

Perde arkası falan yok. Bu kişiler birbirini tanıyordu, beraber çalıştılar. Sayın Kılıçdaroğlu ile Sav arasında bir yakınlık olduğu aşikardı. Bir başkasının gayret sarf etmesine gerek yoktu. Sadece karar aşamasına yaklaşıldığında birilerinin vereceği destek bunun daha çabuk olmasını sağlayabilir. O açıdan birbirimizi olumlu olarak etkilemiş olabiliriz.

Endişelendiğiniz an oldu mu?

Ben Sav belki yapmaz diye korkuyordum samimiyetle söyleyeyim. Düşüncelerimi de söylüyordum ama bir yandan da içimden, ’Önder içine sindiremez, kararını verip gereğini yapacaktır’ diyordum.

Deniz Bey’den ilk kopan isimlerden biri siz oldunuz. Nasıl oldu?

Tüzük değişikliği kurultayında açık olarak kendisini yetkilendirme çalışmasına karşı koydum. Bana çok gücendiğini biliyorum. Sav da o zaman aynı şeyi söyledi, karşı koyduk.

Siz Gandi’ye mi Ecevit’e mi benzetiyorsunuz Kılıçdaroğlu’nu?

Halk neye benzetirse onu kabul etmemiz lazım. Ecevit’e biz Karaoğlan demedik, halk öyle dediği için söyledik. Ama Gandi ismi yakıştı bana göre. Yeni Ecevit dersen o da yakışır.

Kemal bey için ”Karizması yok“ diyenlere ne diyorsunuz?

Karizma anadan doğma olmaz. Eline bir fırsat geçer onu iyi kullanır karizma yaratırsın. Ecevit de Ecevit olduğu zaman karizması yoktu, sıradan biriydi. ”Başkasını bulamadınız mı?“ diyenler çoktu. Ama sonra ideolojisini örerek karizmasını yarattı. Kılıçdaroğlu’nun yaratmayacağını kim söyleyebilir? Karizma yaratılır. Ama önemli olan yukarılara çıktığında aşağıdakilerle irtibatını koparmamasıdır. ’Ben neymişim tek başıma ülkeyi yönetirim’ kompleksine kapılan kaybeder. Maalesef Ecevit bile böyle düşündü, Deniz Baykal çok erken bu noktaya geldi.

Deniz Güçer / Vatan



Bu haber 834 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,570 µs