En Sıcak Konular

Çarşambanın gelişi...

22 Mayıs 2010 13:18 tsi
Çarşambanın gelişi... "Batılı liderler hep aynı. Farklı gibi gözükseler de özünde bize karşı tutum ve davranışları değişmiyor. "

Salı günkü yazımda Batı'nın olası tutumuna değinerek ABD ve ortaklarının Tahran anlaşmasına karşı çıkacaklarını ve bildik klasik tavırlarını sürdüreceklerini söylemiştim. Aynı gün Dışişleri Bakanı Davutoğlu  40 kadar köşe yazarı ile buluşmasında Başkan Obama'nın bu anlaşmayı desteklediğini hatta şaşırtıcı bir şekilde bu anlaşmayı bir anlamda Obama'nın yeni politikasının zaferi olarak nitelendirdi.

O gün Davutoğlu'na sormak istediğim iki temel soru vardı:

1- Bugün İran'a baskı yapan ülkeler, yarın nükleer reaktör yapımını tamamladığında aynı tavrı Türkiye'ye de göstermez mi?

2- Batı'nın Türkiye'ye sunduğu belgeler içinde İran'ın yakın gelecekte uranyumu  %80-90 oranında zenginleştirebileceği ve dolaysıyla atom bombası yapabileceği yönünde kesin bilgi var mı?
Sıra bana gelmediği için sormadığım sorulardan ikincisinin benzerini Sayın Başbakan iki gün sonra dile getirdi. Batı, İsrail'in sahip olduğu nükleer gücü göz ardı etse bile, birinci sorunun yanıtını kesin bilgi ve belgelerle tüm dünya kamuoyuna sunmadığı sürece İran'a yönelik tavrında asla inandırıcı olamaz.  Tıpkı Irak'ta olduğu gibi.  Çünkü ABD ve İngiltere uyduruk iddialarla Irak'ı işgal etmiş ve işgal sonrasında bu  iddialarının palavra olduğunu itiraf edecek kadar pişkinleşmişti.

Dönelim Tahran anlaşmasına.
Davutoğlu, Tahran anlaşmasını 'Obama politikalarının  bir zaferi' olarak ilan etmesinden bir gün sonra Amerikalı meslektaşı Clinton anlaşmayı kabul etmediklerini ve İran'a yönelik yeni ambargo kararlarını BM Güvenlik Konseyi'ne sunacaklarını söyleyecekti. Sayın Davutoğlu, ABD'deki güç merkezleri ve bu merkezler arasındaki farklılıkların varlığına dikkat çekmiş ama sonunda Clinton'ın  Başkan Obama'ya bağlı olduğunu o an için unutmuştu.

Üstelik yine Davutoğlu'na göre Obama, Tahran anlaşmasının tüm süreçleri ile ilgili olarak önceden bilgisi  ve onayı vardı.

Demek istediğim şey Batılı liderler hep aynı. Farklı gibi gözükseler de özünde bize karşı tutum ve davranışları değişmiyor. Aylardır İran'a 'Ver uranyumunu' diyen bu liderler, İran'ın  'Alın uranyumu' demesiyle şaşkına döndü ve bu kez ' Hayır tam teslim olman gerekiyor' demeye başladı. Salı günü söylediğim gibi, bana göre Batı'nın test edileceği en önemli konu, İsrail-Arap barışıdır.

Yani İsrail'e '43 yıldır işgal altında tuttuğun Filistin, Suriye ve Lübnan topraklarından çekil' demek yerine bu ülkenin tüm saldırgan politikalarına destek veren Batı, ne İran ne Irak ne de Afganistan hatta en kolayından Kıbrıs konusunda asla samimi olamaz.
Sırayla bakalım.

İran; komşusu Türkiye'nin dürüst arabuluculuk çabalarına onay ve destek vererek elindeki uranyumu  takas etmeyi kabul ediyor ama Batı son anda olmaz diyor. İran ve Türkiye'nin ortak komşusu Irak'ta durum çok daha kritik ve her an toplu bir iç savaş riski var. Bunun nedeniyse devam eden Amerikan işgalinin sebep olduğu, çok karmaşık çıkar ilişkileri ve çatışmalı dengeler. Afganistan'ın durumu ise çok daha karışık. Başkan Karzai geçen salı günkü konuşmasında 'Bu ülkede zaferin askeri yöntemlerle olmayacağını Batılılar bile anladı' diyerek, Taliban ile bir an önce  anlaşmanın gerekliliğne dikkat çekti.

Oysa Başkan Obama, mart ayında bu ülkeye yeni güçler yığmış ve Türkiye dahil müttefiklerden asker göndermelerini isteyerek topyekun saldırya geçmişti.

Ama nafile. Bu ülke 9 yıldır işgal altında ama demokrasi ve özgürlük vaadiyle gelen Batılılar hem burayı hem Irak'ı perişan etmiş durumda. Kıbrıs  ile ilgili tutum ise Batı'nın yüz karasıdır. Kıbrıslı Türkler ile Türkiye'nin tüm olumlu tavrına rağmen, Kıbrıslı Rumları adanın tek yasal temsilcisi olarak kabul eden ve AB'ye alan Batı hiç utanmadan Türkiye'nin AB'ye üye olmasını bile adadaki çözüme bağlamaktadır. Somali Konferansı için İstanbul'a gelen BM Genel Sekreteri bile kendisini o göreve getiren Batılı patronlarının papağanı gibi aynı söylemi paylaşmakta ve  Ankara'dan Kıbrıs için yeni tavizler istemektedir. Huylu huyundan vazgeçmez ve çarşambanın gelişi salıdan belli olur!

Hüsnü Mahalli / Akşam



Bu haber 1,017 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,153 µs