En Sıcak Konular

Türkiye'nin yüzü kömür karası...

21 Mayıs 2010 12:09 tsi
Türkiye'nin yüzü kömür karası... Ve Türkiye yerin 540 metre altında mahsur kalan işçilerini kurtaramadı... Mucize bekleyişi’ dün hüsranla sonuçlandı. Peki işçiler nerede bulundu, nasıl ölmüşlerdi...

Kurtarma ekipleri 30 işçiye 2.5 kilometre mesafedeki başka bir kuyudan, göçüğü kazarak ulaşmaya çalışırken mahsur kalan madenciler asansörün dibindeydi. Asansör ancak dün kullanılabilir hale getirildi, aşağı inildiğinde ise artık çok geçti

Ve Türkiye yerin 540 metre altında mahsur kalan işçilerini kurtaramadı... Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun Zonguldak Kilimli’deki Karadon Maden Ocağı’nda pazartesi gününden bu yana süren ‘mucize bekleyişi’ dün hüsranla sonuçlandı. Yetkililerin 30 işçiye ancak dört günde ulaşalabileceği açıklamasından saatler sonra kurtarma planları değiştirildi. Ekipler ilk anda yoğun zehirli gazdan inilemeyen ocağa gazın azalması sonucu servis asansörüyle inince korkunç manzarayla karşılaştı. 28 işçi ölmüştü, ikisi ortada yoktu. İşçilerin göçük altında değil, patlamayla ortaya çıkan karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldüğü anlaşıldı.

Karadon Ocağı’ndaki patlama 17 Mayıs’ta saat 13.29’da meydana gelmişti. Yerin 540 metre altındaki patlama madene inilen ‘Kafes’ adlı asansöre zarar vermiş ve kafesin denge halatları kopmuştu. Bu nedenle bu yoldan kurtarma çalışmaları yapılamadı. Karadon’da kafesten daha küçük bir servis asansörü daha vardı. Fakat bu asansörle ancak 460 metreye inebiliyordu. Kazadan sonra bu asansörle yeraltına ulaşmaya çalışıldıysa da 460 metreden sonrası yoğun gaz altında olduğundan, başarılamadı.

Türkiye'nin yüzü kömür karası...
Bu nedenle kurtarma çalışmaları, Karadon’a 2 bin 500 metre uzaklıktaki Gelik Maden Ocağı’ndan yürütüldü. Ancak çalışmalar çok yavaştı. Çünkü ana yol denilen büyük tünelde göçük vardı. Göçük santim santim açılarak ilerleniliyordu. O göçük aşıldı, ekiplerin karşısına bu kez büyük kayalardan oluşan dev bir göçük çıktı. Enerji Bakanı Taner Yıldız, önceki gün, buradaki göçüğün ancak dört günde aşılabileceğini açıklayınca dışarıda müjdeli bir haber bekleyen işçi yakınlarının umutları da yerle bir oldu.

Bu arada patlamanın olduğu Karadon ocağında da arıza giderme ve yeraltına inme çalışmaları sürüyordu. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun’un verdiği bilgilere göre kazanın hemen ardından servis asansörüyle olay yerine inmek imkânsızdı. Patlamayla birlikte asansörün kenarındaki koruyucu demirler tahrip olmuştu. Asansör 540 metreye inebiliyordu. Ancak 460 metreden sonrasında hem asansörün zarar görmesinden korkuluyordu hem de karbonmonoksit oranının yüksekliği kurtarma ve tamir çalışmalarına engel oluyordu.

İlk gün 460 metreye, ikinci gün 510 metreye inilebildi. Gazın kısa sürede temizlenememesinin en büyük nedeni de Karadon ile Gelik arasındaki anayolda göçük olması ve Karadon’dan basılan hava Gelik’ten çıkamadığı için sirkülasyonun sağlanamamasıydı. Zehirli havanın göçük bölgesinden yavaş yavaş sızarak çıkması sonucu dün sabah kurtarma ekipleri yeniden asansördeydi. Asansör bu kez ilave edilen emniyet halatlarının da yardımıyla 540 kotuna inebildi. Böylece kazadan 66 saat sonra saat 07.30’da 30 işçiden 28’inin ölü bedenlerine ulaşıldı...

Cesetler ‘kuyu’ denilen asansör hattının yakınlarındaki, galerilerde biriken suların yeryüzüne atılmadan önce biriktirildiği havuzun çevresinde bulundu. Bazı işçiler de kuyu dibi galerilerinin açıldığı alanlardaydı. Yani işçiler göçük altında kalmamış, patlama sonrası oluşan yoğun karbonmonoksit gazından zehirlenmişlerdi. Maskeleri yanlarındaydı. Fakat zaten bu maskelerinin etkisi sadece bir saatti. İki işçinin cesedine ise ulaşılamadı...

Uzmanlara göre, metan gazının patlamasıyla oluşan 1800 derecelik ısı ve oluşan karbonmonoksit gazı nedeniyle işçilerin sağ kurtulması mümkün değildi. Fakat hiç kimse bu ihtimali dillendirmek istemiyordu. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Torun, işçilerin patlamanın ardından ilk iki-üç dakika içinde öldüğünü tahmin ettiklerini söyleyerek, “Cesetlerin üzerinde kısmi yanıklar ve parçalanmalar vardı. Patlamayla birlikte açığa çıkan 1800 derecelik ısı, patlamanın şiddeti ve yoğun karbonmonoksit gazından dolayı öldüklerini tahmin ediyoruz” dedi.

540 metreye indir, sayıyı bile bilme...
Acı haber dün saat 07.30’da yeryüzüne çıktı ve Karadon’un önü bu kez feryatlarla sarsıldı... Geriye Türkiye’nin taşeron firmaların eliyle 540 metreye indirip bıraktığı işçi sayısını bile tam olarak bilememesi ve kurtarma çalışmalarının ne kadar sağlıklı yürüdüğüne ilişkin kuşkular oluşturan “En az dört gün sürer” açıklaması kaldı.

 

Bu rapora kulak verilseydi 'kader'leri değiştirilebilirdi

TTK'da örgütlü Genel Maden İşçileri Sendikası'nın (GMİS) mart ayında hazırladığı 'Zonguldak Kömür Havzası'nda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği' raporu, Karadon'daki maden 'kazası' için 'kader' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı doğrulamıyor.


GMİS, raporda, özel işletmelerde 100 bin tona isabet eden ölüm oranının 2009 içinde 2.46 kat arttığını fakat kazaların ‘önlenebilir’ nitelikte olduğunu belirtiyor.
* Havzada 2000-2009 arasında 25 bin 655 iş kazası yaşandı, 63’ü ölümle sonuçlandı.
* Kazaların çoğu önlenebilir nitelikte.
* Kazalarda; işletmecilik hataları, denetim ve her kademede eğitimin yetersizliği etken oluyor.
* Kazaların nedenleri: Gazlar, göçük, nakliyat, malzeme taşıma ve diğerleri...
* Büyük kazalarda ilk sıra grizu patlamasının.
* Kazaların üretim-çalışan sayısı ilişkisine bakıldığında; 2000-2002 arasında düşüş, 2005’ten sonra artış var.
* 10 bin ton tüvönan (işlenmemiş cevher) üretime isabet eden kaza sayısı 2008’de 8.2 iken, 2009’un 11 aylık dönemde 12.1’e çıktı. Bu dönemde kuruma 2009 başında 3000 işçi alınmış olduğu, tüvönan üretimin günlük 7.400 tondan 10 bine çıktığı görülüyor. Yani yeni işçi alımı, üretimde ve kazada artışı beraberinde getirdi.

* İş kazalarına karşı yeralkı kömür işletmeciliğinden ana kurallardan vazgeçilmemeli. Bu kurallar şöyle: İşletmecilik kurallarına uyulmalı, iki havalandırma grubu olmalı, yeraltı çalısmalarında en az iki ayrı yoldan yerüstü bağlantısı olmalı, kurtarma teşkilatı olmalı, ocak içindeki makineler alev sızdırmaz özellikte olmalı, boşluklara ferdi maskeler verilmeli, gazlar kontrol altına alınmalı..,

* Etkin denetim yok. Teknik nezaretçi, ücret yönünden işletme sahibine bağlı. Ücretin işletmeden alınarak devletçe verilmesi denetimin bağımsız olmasını sağlar.

'ÖNLEMLERLE KAZA RİSKLERİ YÜZDE 95 AZALTILABİLİR'

Prof. Dr. Güyagüler, son yıllarda dünyada kazalar azalırken Türkiye’de artmasının nedenlerinin incelenmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Güyagüler daha 1983’te Enerji Bakanlığı bünyesinde kendisinin de yer aldığı bilirkişi heyeti önerilerinin yerine getirilmediğini belirtti:

“Türkiye kaza oranı bakımından Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü. Çin’de de çok fazla kaza oluyor. Ancak üretilen kömür miktarı milyar tonları geçiyor. Madenciliğin üç ayağı var: işveren, çalışan ve denetimci. Her birinin ayrı ayrı irdelenmesi gerekiyor. Kömür madenciliğine yatırım yapılmadan 540 metre altında asgari ücretle işçi çalıştırılmaz. En önemli eksikliklerin başında havalandırmaya önem verilmemesi geliyor. Eğer her türlü önlemi aldıktan sonra kaza oluyorsa o zaman bunun adı kaderdir. Türkiye’de her türlü maden kazasını biliyorum, gidip bilirkişilik yaptım. Benim deneyimlerime göre, eğer Türkiye’de gerekli önlemler alınırsa kaza riski yüzde 95 azalır.” (Radikal)


Müjde beklerken cenazelerini aldılar

Pazartesi gününden bu yana maden ocağının önünde bekleyen aileler, sağ salim yukarı çıkarılıp sarılmayı hayal ettikleri yakınlarının tek tek cenazelerini aldı.

Zonguldak Devlet Hastanesi’ne götürülen 28 cesede otopsi yapıldı. Daha sonra sırayla içeriye alınan işçi yakınları cesetleri teşhis etti. Morgdan ilk olarak maden mühendisi Koray Kebapçı’nın Türk Bayrağı’na sarılı cenazesi çıkarıldı.

Üçü teşhis edilemedi, ikisi kayıp

Ardından Adem Çengel, Engin Düzcük, Erman Çaylıoğlu, Hasan Akbaba, Hasan Ersin, Hüseyin Arslan, İlker Bebek, İsmail Fidan, Kadir Ötgüç, Sabri Özdal, Samet Aydın, Serkan Yılman, Şahin Ataman, Şahin Tavukçu, Şeref Akdoğan, Veli Akyüz, Ekrem Akkaya, Mustafa Zoroğlu, Ramazan Bakıroğlu, Koray Kebabcı (mühendis) Ramazan Yavuz (mühendis), Sadık Kocakaya, Tarık Candemir, Volkan Candemir ve Yunus Ekmekçi’nin cenazeleri ailelerine teslim edildi. Yetkililer Ahmet Karabektaşoğlu, Dursun Kartal, Erdem Alkin, Erkan Taşdemir ve Murat Özbay’ın yakınlarının endişeli bekleyişinin sürdüğünü belirterek, “Cesetleri teşhis edilemeyen üç madenci ile henüz ulaşılamayan iki madencinin bu kişiler olduğunu’ söyledi. Müjde beklerken cenazelerini aldılar

Hayaller yarım kaldı
Ocakta mahsur kalan 30 kişiden maden mühendisi 28 yaşındaki Koray Kebapçı, Konya Selçuk Üniversitesi mezunuydu. BabaTuran Kebapçı, acı haberi almadan önce umutla ocak ağzında beklerken, oğlunun dört buçuk yıl önce Yapıtek Şirketi’nde işe başladığını söylemiş, “İnşallah oğlum ocaktan sağ salim çıkacak” demişti. Ancak Kebapçı, dün oğlunun cenazesini alırken yıkılmıştı.
Göçük altında can veren diğer maden mühendisi 27 yaşındaki Ramazan Yavuz’un 21 Haziran’da Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde öğrenim gören Merve Saral ile evleneceği, düğün hazırlıkları yapan çiftin davetiyeleri dağıttıkları öğrenildi. Ocak ağzında gözyaşları içinde acı haberi alan teyze Ayşegül Terzibaşoğlu, “Yeğenim dört yıl önceki göçükten 3 saat sonra yaralı olarak kurtarılmıştı. Şimdi ikinci kez göçük altında kaldı, ancak bu sefer kurtulamadı” diyerek gözyaşı döktü.

Ev borcu için çalışıyordu
48 yaşındaki Hasan Akbaba’nın cenazesi Çatalağzı beldesinde toprağa verildi. Akbaba İstanbul ve Karabük’te inşaatlarda çalışmış, sonra Zonguldak’ta maden ocağında işe girmişti. Biri yedi diğeri altı yaşında iki çocuğu vardı. Emekli olmasına rağmen yeni yaptırdığı evin borcundan dolayı ocakta çalışmaya devam ediyordu. Borcunu ödeyip iki ay sonra ayrılmayı düşünüyordu.
İsmail Fidan, Çatalağzı ilçesine bağlı Muslu beldesinde uğurlanırken geride üç aylık hamile eşi Nermin ile iki buçuk yaşındaki oğlu Murat kaldı.

Bir köyün 10 evladı maden kurbanı
33 yaşındaki Hasan Ersin ve 34 yaşındaki Veli Akyüz, merkeze bağlı Kurtköyü’nde toprağa verildi. Bir çocuk babası Ersin işine yedi ay önce başlamıştı. Veli Akyüz ise haziranda evlenmeye hazırlanıyordu. Ersin ve Akyüz ile birlikte Kurtköyü, en az 10 evladını madenlerde kaybetmiş oldu.



Bu haber 895 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,112 µs