En Sıcak Konular

Gülen mesajı Ergenekon’a

17 Mayıs 2010 14:14 tsi
Gülen mesajı Ergenekon’a Gazeteci Mahmut Övür’e göre Baykal, Fethullah Gülen’den söz ederek Ergenekon’u uyarmak istedi.

Neşe Düzel / Taraf

NEDEN MAHMUT ÖVÜR

Son günlerin değil, herhalde son yılların en sarsıcı siyasi gelişmesi, yılların politikacısı Deniz Baykal’ın yaşadığı kaset skandalı oldu. Siyasi liderlerin “özel hayatlarını” tartışma konusu haline getirmek, onları böyle kalleşçe “bel altından” vurmak, aslında Türkiye siyasetinin geleneksel yöntemlerinden değildir. Peki, neden böyle bir kalleşlik Deniz Baykal’ın başına geldi? Ona, bunu kim yaptı? Baykal, CHP genel başkanlığından istifa ederken yaptığı açıklamada niye iktidarı suçladı? Şimdi CHP’de Baykal’ın yerine kim gelecek? 22-23 mayıs tarihinde yapılacak olan CHP Kurultayı’nda, Baykal yoksa geri mi dönecek? Baykal izin vermeden herhangi biri CHP başkanı olabilir mi? CHP başkanlığı için Baykal’ın aklından kimler geçiyor? Kimler Baykal’a rağmen CHP genel başkanlığını akıllarından geçiriyor? Baykal’ın kaseti ortaya çıkmadan bir hafta önce bu kasetten söz eden CHP’liler kimlerdi? Bütün bunları gazeteci yazar Mahmut Övür’e sorduk. Başta CHP olmak üzere siyasi parti kulislerini çok yakından izleyen, siyasi gelişmeleri, politikacılarla birebir görüşmeler yaparak çok yönlü analiz eden Mahmut Övür, CHP’nin son dönemde yaşadıklarını ayrıntılarıyla anlattı.

* * *

NEŞE DÜZEL: Deniz Baykal’ın başına bu derdi kim açtı sizce? Kim yaptı bu komployu?

MAHMUT ÖVÜR: Önümüzde hem referandum, hem genel seçimler, hem de cumhurbaşkanlığı seçimi var. AK Parti ile sekiz yıldır mücadele eden güçlerin, bütün bu seçimler öncesinde giriştikleri bir CHP’yi değiştirme projesi bu. Darbeyle, kaosla Türkiye’yi değiştiremeyince, CHP’yi değiştirmeye karar verdiler. Deniz Baykal’ın yönetimindeki bir CHP’nin, statükocu güçleri sonuna kadar savunmasına rağmen Deniz Baykallı bir CHP’nin toplumdaki desteğini arttıramayacağını, AK Parti’yi iktidardan indiremeyeceğini gördüler. Statükocu güçler, Ergenekoncu yapılar şimdi CHP’yi yeniden dizayn ediyorlar. Daha doğrusu, Baykalsız bir CHP dizayn etmek istiyorlar.


Kaset komplosunu kim yaptı?

Ben, bu kaset operasyonunu, Türkiye’nin ve CHP’nin içindeki güçlerin yaptığını düşünüyorum. Çünkü CHP, Baykal’la dar bir alana sıkıştı ve bu dar alan CHP’nin oyunu arttırmadı, statükocu güçleri güçlendirmedi. Baykal ne yaparsa yapsın CHP’nin oyu yüzde 20’lerde kaldı. Şimdi bunlar, CHP’nin oylarını arttırmak için partinin bu dar alandan çıkmasını ve toplum kesimleriyle biraz barışmasını istiyorlar. Kürtleri biraz kucaklayan, Alevilerle biraz temas kuran, dindarlara biraz mesaj veren bir CHP istiyorlar. Bence bir neo-Ergenekon hamlesi bu.


Ergenekon yeni bir CHP mi istiyor sizce?

Benim gördüğüm, neo-Ergenekon yeni bir CHP istiyor. Ama bu CHP’de köklü bir değişimi istemek demek değil. Onlara göre, CHP’nin oyunu arttırmak için illa sosyal demokrat projeler geliştirmek, büyük demokratik adımlar atmak, iddialı açılımlar yapmak gerekmiyor. Çünkü 29 Mart yerel seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu ile Gürsel Tekin ikilisinin, CHP’nin söyleminde ve vitrininde yaptıkları ufak değişikliklerle ve küçük açılımlarla partinin oyunu arttırdığını gördüler. Dolayısıyla şimdi görünürde daha yumuşak bir CHP planlıyorlar. AK Parti karşısında yenilgiye uğrayan İstanbul iş dünyası ve Ergenekon çevreleri, çıkış yolunu, toplumdan kopuk olan CHP yönetimini değiştirmekte gördüler. CHP’deki donmuş yapıyı kasetle çatlattılar. Baykal’ın tartışılamayan başkanlığını, kasetle, tartışmaya açtılar.


Baykal, istifa ederken, bu olayın “hükümetin bilgisi ve onayıyla” olduğunu söyledi. Neden böyle bir açıklama yaptı?

Baykal’ın istifa konuşması, ciddi siyasi mesajları olan çok iyi hazırlanmış bir konuşmaydı. Baykal aslında istifa etmedi. Aksine siyasi bir mücadele başlattı. Hükümeti hedef göstererek kendi tabanını harekete geçirdi.


Baykal, gerçekten hükümetin bu olayda parmağının olduğuna inanıyor mu sizce?

Bence inanmıyor. Aslında Baykal siyaset yapıyor. Çünkü kasetle ilgili olarak hükümet yerine CHP içinde birilerini hedef gösterseydi, tabanına dinamizm kazandıramazdı. Ayrıca AK Parti’nin Baykal’ın muhalefet liderliğinden rahatsızlık duyması için de hiçbir neden yok. CHP’nin oyu yüzde 20-24 arasında tıkanmış durumda. Bu oy oranıyla CHP, AK Parti karşısında iktidar alternatifi olamıyor. CHP’nin ancak lider değişikliğiyle oylarını artırabileceği düşünülüyor.


Kendi özel hayatıyla ilgili böyle bir konuda hükümeti suçlayarak, hükümete de aynı konuda konuşma hakkı vermiş olmadı mı Baykal?

Oldu tabii. Belki AK Parti bu kaset üzerinden siyaset yapmayacaktı ama Baykal’ın kasetten ötürü hükümeti suçlaması, AK Parti’nin kaset üzerinden siyaset yapmasına yol açtı.


Baykal, o kasetin gerçekliğini inkâr etmedi ama bazı CHP’liler televizyonda kasetin “düzmece” olduğunu söylediler. Niye söylüyorlar bunu?

Toplumun kafasını karıştırıyorlar o kadar. Yoksa CHP çevrelerinde bu ilişki öteden beri bilinen bir ilişkidir. O hanımın onayından geçmeden partide bir şey yapmak mümkün değildi. Partililerin hepsi bunu biliyordu ama “kasabanın sırrı” gibi hiç kimse bu ilişkiyi konuşmuyordu.


Baykal, istifa konuşmasında Fethullah Gülen’e de gönderme yaparak cemaatin bu olayla bir ilişkisi olmadığını söyledi. Niye böyle bir açıklama yapma gereği duydu?

Bir taşla iki kuş vurmak istedi. Bununla, hem Gülen cemaatine hem de Ergenekon çevrelerine mesaj verdi. Ergenekoncu kesime, “eğer bu kaset sizin işiniz ise ben de sizi en hassas olduğunuz noktadan vurabilirim ve Fethullah Gülen’le bile ittifak yapabilirim” dedi. Baykal, bu açıklamasıyla, Gülen cemaatini yanına çekerek, cemaatle AK Parti hükümeti arasındaki ilişkiyi de bozmak istedi.


Bu açıklamayı CHP’liler nasıl karşıladı?

CHP’nin tabanında her olayın, her gelişmenin altında Gülen cemaatini arayan bir kesim var. Laiklik konusunda büyük korku ve kaygı duyan bu kesim, Baykal’ın açıklaması karşısında, “nasıl olur? Biz bu noktaya nasıl geldik” diye büyük bir şaşkınlık ve kızgınlık duydular. Ama CHP’nin tabanında ve teşkilatında başka bir kesim daha var ki, onlar iktidar özlemiyle yanıp tutuşuyorlar. Yıllardır iktidar olamamanın sıkıntısını yaşıyorlar. Baykal’ın, Fethullah Gülen’le ilgili yaptığı olumlu açıklama üzerine, bu kitle “nihayet dindar kesimle ilişki kuruluyor. Bizim İslami kesimlerle aramızdaki bağ uzun zamandır kopmuştu. Şimdi dindar kesimlerle kurulan yakınlıklar, bizim iktidara yürümemizi sağlar” diye düşünüyorlar ve Baykal’ın açıklamasını olumlu karşılıyorlar. Zaten Baykal, Kutlu Doğum Haftası nedeniyle de dindar kesimleri hedefleyen bir konuşma yaptı. Öyle anlaşılıyor ki Baykal, kurultay öncesinde birtakım tezgâhlarla karşılaşabileceğini düşünüyordu.


CHP’de iktidar olamama kaygısı, laiklik kaygısından daha mı yüksek?

Daha yüksek. Partinin içinde samimi olarak laiklik kaygısı yaşayanlar, laikliğin elden gideceğinden gerçekten korkanlar var ama... Çoğunluk, laiklik konusunu gerçek bir sorun olmaktan öte, CHP’ye oy kazandıracak bir siyasi mücadele konusu olarak görüyor. Bu yüzden CHP’lilerin büyük bölümü, kendilerine iktidar yolunu açtığı sürece, Gülen cemaatiyle yakınlaşmayı çok kolay kabullenir. “Ecevit nasıl işbirliği yaptıysa, Baykal da Gülen’le işbirliği yapabilir” diye düşünür. Ayrıca bu yakınlık cemaatin de işine gelebilir.


Niye?

Cemaat de bir bütün değil ki. Onun da içinde, cemaatin siyasetle fazla içli dışlı olmasından, aşırı hükümet yanlısı görünmesinden, AK Parti’ye çok destek verilmesinden rahatsız olanlar var. Bu kesime, “Geçmişte olduğu gibi bizim, bugün de her partiyle ilişkimiz var” demek için ve onları memnun etmek için, Baykal, Fethullah Gülen adına telefonla aranmış olabilir. Zaten Baykal’ın kendisi de CHP’nin sıkıştığını ve açılımlar yapması gerektiğini biliyordu ve bir süredir Kürtler, Aleviler, dindarlar dahil, çeşitli toplum kesimleriyle nasıl buluşabilirimin arayışı içindeydi. Yakın çevresine, Kürtlerle, Alevilerle ve dindarlarla ilgili raporlar hazırlatıyordu.


Baykal gerçekten istifa etti mi yoksa bu bir siyasi manevra mı?

Baykal başından beri manevra yaptı. Eğer gerçekten istifa etmiş olsaydı, kasetle ilgili AK Parti’yi suçlamazdı. Çeker giderdi... Ama şimdi hem AK Parti’ye karşı bir siyasi mücadeleyi yükseltti, hem de parti içinde bu komployu yapanlara karşı, “hadi koltuğu boşalttım, çıkın ortaya” diye meydan okudu. Baykal, karşısına çıkanı mahvedecek, siyasetten silecek.


Baykal ne yapmayı planlıyor sizce?

Kurultay bu ayın 22’sinde toplanıyor. Cumartesi günü konuşmalar, pazar günü de seçim yapılacak. Baykal, süreci izleyecek, CHP kulislerinde yapılan tahminlere bakılırsa, pazar günü kurultaya gelecek, konuşmasını yapacak ve tekrar genel başkan seçilip gidecek.


Baykal, Kılıçdaroğlu’nun başkan olmasını ister mi?

Kesinlikle istemez... Son görüşmeden de bu açıkça ortaya çıktı zaten.


Baykal’ın yakın çevresi ne istiyor?

Yaşlı kuşak denen bu yakın çevre, Önder Sav, Mustafa Özyürek, Algan Hacaloğlu, Yılmaz Ateş, Onur Öymen, Tamaylıgil, Cevdet Selvi gibi isimlerden oluşuyor. Bunlar, Baykal’ın genel başkanlığa dönmesini Baykal’dan daha çok istiyor. Çünkü bunların CHP’de Baykalsız var olma ihtimalleri yok. Zira bunların hiçbirinin toplumla bağları, ilişkileri yok. Baykal elini CHP’den çektiği anda, bunlar da CHP’nin yönetiminden gitmek zorunda kalırlar. Yeni gençler denilen Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin’e gelirsek... Aslında bunların Baykal’la aralarında derin bir ideolojik farklılık yok. Bunların yaşlı kuşakla aralarında ciddi bir çelişki var. Bunların toplumla ilişkileri çok daha iyi. Mesela Önder Sav’ın sokakla hiçbir ilişkisi yokken, Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin’in toplumla iyi bir ilişkisi var. Yeni gençler, yaşlı kuşağa, “yeter artık. Siz gidin, yönetime biz gelelim” diyorlar.


Bu kurultayda Gürsel Tekin aday olur mu peki?

Ben olacağını düşünüyorum. O, Kılıçdaroğlu’ndan hem daha topluma yakın hem de daha cesur. Onun tabanda desteği var ama yönetimde desteği yok. Bu kurultayda CHP’nin yönetiminin yüzde 80’inin değişmesi gerektiğini söyledi.


Siz, İstanbul’da bir pastanede eski bir CHP’li belediye başkanıyla çok sevilen bir CHP’linin neler konuştuklarını yazdınız. Ne konuşuyorlar bu iki CHP’li?

Bu konuşmaya kasetin yayınlanmasından bir hafta önce tanık olan bir tiyatrocu anlattı bunu bana. Bir kasetten söz etmişler. Biri, o kasetin Baykal’ı götürebileceğini söylemiş. “Bu kaset bize başkanlık yolunu açar” demiş. Diğeri ise “bu kaset bizi yakar. Böyle bir şeye girmeyelim. Tehlikeli bu iş” demiş. Ben, bu iki CHP’linin konuşmasını isimlerini vermeden yazdım. Üstelik dahası da var bu işin. Kaset yayınlandıktan sonra bir başka yerde, “artık başkanlık yolu açıldı” diye başka konuşmalar da yapılıyor.


Kimdi onlar?

Onların isimlerini ben açıklamadım ama... Medyada bu isimler benim yazdığım kulisten sonra ortaya atıldı. İddia edilen bu isimler, CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ve Taşdelen eski Belediye Başkanı Hüseyin Sipahi... Bu iki isim, kasetle ilişkili oldukları iddialarını reddettiler. Cafede buluşup çay kahve içtiklerini ama kesinlikle böyle bir konuşma yapmadıklarını söylediler. Benim amacım bu konunun araştırılmasıdır. Pastanedeki konuşmanın, kasetin yayınlanmasından bir hafta önce yapıldığı iddia edilmişti. Eğer bu konuşma doğruysa, bu komplo sadece Baykal’a yapılmış olmaz. Bu komplo aynı zamanda Türkiye’de siyasete de yapılmış olur. Ben uyarmak istedim... Böyle bir komployla bir siyasi partinin başına geçenlerden demokrasi çıkmaz.


Kimler başkanlık hesapları yapıyor CHP’de?

Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin başkan olmak istiyorlar, bu anlaşıldı. Öte yandan, medya çevrelerinde hukuk profesörü Süheyl Batum’un adı dillendiriliyor. Ayrıca CHP’nin içinde Yalova milletvekili Muharrem İnce’yi de isteyenler var. Partinin eskilerinden Eşref Erdem de başkan adayı olarak Kemal Derviş’in adını seslendiriyor. Aslında şu var. Gürsel tekin’in İstanbul sermayesi ve medyayla ilişkileri iyi. İstanbul sermayesi bürokrat diye Kemal Kılıçdaroğlu’ndan korkuyor. Bir Zekeriya Temizel örneği daha yaşamak istemiyor. Bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gürsel Tekin’le birlikte hareket etmesi isteniyor.


Gürsel Tekin kendisi başkan olmak istemiyor mu?

İstiyor. Zaten dışarıdan bakıldığında birlikte hareket ediyor gibi görünseler de, aslında birlikte hareket etmiyorlar. İkisi arasında bir kopuş yaşanıyor.


Peki, başkanlık için kimlerin şansı var?

Kimsenin şansı yok. Ancak Baykal icazet verirse şansları olabilir. Baykal’ın onayını almadan başkan olabilmek mümkün değil. Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin Baykal’la geçen cuma görüştüler ve başkanlık için onay alamadılar. Baykal onlara, “gidin parti yönetimiyle anlaşın” dedi. Bu bir uyarıdır. Bu, “Kurultayda siz başkanlığa aday olmayın” demektir. Çünkü parti yönetimi, Baykal’dan bağımsız bir yapı değil ki. Baykal’ın karşı olduğu her isme parti yönetimi de uzak durur.


Baykal’a rağmen CHP’de başkanlığa adaylığını koyacak kimse çıkar mı bu kurultayda?

Çıkarlarsa Baykal onları siyasetten siler. Yakın geçmişteki Mustafa Sarıgül ve Haluk Koç örneklerinden bunu çok iyi biliyorlar. Gene de bu kurultayda Kılıçdaroğlu değil ama... Gürsel Tekin aday olarak çıkabilir. Gürsel Tekin, Klııçdaroğlu’na göre daha cesur biri. Zaten Baykal’ın istifasından sonra açıkça tavrını koyan tek kişi de o oldu. “Baykal bundan sonra bize ağabeylik yapsın” dedi. Yani “Baykal partinin başına artık dönmesin” demek istedi.


Siz geçenlerde Güldal Mumcu’nun adından söz ettiniz. Baykal, Mumcu’yu mu düşünüyor?

Güldal Mumcu Baykal’a yakın bir isim. Eşinin Uğur Mumcu olması nedeniyle CHP’ye hareket getireceğini düşünenler var. Baykal’a yakın isim olarak Faik Öztrak’ın adı da geçiyor.


Aydın Doğan’ın kızı Arzuhan Yalçındağ’ın adı CHP başkanlığı için dile getiriliyor. Olabilir mi?

AK Parti’ye karşı siyasette kızını mı yoksa bir başkasını mı düşünüyor bilmiyorum ama... Aydın Doğan’ın bir süredir siyasetle ilgili bir arayış içinde olduğu kesin. 2007’den beri bazı siyasetçilerle görüşmeler yapıyor. Kulislerde anlatılanlara bakılırsa, son zamanlarda da Türkiye’nin dört bir yanını adeta bir siyasi lider gibi dolaşıyor. Kalabalıklara katılıyor, işadamlarıyla toplantılar yapıyor.


Durum ne zaman netleşecek?

Kimse hâlâ Deniz Baykal’ın gerçekten istifa ettiğinden emin değil. Gürsel Tekin bile bir yakınına, “Deniz Baykal dönecek gibi görünüyor. Her şey çarşamba gününden sonra belli olacak” diyor. Anlayacağınız Kılıçdaroğlu ve Tekin, karar vermek için çarşambaya kadar bekleyecekler. Baykal’ın tutumuna göre tavır geliştirecekler.


CHP, başkan değiştirerek oylarını arttırır mı?

 En az dört-beş puan artırır. Çeşitli kesimlerden çok insanla görüştüm. Baykal dönerse CHP batar. Çünkü kimse oy vermez. Baykal gelirse oylar Sarıgül’e gider. Baykal başkanlığa dönmezse aksi olur. O zaman da Sarıgül biter. Metropol kamuoyu araştırma şirketi, 12-13 mayıs tarihlerinde bin iki yüz kişiyle yeni bir araştırma yaptı. Vatandaşların yüzde 50’si Baykal’ın geri döneceğini söylüyor. Yüzde 40 ise dönmez diyor. Yüzde 63 istifasını geri almasını istemiyor. Yüzde 32 ise istiyor. Baykal’ın istifası en çok kime yarar sorusuna ise toplumun yüzde 30’u CHP’ye yarar diye cevap veriyor. Baykal’ın istifasının AK Parti’ye yarayacağını söyleyenlerin oranı ise yüzde 28 oluyor. Bu arada ankete katılanların yüzde 31’i Kılıçdaroğlu’nun başkan olmasını istiyor. Baykal’ı isteyenlerin oranı ise yüzde 5’te kalıyor.


Baykal’ın gitmesi CHP’de politika değişikliği anlamına gelir mi peki?

Gelir. Çünkü Ergenekon kendisini yeniliyor. Daha doğrusu Ergenekon kendisini CHP ekseninde yeniliyor. Ergenekon, CHP’yle yenilenerek yeniden iktidara gelmek istiyor. Statükocu politikalarla iktidar olamayan Ergenekon, değişimin kendi kontrolünde olmasını planlıyor. Böylece toplumun farklı kesimleriyle buluşarak AK Parti’nin iktidardan düşürülmesini hedefliyor.


Ne tür politika değişiklikleri olur sizce CHP’de?

CHP’nin başına ister Baykal’ın önerdiği bir isim gelsin, ister Baykal’a rağmen biri gelsin, seçimlere kadar CHP’de mutlaka bir politika değişikliği yapılır. Bu, derin ve büyük bir değişiklik olmaz ve CHP gerçek bir sosyal demokrat partiye dönüşmez ama... CHP gene de toplumun dindarlarıyla ve Kürtleriyle barışmak için bazı açılımlar yapar. Bugün gelinen noktada artık statükocu çevreler CHP’nin değişmesini istiyorlar. Çünkü CHP’nin bugünkü haliyle AK Parti ile baş etmesi mümkün değil. CHP, Türkiye’nin 35 ilinde milletvekili çıkaramayan bölgesel bir parti oldu.


Sizce Baykal komployu kimlerin yaptığını biliyor mu?

Komployu kendi yakın çevresinden birilerinin yaptığını düşünüyor olmalı. Çünkü istifa konuşmasında, CHP’yi dizayn etmek isteyenleri kurultayda ortaya çıkmaya çağırdı. CHP’nin içinde zaten epeydir ciddi bir kargaşa vardı. Mesela Mehmet Sevigen’le Önder Sav’ın ilişkisi çok kötüydü. Kemal Kılıçdaroğlu - Gürsel Tekin ikilisi ile partinin yaşlı kuşağı arasında da ciddi bir çatışma yaşanıyordu. Ama Baykal’ın genel başkanlığı hiç tartışılamıyordu. Kaset skandalı bu donmuş yapıyı çatlattı ve Baykal’ı tartışmaya açtı.



Bu haber 1,165 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,900 µs