En Sıcak Konular

Görüntülü savaş: Türkiye’nin siyasi depremi

8 Mayıs 2010 13:34 tsi
Görüntülü savaş: Türkiye’nin siyasi depremi 6 Mayıs’ı 7 Mayıs’a bağlayan gece Türkiye en derin şoklarından birisini yaşadı. TBMM’de anayasa görüşmelerinin tümü oylanır ve sonuca bağlanırken internete düşen bir video tüm Türkiye’yi derinden sarstı. Bunun adı Baykal’ı ta

6 Mayıs’ı 7 Mayıs’a bağlayan gece... Saat 01.00...

Türkiye bir ilk yaşadı. Türk siyasetinde ilk kez bir siyasi lidere ait olduğu ileri sürülen mahrem görüntüler basına sızdırıldı.

Üstelik görüntülerin ait olduğu ileri sürülen bu isim CHP lideri Deniz Baykal olunca depremin etkisi daha derinden hissedildi.

Ankara’nın siyasi fay hatları kırıldı.

CHP kendi kabuğuna çekildi. Çünkü saldırı altındaydı. Akşam saatlerine kadar ne CHP’den ne de Baykal’dan bir ses çıktı. Görüntülerin yayınlandığı günün ertesinde, yani dün AK Parti Genel Merkezi’ndeydik. Sabah saatleriydi. Olan bitenden henüz neredeyse kimsenin hberi yoktu. Haber öğrenildiğinde şok etkisi yaraattı. Görüntüleri birlikte izlediğimiz üst düzey AK Parti yöneticilerinin yüzlerindeki kaygı dolu ifadeyi görmeliydiniz.

O gece saat 01.00’de görüntüler yayınlandığında Türkiye’yi derin bir endişe kapladı.

Çünkü bu, evet, siyasi bir suikasttı.

Bir liderin tasfiye edilmesi için çirkin bir oyun başlamıştı. O lideri siyaseten öldürecek en etkili silah devreye sokuluyordu.

Bu bir nevi Danıştay saldırısıydı.

AK Parti hükümetini devirmek amacıyla gözü dönmüş kişilerin yargıçların toplantı odasına girerek cinayet işlemesi gibi bir şeydi.

Hatta hiç farkı yoktu.

Deniz Baykal’ın “yatak odasına” girilmiş ve tetik acımasızca çekilmişti.

O gece saat 01.00’de aynı görüntüleri iyibilgi.com olarak bizler de izledik.

Ve hemen şu kararı verdik: Ne olursa olsun, o görüntüler sayfalarımızda yer alamayacaktı.

Sadece görüntüler değil... Haber olarak da bu kumpası görmeyecektik.

Türk medyasının bu hassas konuda basiretli davranacağını umduk.

Bu konuyu konuşmayacak, üzerinde yorum yapmayacaktık.

Ta ki Baykal’dan ya da üst düzey bir devlet adamından konuya ilişkin bir açıklama gelene, yani olay kamusallaşana kadar.

Dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaptığı açıklama ve CHP lideri Baykal’ın bazı medya organlarına söyledikleri iyibilgi’nin bu konu hakkında bazı şeyler söylemesini zorunlu kıldı.

Öncelikle şunu söyleyelim... Evet, bir siyasi lider ve eş olarak Baykal’a ait olduğu ileri sürülen görüntüler Türk toplumunun kabullerinin oldukça dışında. Ancak bizim durduğumuz nokta Baykal’ın haklı mı haksız mı olduğunu sorguamak değil.

Biz bu konuya iki noktadan bakıyoruz.

1.       Bir siyasi liderin mahrem görüntüleri sızdırılarak Türk siyasi tarihine aşağılık bir gelenek kazandıracak sürecin ilk taşı döşenmiştir. Türk siyasetinde “aile ve mahreme saygı” raconu bozulmuş, en büyük zaaf silah ve yıldırma aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu yüzden bu görüntüleri çeken ve Baykal’ı tasfiye için düğmeye basanlar açığa çıkarılmalıdır.

2.       Bu görüntüleri çekip yayınlatanların kim olduğu burada çok önemli bir noktadır. Emekli MİT Müsteşarı Mahir Kaynak’ın kaydadeğer analiz metodundan yola çıkarsak, bir olayın failine o olayın kime yaradığını sorgulayarak varabiliriz.

O zaman açık konuşalım: Bu olay Baykal’a yaramıyor... Çünkü bu Baykal’ın tasfiyesidir. Bu olay hükümete de yaramıyor... Çünkü bu AK Parti için ikinci kapatılma davasının en önemli dayanağını oluşturacğı ileri sürülen telekulak iddialarını yeniden gündeme getirecektir. Dahası kim ne derse desin Baykal’sız bir CHP, AK Parti’nin oylarını yüzde 40 bandında tutmasını güçleştirecektir. Erdoğan’ın sık sık söylediği “iyi ki bu muhalefet var” şeklindeki sözleri bu çerçeveden değerlendirilebilir. Bu olay diğer muhalefet partilerine de yaramayacaktır. Bu olay sivil toplum örgütlerine de yaramayacaktır. Bu olay, bazılarının gizliden gizliye suçladığı emniyet istihbaratın bir bölümüne de yaramayacaktır. Çünkü böyle brşey yapıldığında, süreki tartışmaların odkağı haline getirilmeye çalışılan kurumun yeniden hedef tahtasına konulacağı bilinmektedir.

Şunu da hatırlatalım... Her ne zaman CHP lideri Baykal’a yönelik bir eleştiri kampanyası başlasa, hep şu noktaya dikkat çektik. Baykal’ı eleştirenler onu sevmedikleri için değil AK Parti’yi yerinden edemediği için eleştiriyorlar.

Yani kimilerine göre bu iş Baykal’la olmuyor.

Baykal Anayasa değişkliğini örneğin engelleyemiyor... Anayasa değişikliğinin Meclis’ten geçtiği saatlerde o görünüler internete düşüyor.

Baykal, AK Parti’yi zayıflatamıyor.

Baykal, Türkiye’nin rotasına müdahil olamıyor.

Onun yüzünden meydan Erdoğan ve ekibine kalıyor.

Yani bu iş böyle gitmiyor.

22 Mayıs’ta yapılacak CHP kurultayında Baykal’ın Genel başkan adayı olmaması gerekiyor.

Ama Baykal, daha önce olduğu gibi bugün de herşeyi kendi liderliği üzerine kuruyor.

Kurultay, onun seçlmesiyle sonuçanacak şekilde yapılıyor.

Baykal, kendisine rakip çıkacak muhalifleri de partiden temizliyor.

Yani hem “başarısız” hem de partiyi bırakmıyor.

O halde birşeyer yapmalı...

Baykal’ın, CHP liderliğini bırakması sağlanmalı...

Çünkü, bu zihniyete göre Türkiye’de AK Parti’yi iktidardan indirmenin alternatif yolları kapandı.

Çetelerle bu iş olmuyor.

Çünkü enseleniyorlar.

Asker de hiç oralı değil.

Genelkurmay Başkanı sık sık demokrasiye bağlılığını ifade ediyor.

Son şans olarak nitelenen ve Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararlarla öne çıkan “hukuk alternatifi” de geçen anayasa değşikliğiyle zora girmiş durumda.

Bu şu anlama geliyor: AK Parti’yle mücadelede tek yol artık demokrasi kaldı.

Yani sandık.

Bu yüzden CHP’ye sandıktan daha güçlü çıkacak bir isim gerekiyor.

Kurultay öncesinde Baykal’ın siyaseti bırakmasının sağlanması gerekiyor.

Galiba, işte tüm bunlardan sonra o kaset geliyor.

Baykal’ın tasfiyesini başlatmak için...



Bu haber 3,020 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,920 µs