En Sıcak Konular

İslam dini organ nakline nasıl bakıyor?

4 Mayıs 2010 11:12 tsi
İslam dini organ nakline nasıl bakıyor? Bizler, Yüce Yaradan'ın bize emaneti, bedenimizi ve bedenimizin tüm organlarını korumak ve Allah'ın emrine uygun olarak onlara bakmakla yükümlü iken, bu emaneti başka insanlara bağışlama hakkımız var mı? İslam dini organ nakline izin veriyor mu? Prof.

İslam dini organ naklini hangi şartlarda onaylıyor? Organ nakli için, dini açıdan ölüm ne zaman gerçekleşiyor? Organ naklini yapacak tabiplerimiz karar aşamasında dini açıdan hangi kaidelere dikkat etmeli?  

Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salim Öğüt iyibilgi’nin sorularını cevapladı.

Bizler, Yüce Yaradan'ın bize emaneti, bedenimizi ve bedenimizin tüm organlarını korumak ve Allah'ın emrine uygun olarak onlara bakmakla yükümlü iken, bu emaneti başka insanlara bağışlama hakkımız var mı? İslam dini organ nakline izin veriyor mu? 
İslam dünyasında bu konu ile ilgili fetva kurulları oy birliği ile ittifaka yakın derecede karar açıklamışlardır. Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu, Kuveyt Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı’na bağlı fetva kurulu, Suudi Arabistan’da faaliyet gösteren Dünya İslam Birliği’ne bağlı Fıkıh Akademisi ve Mısır’daki Efser fetva kurullarında  “organ nakli”ne karar veren âlimlerimiz bu konunun maslahat yani menfaat tarafını, mefsedet yani zarar tarafına galip görmüşlerdir.

“Dünyada sırf hayır veya sırf şer, yani sırf maslahat veya sırf mefsedet yoktur!”  Her menfaatte biraz zarar, her zararda kar vardır”  diyen Endülüs âlimlerimizden “Hafıdi” bu bağlamda yedi asır önce çok önemli bir tespitte bulunmuştur  ve  İslam Dünyası tarafından hüsnü kabul görmüştür. “Hafidi”nin burada  “Din bir konuda hüküm verirken hangi tarafın daha ağır geldiğine bakar” diyor.

İşte organ nakli de bu çerçevede ele alınmalıdır. Evet, bir tarafta Allah, insanı en değerli, en şerefli varlık olarak yaratmıştır. Bu Kur’an-ı Kerim’de,  “Biz insanı en mükemmel şekilde yarattık” ayeti ile ifade edilmektedir. Diğer tarafta da hayata verilen değer vardır, hadis-i şeriflerde, bir insanı kurtarmanın bütün insanları kurtarmak gibi olduğu bildirilmiştir.  Hadis-i şerifler insan hayatına dair çok önemli açıklamalar vardır.

İşin uzmanları bilirler, Allah’ın dinini göndermekten beş temel maksadı güttüğü ifade edilir.
Bunların başında, “dini korumak” gelirken ardından “hayatı korumak” gelmektedir. Hayatı korumak da iki türlüdür, birincisi insan yaşarken kendi hayatını koruyacak, ikinci başkasının hayatını koruyacak… Tüm bunları yan yana düşündüğümüzde, “organ nakli”ne karar veren âlimlerimiz bu konunun maslahat yani menfaat tarafını, mefsedet yani zarar tarafına galip görmüşlerdir.

Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Kurulu 03.03.1980, Kuveyt Vakıflar ve Din İşleri Başkanlığı 24.12.1979, Suudi Arabistan 14.09.1981, Mısır’daki Efser Fetva Kurulundan 11.02.1988 tarihlerinde organ nakli konusunda fetva çıkmıştır.

Kamu menfaati, insan menfaati, hayatı korumaya dair menfaati, insanoğlunun mükerrem, şerefli, aziz, şerefli yaratılışı noktası ile karşılaştırıldığında insan hayatını kurtarma yönü ağır basmıştır. Fetva kurulları tercihlerini bu yönde kullanmışlar ve görüşleri bu yönde ifade etmişlerdir. Ben de şahsen bu görüşe katılıyorum.

Organ nakli konusunda bazı tabiplerimiz ikilemde kalabiliyor. İkilemden kurtulup en doğru kararı vermenin yolu nedir?
"Tıp ilmi ile din ilmi birbirine çok yakın olarak mütalaa edilir. Örneğin hekimlerimiz bilirler, önlerine öyle hastalar geliyor ki o an karar vermek zorundalar. Birisi derki bu neşteri vurursanız insan ölür, diğeri de derki böyle yaşaması ölmesinden daha kötü sürünüyor insan, belki iyileşecek belki acıdan kurtulacak. Özetle her zaman bu tehlike vardır. Burada bizi rahatlatan bu konuda söz söyleyen ve karar verecek insanların işin uzmanı olmasıdır. Ülkemizde gerek tıp gerekse din konusunda, gerçekten işin uzmanı olan insanlar organ nakli konusunda bir zan ifade ediyorlarsa, artık bu zan bizim için kesin bilgi mesafesindedir. Bu dinde de böyledir tıpta da böyledir. Eğer hekimlerimiz tıp biliminin öngördüğü bütün inceleme ve araştırmaları yapıyorlarsa, bütün verileri değerlendiriyorlarsa, kendilerinden daha bilgili olduğunu düşündükleri insanlarla istişareye açık iseler bu noktadan sonra verdikleri karar, kesin karardır. Burada yanılmış olabilirler, tıpkı bizim yanılabileceğimiz gibi, bütün içtihatlar yanılmaya açıktır. Ama ne yapalım ki bir soruyu cevapsız bırakma hakkımız yok. Başlangıçta da ifade ettiğim gibi hiçbir maslahat ve hiçbir mefsedet katışıksız değildir. Bu durumlarda işin uzmanları bir araya gelerek, ferdin ve toplumun yararı ve çıkarı adına yüzde51 menfaat tarafı, yüzde49 zarar tarafına baskın geliyorsa buna maslahat kararı alıyorlar. Yüzde49 mefsedeti göz ardı ediyorlar. Eğer âlimlerimiz ve tabiplerimiz, hayatı korumak adına yüzde51 ümit görüyorlarsa, hiçbir gurura ve kibre kapılmadan, diğer uzmanlarla da istişareye açık olarak verdikleri karar isabetlidir. Ne açıdan? Allah katında... Yanılma payı vardır ama bir müçtehit işin ehli ve uzmanı olarak fetva veriyorsa, yanılsa da Allah katında bir mükâfat alır. Şayet durum böyle olmasa fetva verecek tek kişi bulamazsınız. Bu yüzden böyle düşünmekten başka çıkar yolumuz yok."

Peki, organ naklinin yapılabilmesi için âlimlerimiz hangi şatları uygun görmüşler?
"Âlimlerimiz organ nakli caizdir deyip bırakmamışlardır. Ölüden diriye veya diriden diriye yapılan organ nakillerinde çok önemli noktalara dikkat çekmişler ve gerekli şartlardan bazılarını şöyle belirtmişler:
1. Organ naklinde zaruretin bulunması, tabi bu zarureti alanında uzman hekim belirleyecek. Yani organ naklinin yapılabilmesi için öncelikle hekim zaruret olduğunu tespit edecek.
2. Yapılacak organ nakli ile hastanın iyileşeceğine dair güçlü bir kanaat bulunacak. Bu kanaat yine uzman hekim tarafından belirlenmiş olacak.
3. Organ bağışlayacak kişinin rızası alınacak. Bu nakil ölümünden önce ise kendisinin, ölümünden sonra ise mirasçılarının onayı alınması gerekiyor.
4. Ölüden diriye yapılacak nakillerde, tıbbi ve hukuki ölümün kesinleşmiş olması gerekiyor. Dini açıdan kişinin kalbi durmuş, nabzı durmuş ise ölüm gerçekleşmiş oluyor. Bu bağlamda organ nakli yapılacak ise organı alınacak kişinin tıbben ölüp ölmediğine yine alanında uzman hekim karar verir.
5. Organ bağışı karşılığında kesinlikle herhangi bir ücret ve menfaat alınmayacaktır. Organ satışı kesinlikle dinen caiz değildir. Organ ancak bağışlanabilir. İnsan tırnağını bile satıp onun bedelini yiyemez, insanoğlunun tırnağı bile azizdir satılamaz! Amaç bir insanın hayatını kurtarmak olduğu için izin verilmiştir.
6. Organı alan da razı olacak. Karşılıklı rıza olacak ve dini açıdan bunun da mutlaka orada zikredilmesi gerekiyor."

www.iyibilgi.com özel
 

 
 
 
 

 

 

 



Bu haber 3,554 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,835 µs