Son saldırılar kimin işi?

3 Mayıs 2010 08:39 tsi
Ne oldu da terör saldırıları azdı? Öncelikle şunu not etmek şart. Hangi PKK? Adem Yavuz Arslan yazdı...

Adem Yavuz Arslan / Bugün

Son yazılarda ısrarla "Yanılmayı çok istiyorum ama istihbaratlar kötü, provokatif saldırılar geliyor" dedik.
Hatta 21 Nisan, 23 Nisan ve 26 Nisan'daki yazılarda "Büyük Kaos Planı'nın yürürlüğe konduğunu, PKK'nın radikal sol örgütlerle iş birliğine giderek sansasyonel eylemlere başlayacağını" anlattık.
Devletin güvenlik birimlerinin elindeki istihbarat raporları ürkütücüydü. Karakolların basılacağı, mayınlı saldırılar olacağı, Giresun ve Lice'de eylem olacağı belirtiliyordu. Hatta öyle 'öngörüler' var ki ne aktarmaya cesaretimiz var ne de konuşmaya.

Üstelik isim isim karakol karakol. Maalesef istihbaratlar gerçek çıktı. Son bir ayda neredeyse 20 şehit verdik. Üstelik tahmin edilen şehirler ve tahmin edilen bölgelerde.

Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu saatten sonra o şehitlerin ailelerine, şehitlerin çocuklarına hiçbir şey anlatamazsınız. Teskin edici ifadeler de sadece iyi niyet temennisi olarak kalır.

Ama şapkayı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor. Tamam, dünyanın en zor işi terörle mücadele etmektir. Ama gazetecilerin bile haberdar olduğu terör saldırıları nasıl önlenemez? Diyelim ki saldırı geldi, bu kadar kayıp nasıl verilir?

Yıllardır aynı karakollar defalarca basılırken komuta kademesinden hiç kimse çıkıp da "Bu karakollar kaçakçılık için inşa edildi, yerlerini değiştirmemiz lazım" demedi mi?

Paramız yok filan demeyin kimse inanmaz. Bu ülkede bütçe sıkıntısı çekmeyen tek kurum TSK'dır.

En acısı da şu ki; terörle mücadele etmekle yükümlü kurumlar 'Biz nerede hata yaptık' demek yerine iyi niyetle uyarı yapan gazetecileri 'hainlikle' suçluyorlar.

Ben de yazdım, Şamil Tayyar da yazdı. Edindiğimiz bilgileri okuyucuyla paylaştık. Yani işimizi yaptık. İyi niyetli bu uyarıları 'işgalci kuvvetlerle iş tutan mütareke basınına' benzetmek hiç şık olmadı. Biz işimizi yaptık. Keşke başkaları da işini güzel yapsaydı ve o çocuklar şehit olmasaydı.

Gelelim işin bam teline. Ne oldu da terör saldırıları azdı?

Öncelikle şunu not etmek şart. Hangi PKK? Bugün aynı anda birden fazla örgüt ve devletin taşeronluğuna soyunmuş bir terör örgütü var. Lider kadrosu bile başka yerlere angaje.

Son saldırıların PKK tarafından yapıldığına şüphe yok. Önemli olan düğmeye kimin bastığı.

Düz mantıkla bakarsak bile son saldırıların Kürtler'e hiçbir katkı sağlamadığı ortada. Şehit cenazeleri arttıkça Güneydoğu'da operasyonlar artacak, cenazeler gelecek. Anti demokratik uygulamalar yayılacak.

Böyle bir şeyi hangi aklı başında Kürt ister? Dolayısıyla PKK'nın "Ben Kürtlerin hakları için tekrar silaha sarıldım" demesinin hiçbir karşılığı yok.

Daha önce de yazdık. Fırat'ın öte yakasındaki kirli ilişkiler açığa dökülmedikçe Ergenekon türü yapılanmalar aydınlatılamaz.

Bazıları komplo teorisi olarak görebilir. Ama son olaylarla birlikte iyice ayyuka çıktı ki PKK içindeki derin bir yapı Ergenekon yapılanması ile dirsek temasında.

Çünkü artan terör, engellenen Anayasa değişiklikleri, inisiyatifi kaybeden bir AK Parti iktidarı, son operasyonlarla iyice köşeye sıkışan Ergenekon'un işine yarar.

Dolayısıyla 'bunlar komplo teorisi' demek yerine sahneye konan oyunu görelim. Ucu dışarılarda bir yapılanma Türkiye'de bir şeylerin yolunda gitmesini istemiyor.

Başbakan Erdoğan partisinin dünkü Meclis grup konuşmasında çok güzel özetledi: "Tunceli'nin Nazimiye ilçesinde, dün Lice'de Mehmetçiğe tetik çeken zihniyet ile 1977'de Taksim'de işçinin üzerine kurşun yağdıran zihniyet arasında hiçbir fark yoktur. Çorum'u, Kahramanmaraş'ı, Gazi Mahallesi'ni, Sivas'ı kana bulayan zihniyet ile Danıştay'da kan döken zihniyet arasında hiçbir fark yoktur.

İsimler, etiketler, sıfatlar, tetikçiler farklı olabilir ama her birinin nihai, ortak amacı Türkiye'nin kardeşliğine, birlik ve bütünlüğüne, huzur ve istikrarına kastetmektir. Türkiye'nin büyümesinden, kalkınmasından, ilerlemesinden, demokratikleşmesinden rahatsızlık duyanlar, farklı kisveler altında topluma korku salmak için çirkin oyunların içine girmişlerdir. Burada kirli senaryoların sahiplerine ve tetikçilerine bir kez daha sesleniyorum: Başaramayacaksınız, hiçbir şey elde edemeyeceksiniz...''

Son not: 4. Ergenekon iddianamesi kabul edildi. Savcılar diyor ki: "Tüm operasyonlara rağmen Ergenekon diri, operasyonel gücü var ve parasal kaynakları sağlam."

Tüm gelişmelere bir de bu pencereden bakalım...

 

 

Bu haber 1,753 defa okundu.