Terör niçin yeniden sahnede?

3 Mayıs 2010 08:05 tsi
Türkiye'ye karşı oluşturulan ittifakların adresi belli...

Bahar geldi ve ‘beklendiği gibi’ terör saldırıları yeniden başladı. Ancak mesele, baharla birlikte örgütün kış uykusundan uyanmasından ibaret değil.

Terörün kendi içimizde hangi zaaflardan ve hangi ‘odak’lardan beslendiğine dair bugüne kadar yeterince kanaat belirttim. Bunları tekrar etmeyeceğim. Sadece şunu söylemekle yetiniyorum: İster anayasa tartışmalarına bakın, isterseniz diğer çatışma alanlarına; kimin terörün devamından medet umduğu çok açık.

***

Nisan sonu itibarıyla terör eylemlerinin yeniden ortaya çıkışı, iç dengelerde karşılığı olduğu kadar, Türkiye’nin bölgesel meselelere gösterdiği ilgiyle de bağlantılı.  Bunlar arasında Irak’ın özel bir yeri var.

Sıkça bu ülkede olup bitene, seçimlerden sonra yaşanan gelişmelere, Türkiye’nin oynadığı role ve bunun uyandırdığı rahatsızlıklara dikkat çekmeye çalışıyorum. İçerideki yoğun gündem, tüm bunların doğru anlaşılmasına izin vermese de, Türkiye’nin gerçek gündeminin bölgesel ölçekte olduğunu görmek gerekiyor.

Artık içeride yaşananlar bu resmin sadece bir parçası.

***

Olaylara kısaca yeniden bakalım.

Irak’ta seçimler yapıldı. Türkiye’nin aktif olarak desteklediği Ayad Allavi’nin listesi az farkla da olsa seçimleri kazandı. Elbette Türkiye bu desteği tek başına kurgulamadı. Şu sıralar sıkça dile getirildiğinin aksine ABD ile değil, özellikle İngiltere ile bu konuda önemli bir işbirliği zemini oluştu.

Allavi’nin kazanması birkaç anlama geliyor. Bizim açımızdan, bu bölgede ciddi bir etkinlik sahibi olduğumuzun ifadesi. Öte yandan Irak’ın işgalinden sonra sistemin dışına itilen ‘Sünni Arap siyasi aklı’nın yeniden etkinlik kazanması. Ankara’nın bu süreçte de ciddi pay sahibi olduğunu unutmayalım.

Önceki seçimlerde peşpeşe yapılan toplantılarla Sünni Arapların sistemden kopmalarına engel olan Türkiye, bir sonraki hamlede onların yeniden Irak’ın ‘yöneten aklı’nda varlık sahibi olmalarına katkı sundu. Bu arada orta lıkta savrulup duran Türkmenleri bu çatının altına taşıdı. Kuzeydeki Kürtlerle ise ilişkilerini her gün bir adım daha iyileştirdi. Nihayet Mesut Barzani yıllar sonra yeniden Ankara’ya davet edildi.

Eski Başbakan Maliki, elindeki tüm kozları oynayarak bu dengeyi bozmaya gayret ediyor. Şimdiye kadar mesafeli olduğu İran’la yakınlaşma sinyalleri veriyor.

***

Tüm bunların bir bedeli var elbette. Yazık ki sadece bizim coğrafyamızda değil, dünyanın hemen her yerinde terör, bir ülkeye mesaj vermenin hala en geçerli yolu kabul ediliyor.

Türkiye’nın Irak politikası, belli noktalarda uluslararası sistemle kesişiyor. Bunun pek matah birşey olmadığını elbette biliyorum. Ancak burada umut verici olan, Ankara’nın oyun planının, her geçen gün kendi ayakları üzerinde durmaya yönelen bir seyir izlemesi.

Dün Baas kadrosunu temizlemek için bu ülkede kan döken ABD, bugün onlarla işbirliği yaparak İran’ı dengeleme çabasında. Oysa tutarlılık açısından bakılırsa, Ankara’nın attığı adımlar, başından beri aynı politikayı inşa ediyor.

Bunların sonuç verme aşamasında terörün yeniden canlanması elbetet tesadüf değil. Terör örgütünün en azından belli bir bölümü, Avrupa’dan bölgesel ittifaklara uzanan bir alanda yeniden eylem gerçekleştiriyor.

Bu ittifakların adresi aslında çok açık ve Türkiye, Irak konusunda kimlerle rekabet ediyorsa onlar işin içinde.

Kolay bir süreç olmayacak. Bedelini ödemeden büyük devlet olunmuyor. Ama önemli olan boş yere bedel ödememek.

Nasuhi Güngör / Star

Bu haber 958 defa okundu.