En Sıcak Konular

İnternet tüm 'tek'elleri kırdı!

26 Nisan 2010 14:07 tsi
İnternet tüm 'tek'elleri kırdı! Gazeteler demokratik toplumlarda cürümleri kadar yer yakarlar bundan sonra. Yalan yazdıklarında anında yakalanırlar, demokrasi sınavına iyi çalışmazlarsa okuldan atılırlar! Çünkü başlarında onları dolaylı olarak kontrol eden, bilginin kamusal “iyi&#

iyibilgi.com Yayın Yönetmeni Rauf Baysal’ın Aksiyon dergisinde yayınlanan internet gazeteceğili makalesi için verdiği mülakat:

Aşağıdaki sorular çerçevesinde önümüzdeki on-onbeş yıl içinde gazetelerin nasıl bir değişime uğrayacağını düşünüyorsunuz?

Eskiden gazetelerin işi kolaydı. Hem gazete patronluğu belli ellerde toplanmıştı, hem de gazetelerin gazete dışında rakipleri yoktu. İstedikleri haberleri istedikleri gibi görüyor, kimi çok önemli (özellikle belli kesimleri zor duruma düşürebilecek) haberleri “atlıyorlardı”.

Geçtiğimiz 5-6 yıllık süreç gösterdi ki (belki bu sürecin Nokta Dergisi’nde yayınlanan darbe günlükleri ile başladığını varsayabiliriz) büyük gazetelerin artık eski “rahatı” yok. Çünkü onları zorlayan bir internet medyası, alternatif bir medya var. Gazetelerin yalanladığı, küçümsediği, görmemek için direttiği bir haber, bir ses kaydı, bir belge internet sitelerine “düşüveriyor”.

Bu tespit ışığında özellikle büyük gazetelerin önümüzdeki 10-15 yıl içinde daha demokratik, şeffaf ve objektif olmak zorunda kalacaklarını düşünebiliriz. Bunu isteyerek değil internetin kendilerini zorlamasıyla yapacaklar. Aksi halde “gazete” olmadıkları, statükoyu korumak için var olan “ara kablo” oldukları ortaya çıkacak. 

Online habercilik dünyada ve Türkiye’de ne kadar yaygınlaşır?

Çok hızlı bir şekilde yaygınlaşıyor ve yaygınlaşacak. Hızından dolayı… Çünkü insanlar bir gün sonraki gazeteyi ya da TV’deki akşam haberlerini beklemek yerine tıklıyor ve öğreniyor.

ABD'de gazetecilik konusunda yaşanan tartışmaların merkezinde, yazılı basının satışlarında ve dolayısıyla reklâm gelirlerinde yaşanan düşüş var. Peki bu düşüşün sebebi ne? Yeni oyuncular yani internet yayıncıları, bloglar, sosyal paylaşım ağları ve nihayetinde haber siteleri. Dikkat edilmesi gerekilen nokta, online haberciliğin, sadece haber siteleri üzerinden yüremediğidir. Bugün sosyal paylaşım siteleri ve blogglar, haber sitelerinde yayınlanan makaleleri inanılmaz bir hızda, çok sayıda insana yayma özelliğine sahip.

ABD'de yazılı basın satışlarını takip eden Audit Bureau of Circulations'ın raporuna göre ABD'deki 400 günlük gazetenin toplam satışı 2009 sonu itibariyle yüzde 10,6 düşmüş durumda. Ama bu daha az insanın haber takip ettiği anlamına gelmiyor. İnsanlar ortam değiştiriyor.

Bu okuyucu kaybına karşı yazılı basının paniğe kapılarak aldığı önlemler de çok tutmadı. Örneğin büyük gazetelerin (Wall Street Journal gibi) internet sitelerini paralı hale getirerek, bu pastadan pay arttırma çabaları sonuçsuz kaldı ki, akıntıya karşı yüzmektense yeni çözüm arayışına girdiler. Örneğin WSJ çok okunan blogg yazarlarının sitelerine link veriyor kimi haberlerinde. Ya da internet sitelerindeki içeriği daha küçük çaplı, yerel ama bilgiye daha hızlı ulaşabilen sitelerden destek alarak güncelliyorlar. Kimi online haber siteleri, kendi özel haberlerini büyük gazetelere satarak para kazanmaya bile başladı. Yani online habercilik öyle etkili bir şekilde gelişiyor ki, en büyük markalar bile kendilerini bu ortama "uydurmak" zorunda kalıyorlar.

Artık kurallar, bir toplantı odasında belirlenmiyor. Patronlar değil, okuyucular güç sahibi oluyor.

Gazetelerin boyutları ve içerikleri nasıl bir değişime uğrar?

İçeriklerindeki değişime en güncel örneklerden biri, Türkiye'nin büyük gazetelerinden birinin kullandığı akıllı 'tag'lerdir. Elinizde tuttuğunuz gazete sayfalarında bulunan gelişmiş barkodları cep telefonu kamerasına okutarak, internetteki bir sayfaya yönlendiriliyordunuz. Bu yukarıda bahsi geçen, yazılı basın ve online haberciliğin kesişimine gayet güzel bir örnektir.

Bunun dışında sayfa sayısında bir azalma olur mu sorusuna, artan kâğıt maliyetleri ve diğer giderler ile düşen reklâm gelirlerini göz önüne alırsak, muhtemelen evet diyebiliriz. Fakat burada önemli olan şey, mecralar arası kaynaşma ve işbirliği. İçerik konusunda ise gazeteler bariz bir dezavantaja sahipler. Önceki günün haberini veriyorlar size. İşte online haberciliğin en büyük artısı bu. Gazetelerin kozu ise köşe yazarlarının yorumu ve analizleri. Ve kimi özel muhabirlerin perde arkası haberleri. Ama reklam geliri paylaşımının internet lehine değişmesiyle, online haber siteleri de gazetelerin bu kozunu elinden alacak. Nitekim kimi yayın yönetmenleri yaptıkları gazeteciliği "sit-com" olarak nitelendiriyor ki, böyle bir farklılaşmaya gidilmesinde online habercilik ile rekabet edememe sıkıntısı önemli bir role sahip.

Dijital medya kâğıt üzerine baskının yerini alır mı? Online yayıncılığın daha fazla yer kaplayacağını düşünüyorsanız bunların gerekçeleri nelerdir?

Kâğıt güzeldir, dokunmak insanî bir duygudur. Dijital sanal âlemin kâğıdın yerini almasını gönül istemiyor. Belki bu yüzden hala önemli sayıda “insan”, okuduğu şeyi elinde tutabilmek istiyor. Bilgisayar ekranlarının gözü yorduğu çok basit bir gerçek. Ancak yakın zamanda geliştirilen e-ink teknolojisi, kâğıt baskının en büyük korkusu haline gelebilir. Bu teknoloji az enerji tüketen ve gözü yormayan dijital bir görüntü imkânı sunuyor. Amazon.com'un satış rekorları kıran Kindle adlı cihazı bu konuda çok büyük olanaklar sağlıyor dijital medyaya. Bunlara e-okuyucu (e-reader) deniyor. Birçok dergi ve gazeteyi de bu cihaz üzerinden takip edebiliyorsunuz (3G teknolojisi ile internet üzerinden). Büyük gazetelerin de böylece ileride kendi satıhlarını koruyabileceğini, bu tür cihazlar üzerinden varolabileceklerini göz önünde bulundurabiliriz. Ama büyük bir riskin de altını çizmek lazım: Bütün hayatını elektronik cihazlarla (ki bunların çoğu radyasyon kaynağıdır) organize eden tekno-insan tipi. Bu yüzden kâğıt hep kalsın, bize insan olduğumuzu hatırlatsın istiyoruz.

İnternet gazeteciliğinin yaygınlaşması durumunda bilgi kirliliğinin ve korsan yayınların önüne geçilmesi noktasında ne gibi önlemler alınabilir?

Bilgi kirliliğinin önüne geçmek çok zor. Sonuçta interneti tek elden kontrol edebilmek, kimin ne yazdığını anında görebilmek imkânsız. Arama motorları dışında, aradığınız şeyi bulma imkânınız yok. Bu da kontrolün ne kadar dağınık olduğunu gösteriyor. Tek elden kontrol mekanizması (Çin'deki gibi), beraberinde sansür tehdidini de getiriyor. Korsan habercilikle ilgili bu konuda en büyük tehlike internet siteleri için geçerli. O tehdit şu: Bakıyorsunuz, başka bir siteye çok önemli bir haber düşmüş. Önünüzde iki seçenek var. Ya hiç kontrol etmeden bu haberi alıp, kendi sitenizde paylaşacaksınız. Ya da haberin doğruluğunu kontrol edip, ondan sonra koyacaksınız. Birinci seçeneğin en büyük dezavantajı, haberin yanlış çıkması durumunda uğranılan prestij kaybı. O zaman işte bilgi kirliliğine kapı açmış oluyorsunuz. İkinci seçeneğin en büyük dezavantajı ise, geride kalmak. O zaman da okuyucu sizin haber dağıtımı konusunda daha yavaş kaldığınızı düşünebilir. Bu konuda yazılı basının, online sitelere göre herhangi bir avantajı yok. Geçmişte o kadar çok yanlış veya çarpıtma manşetler atıldı ki, özellikle büyük gazetelerin bu konuda ne kadar kolay kullanıldığını, gazetecilerin ve medya patronlarının son dönemlerde verdikleri izahatlardan biliyoruz. Kaldı ki, bugün online medya, kendi içersinde bir tür kontrol ve denge ayarını tutturmuş durumda. Bugün bir sitede çıkan haberin, 10 dakika sonra doğru mu yanlış mı olduğunu, başka sitelerin kaynakları üzerinden tasdik edebiliyorsunuz.

Her şey çok kısa bir süre içerisinde gerçekleşse de, çeşitli internet sitelerini sık sık takip etmek, bu derde derman olabiliyor. Yazılı basında bu kontrol/denge ayarını tutturabilmek için farklı farklı gazetelere para vermeniz ve bazı durumlarda günlerce beklemeniz gerekirken, internet sitelerini tıklamak bedava.

Kurumsal anlamda ise, ilgili tüm oyuncuların görüşlerinin alındığı “sansürcü olmayan” bir internet yasası da suiistimallerin önüne geçebilir.  

Okuyucuların gazete okumak yerine facebook, twitter, digg gibi paylaşım kanallarından ilgilerini çeken, en çok paylaşılan haberleri okumaya başlayacakları düşünülürse haber dağıtım kanalları da değişecek diyebilir miyiz?

Kesinlikle. Buna çare olarak kimi basın organları, sitelerini ödemeli hale getirme yolunu denediler. Yurt dışında örneği görülen bu uygulamanın sonuçları ise hiç hayırlı olmadı. Çünkü internette o kadar çok hizmet şu an bedava ki (Google sağolsun!), başka bir yerden bedava okuyabileceğiniz bir şeye, neden para verme ihtiyacı duyasınız ki?

Twitter ve facebook bugün çok önemli kanallar. Klasik arama motorlarının sunamayacakları bir takım özellikleri var. Arama motorlarında sizin aktif olarak bir konuyu aratmanız gerekirken, bu sosyal paylaşım siteleri, haberi sizin önünüze "servis ediyorlar". Örneğin Google, kendisine en büyük tehdit olarak facebook'u görüyor bir süredir. Çünkü onun arama imkanları, Google'dan çok daha spesifik sonuçlar ortaya koyabiliyor. Siz haberlerinizi bu sosyal paylaşım ağlarında dönüşüme sokarsanız, insanların görmesi çok daha olası hale geliyor, çünkü önlerine servis ediliyor.

Tabii burada da önemli bir risk var: Sadece manipülatörlük amacıyla facebook’a kaydolmuş internet fareleri ve onların paylaştığı tek taraflı haberler… Bu noktada iyibilgi olarak önerimiz okuyucunun haberi, kaynağından yani güvenilir internet sitelerinden takip etmesi, facebook’ta dolaşıma sokulan haberlere çok da itibar etmemesi.

İnternet haberciliğinin son dakika haberleri için, gazete baskılarının ise analiz ve haber yorumlar için daha uygun olacağı şeklinde bir ayrıma gidilebilir mi?

İnternet haberciliği kolay iş değildir. “Kes kopyala” siteleri göz ardı edersek, internet gazetecisinin bilgi derinliğine, analitik düşünceye, hızlı iletişim yeteneğine sahip olması gerekir. Çünkü yapılan işin doğası gereği, hıza, doğru ayıklamaya, anlamlı ek bilgiye, kapsamı genişletecek yoruma, vizyonu genişletecek fütürist yaklaşıma ihtiyaç vardır. İyibilgi’nin de başını çektiği bir grup internet sitesi kendi gazeteci tipini yaratmıştır. Bu açıdan bakıldığında soruda bahsettiğiniz ayırım yavaş yavaş ortadan kalkmaktadır, hatta ipler internet haberciliğinin eline geçmektedir.

Bugün birçok gazeteci, kendi internet haber sitesini kurmuş durumda. Gazetelerde okuyabileceğiniz analizlerden kat be kat daha detaylı analizleri bugün internet sitelerinde bulma imkânınız var. Daha önce fikirlerine başvurulmamış birçok akademisyen ve uzman, bu sitelerin kendilerine tanıdığı olanakları kullanabiliyor artık. Gazetelerin kendi içlerindeki hiyerarşik bürokrasi ve baskı internet sitelerinde yok. Ayrıca yer sıkıntısı diye bir şey de yok. Yani bir röportaj ya da analiz dilerse sayfalarca sürsün, internet haberciliğinde bunun hiçbir götürüsü olmaz.

Oysa baskılı medya, kısıtlı bir sayfa yapısına sahip, görüş ve analizlerin yayınlanıp yayınlanmayacağına nihayetinde maliyet hesabı ile karar veriliyor. Bu durumda kimi zaman çok önemli değerlendirmeler ve görüşler, yer kaybı olacak diye göz ardı edilebiliyor. Artı, internet haberciliğinin interaktif bir yapısı da var. İster analiz olsun, ister röportaj, okuyucu yorumları ile anında o haber hakkında bir geridönüşüm alıyorsunuz. Yanlış bir veri varsa, onu düzeltebiliyorsunuz, ya da farklı perspektifler sunan okuyucularınız sayesinde o yazıyı daha da geliştirebiliyorsunuz. Yani yazıldığı gibi kalmıyor. Okuyucuların katkısıyla daha da büyüyor ve kolektif bir düşünce halini alıyor.

Gazetecilik hikâye anlatımı (journalistic storytelling) değişir mi?

İnternet medyası dili de belirleyecek. Hız ve anlaşılırlık burada en önemli kriter olacak. Bugün bazı internet haberlerinin 1 saat içinde bazı gazetelerin günlük tirajı kadar “hit” aldığını görüyoruz. Reklâm gelirlerinden daha fazla pay almasıyla internet, gazetelerin elindeki gücün büyük bölümünü de eline geçirecek. Standartları internet koyacak, gazete “nasıl farklılaşırım” diyecek.

Gazeteler ilerleyen yıllarda demokratik toplumlarda nasıl bir rol oynayacaklar?

Eskiden başrol onlarındı. Bu yetmezmiş gibi figüranların rollerini de çaldılar! İktidarları belirlediler; darbelerin zamanlaması ve nasıl algılanması konusunda bile mühendislik yaptılar. Bir yandan “istenileni” yazdılar, diğer yandan gazetecilik dışındaki sektörlerdeki “rica”larının yerine getirilmesi için lobi yaptılar, duruma göre tehdit ettiler.

Artık tekel kırıldı, özel TV’ler haber tekelini kırdı. “Tek tip”e, haksızlıklara karşı cesurca yazabilen gazeteler, statükonun yılmaz savaşçısı büyük gazetelerin tekelini kırdı. İnternet geldi hepsinin tekelini kırdı. Artık haberde de çeşitlilik var, “tek” bir kaynaktan beslenmiyor.

Dolayısıyla gazeteler demokratik toplumlarda cürümleri kadar yer yakarlar bundan sonra. Yalan yazdıklarında anında yakalanırlar, demokrasi sınavına iyi çalışmazlarsa okuldan atılırlar! Çünkü başlarında onları dolaylı olarak kontrol eden, bilginin kamusal “iyi”liğine özen gösteren internet siteleri var.



Bu haber 2,684 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,428 µs