Zinciri en zayıf halkasından kırıyorlar

20 Nisan 2010 10:17 tsi
Mahir Kaynak, son yapılan seçimleri değerlendirdi.

Siyasette yapılan her hamlenin bir karşılığı olur. Kürt sorununun çözümü amacıyla gerçekleştirilen demokratik açılıma karşı bir çatışma ortamı yaratacak provokasyonların yapılması bekleniyordu ve bu beklentiyi doğrulayacak eylemler başladı.

Bu konuda halkın sağduyulu davranması yönünde telkinler yapılıyor ama bunun yeterli olacağı sanılmamalıdır. Öyle eylemlerle karşılaşılabilir ki en hoşgörülü insanlar bile çileden çıkabilir. Ayrıca kitlelere yön veren kişi ve kuruluşlar bu eylemlerin odağı haline gelebilir.

Bu konuda temel bir yanlışlığı düzeltmek gerekir. Genel olarak terör eylemlerinin bazı örgütlerce düzenlendiği söylenir. Bu varsayımdan hareket edildiği zaman yapılacak değerlendirmeler tümüyle yanlış olur. Terör uluslararası mücadelenin bir aracıdır ve devlet ya da güçlü devlet dışı aktörler tarafından yönlendirilir. Eğer bir terör örgütünden söz ediyor ama onun arkasındaki gücü bilmiyorsanız başarı şansınız son derece sınırlıdır. Somut örnek vermek gerekirse dünyada kendi başına hareket eden bir El-Kaide örgütü ya da PKK yoktur. Hele bir avuç militan dışında desteği bile olmayan bazı örgütler sadece bir örtüdür ve asıl aktörü gizlemekte kullanılır. Ülkemizde bunun birçok örneklerine rastlanmıştır ve hala bazı sol terör örgütlerinin eylemler yaptığı söylenmektedir.

Terörün en önemli avantajı yarattığı ikilemdir. Eğer yapılan eylemlere karşı halkın duyarsız kalmasını ister ve bunu başarırsanız halk her türlü zorbalığa karşı kayıtsız kalır ve ülkeye yönelik düşmanca eylemlere karşı tepki göstermez. Eğer duyarlı olmasını isterseniz onu en zayıf yerinden yaralar ve terörün hedefine ulaşması sağlarlar.

Terörle mücadelenin teröristle mücadeleden ibaret olmadığı, terörü besleyen şartların değiştirilmesi gerektiği sözü doğru olmakla birlikte yeterli değildir. Her toplumda farklılık yaratacak şartlar vardır ve bunlardan birini ortadan kaldırırsanız başka biri kullanılır. Şöyle bir yol izlenirse başarılı olunur: Önce terörü kullanan ülke ya da güç odağı tespit edilir. Sonra onun çıkarlarını zedeleyecek karşı politikalar uygulanır. Bu son derece farklı bir alanda olabilir. Mesela bu ülkenin başka bir ülkedeki çıkarları baltalanır. Eğer gücünüz yeterse o ülkede terörü destekleyen güce karşı olan bir iktidarın gelmesi sağlanır.

Uygulanmak istenen bir politikaya nasıl bir karşı hamleyle cevap verileceğinin bir örneğini yaşadığımızı düşünüyorum. Kıbrıs’ta Annan planını olumlu oy veren Talat’ı seçerek uzlaşmadan yana tavır alan Kıbrıs halkı, şartlarda hiçbir değişiklik olmadığı halde, çözüme karşı olduğu söylenen Eroğlu’nu Başkan yapmıştır. Bunun sebebi nedir?

Türkiye Yunanistan’la ilişkilerini geliştirmek, sorunlarını çözmek hatta birbirinin topraklarında asker bulundurmak gibi sembolik değeri çok yüksek olan eylemler yapmaya hazırlanırken bundan rahatsız olan bir güç Kıbrıs’ta yeniden çözümsüzlüğe giden yolu açmış ve iki ülke arasındaki yakınlaşmayı engellemek mi istemiştir? Yani zinciri en zayıf halkasından mı kırmaktadır? Bu gücün Kıbrıs içindeki etkisinin nedeni nedir? Bilmediğimiz bir örgütlenmeye mi sahiptir?

Mahir Kaynak / Star

Bu haber 728 defa okundu.