En Sıcak Konular

Komplocu sazanlık...

9 Nisan 2010 17:35 tsi
Komplocu sazanlık... Alper Görmüş'e 'az kalsın küçük dilimi yutacaktım' dedirten rezalet...

Geçen salı bu köşede yayımlanan yazımın başlığı “Komplolarla düşünmek ve gazetecilik”ti. Yazıda, aslı astarı olmamak bir yana, birazcık şüpheyle ipliği pazara çıkacak kimi uydurma haberlerin komplolarla düşünmeye alışık zihinleri nasıl alt ettiğini, bunları gerçek sanıp kullanan gazetecilerin kendilerini nasıl berbat bir duruma düşürdüğünü iki örnek üzerinden anlatmıştım.

Hatırlayacaksınız, bunlar benim favori örneklerimdi ve henüz taptaze olan “Banu Avar vakası”, sekiz yıllık favorim olan “Hulki Cevizoğlu vakası”nı alt edip kişisel listemin birinci sırasına yerleşmişti.

Yazımı okuyan bir avukatın beni uyarmasıyla İstanbul Barosu’nun resmî sitesinde aynı kategoriden öyle bir şeyle karşılaştım ki, az kalsın küçük dilimi yutacaktım. Bu defaki vakanın öznesi, Genç Siviller’in “Darbeci Baro” diye tanımladığı İstanbul Barosu’nun başkanı Muammer Aydın...

Anlayacağınız, geçtiğimiz salı kaleme aldığım “Komplolarla düşünmek ve gazetecilik” başlıklı yazımın “hukukçu” versiyonuyla karşınızdayım bu defa da...

2005: Hikâyemiz başlıyor...

Danıştay’a saldırıdan (17 Mayıs 2006) iki hafta sonra, devletteki uzun çalışma döneminin ardından avukatlığa başlayan “stratejist” Ertuğrul Güven’le bir söyleşi yapmıştım. Yeni Aktüel dergisinin 1-7 Haziran 2006 tarihli sayısında yayımlanan söyleşinin “halkı galeyana getiren gelişmeler” faslı şöyleydi:

Ertuğrul Güven: Bakın, mesela bana yeni gelen bir mail’i size okumak istiyorum; Brüksel Zirvesi sonuç bildirgesinden madde 23: “Müzakerelerin yalnız Türkiye’yle değil, diğer devletlerle de yapılabileceğini... Müzakereler sırasında Türkiye birkaç devlete bölünürse veya Güneydoğu bölgesinde bir Kürt devleti kurulursa, yeni bir karara gerek olmaksızın onlarla da müzakere yapılacağına...” İşte bu tür şeylerin yol açtığı bir imaj, bir korku var Türk halkında.


Yeni Aktüel: Bu korku biraz da suni bir şekilde yaratılmış bir korku değil mi? Verdiğiniz örnek mesela... Biliyorsunuz, internet pek de güvenilir bir mecra değil. Okuduğunuz mail’i aylar önce Erciyes Üniversitesi’ni ziyaret eden AB yetkilisi Olli Rehn’e bir öğrenci sormuş, o da şu cevabı vermişti: “Muhtemelen korsan bir belgeden aldınız bu ifadeyi, 17 Aralık belgesinin 23. paragrafında böyle bir ifade yok. Elinizdeki metin sahte bir belgedir. O tip belgeler gelirse, hemen bilgisayarınızdaki ‘sil’ tuşuna basın. Çünkü bunlar Türkiye ile AB arasındaki durumu doğru bir şekilde yansıtmıyor.”

Ertuğrul Güven: Olabilir. Ben de tetkik etmedim henüz.

Ben çok şaşırmıştım bunu duyunca... Düşünün, karşımdaki bir stratejistti, uzun yıllarını devlette istihbarat alanında çalışarak geçirmişti ve bu kişi Türkiye’yle Avrupa Birliği arasında müzakerelerin başlatılması kararının alındığı 17 Aralık 2004 tarihli sonuç bildirgesinde böyle bir maddenin olamayacağına dair bir şüphe geliştirmek ve bilahare bildirgenin “23. madde”sine bakmak yerine, bu “belge”yi karşısındaki gazetecinin üzerine boca ediyordu.

O âna kadar, bu deli saçmasının sadece internetteki birtakım yeni yetmeler arasında dolaştığını düşünüyordum. Meğer kazın ayağı öyle değilmiş.

 Kampanya, dördüncü yılında sönümleniyor

“Lütfen yurtseverlik görevinizin gereği bu durumdan herkesi haberdar edin... Türkiye üzerine oynan oyunları herkes öğrensin...” uyarısıyla servise konulan bu “teşhir” kampanyası, 2008’e gelindiğinde neredeyse tamamen sönümlenmişti. Çünkü bir süreden beri artık “hedef kitle” bile homurdanmaya başlamıştı. Şu türden tepkiler (ben bunu duyurdum.com diye bir siteden aldım) artık birçok yerde görülebiliyordu:

“Yurtsever olmak ile sağa sola böyle mail forward etmek arasında nasıl bir bağ var ki? Hiç mi işiniz gücünüz yok? Hadi bunu yazanın yok, okuyan adam internette üç dakika araştırma yapsa bunun uydurma olduğunu zaten görecek. Yani AB’nin bizi yiyip bitirmek istediği çok aşikâr da, madem buna karşı durup savaşacaksın, adam gibi yap be adam!! Bizi salak yerine koyma! Önce oku, öğren, adam ol, ondan sonra bir işe kalkış.”

  Eylül 2009: İkinci dalga

Artık çok yıpranmış olan “sonuç bildirgesi” komplosu bir, bir buçuk yıl boyunca hiç duyulmadı. Fakat Eylül 2009’da internette aynı içerikle ikinci bir kampanya daha başlatıldı. İnanmayacaksınız ama, bu da “tuttu...” O kadar ki, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, konuya ilişkin bir açıklama yapmak zorunda hissetti kendisini. 16 Eylül 2009 tarihli açıklamada şöyle deniyordu:

“(...) Bu konuda internet kullanıcılarına 14 Eylül 2009 tarihinde gönderilen bir elektronik postada söz konusu başkanlık sonuçlarının 23. maddesinde ‘...müzakerelerin yalnız Türkiye’yle değil, diğer devletlerle de yapılabileceğini... müzakereler sırasında Türkiye birkaç devlete bölünürse veya Güneydoğu bölgesinde bir Kürt devleti kurulursa, yeni bir karara gerek olmaksızın onlarla da müzakere yapılacağına...’ dair bir ifade olduğu iddia edilmektedir. Kabul edildiği tarihten itibaren kamuoyuna da açık olan Başkanlık Sonuçları Belgesi’nde, bu yönde doğrudan ya da dolaylı hiçbir ifade bulunmamaktadır.”

“Muammer Bey’in gözdesi”

“Sonuç bildirgesinin 23. maddesi” hezeyanı, bu açıklamadan bir ay sonra, İstanbul Barosu’nun düzenlediği (21 Ekim 2009) “Cumhuriyet, Demokrasi, İnsan Hakları” panelinde bayrak gösterdi; hem de Baro Başkanı Muammer Aydın’ın konuşmasında... Şu cümleleri, Baro başkanının paneldeki konuşmasının haberleştirildiği ve şu anda da baronun resmî sitesinde yer alan bir yazıdan aldım (inanmazsanız siz de bakın: http://www.istanbulbarosu.org.tr/Detail.asp?CatID=1&SubCatID=1&ID=4511):

“AB Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirgesi’ne de değinen Av. Muammer Aydın, Türkiye üzerine oynanan oyunlara dikkat çekmek için Bildirge’nin Başkanlık Fikirleri bölümündeki 23. maddeyi katılımcıların dikkatine sundu. 23. madde şöyle: ‘Müzakerelerin yalnız Türkiye ile değil diğer devletlerle de yapılabileceğini, müzakereler esnasında Türkiye birkaç devlete bölünürse veya Güneydoğu bölgesinde bir Kürt Devleti kurulursa, yeni bir karara gerek olmaksızın onlarla da müzakereler yapılacaktır.’”

“Tehlikenin farkında ve bilincindeyiz”

Başkan’ın, konuşmasında 23. maddeyi “katılımcıların dikkatine” ne surette sunduğunu da öğrenmek ister misiniz? Buyurun:

“Bugün Türkiye’de iki kutsal kavram üzerinde oyunlar oynanmaktadır. Bu kavramlardan ilki ‘demokrasi’, ikincisi ise ‘insan hakları’dır. Cumhuriyeti yıkmaya, ya da rejimi değiştirmeye yönelik her karanlık amaç, bu iki kavramın gölgesinde sürdürülmektedir. Nitekim, geçtiğimiz hafta yapılan AB Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirgesi’nde Türkiye başlıklı ‘BAŞKANLIK FİKİRLERİ’ MADDE 23’de, müzakerelerin yalnız Türkiye ile değil diğer devletlerle de yapılabileceğini, müzakereler esnasında Türkiye birkaç devlete bölünürse veya Güneydoğu Bölgesinde bir Kürt Devleti kurulursa, yeni bir karara gerek olmaksızın onlarla da müzakereler yapılacaktır denilmektedir. Bu da ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunları ve niyetleri açıkça göstermektedir. İstanbul Barosu olarak tehlikelerin farkında ve bilincindeyiz. Yönetimde olduğumuz süreçte de bu konularda duyarlı olmayı sürdürdük ve görevimizi yapmaktan asla kaçınmadık.” (http://www.istanbulbarosu.org.tr/yayinlar/konusmalar/40.pdf)

Dikkat etmişsinizdir, Muammer Bey’in “23. madde”si “geçtiğimiz hafta”yı işaret ediyor. Anlaşılan, altı yaşına basan bu internet saçmalığını yeniden dolaşıma sokanlar, onun yaşını da güncellemeyi ihmal etmemişler.

Ne diyeyim şimdi ben Muammer Bey’e? Allah selamet versin, Allah selamet versin...

Alper Görmüş / Taraf



Bu haber 996 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,354 µs