Karar verilmedi! Tarih de yok!

1 Nisan 2010 16:09 tsi
Dışişleri Bakanlığı'ndan, ABD'ye döneceği söylenen Büyükelçi Namık Tan haberleri ile ilgili açıklama geldi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan'ın dönüşüyle ilgili bir karar veya tarihin tespit edilmediğini söyledi.

Özügergin, internet ortamında yapılan sohbet toplantısında, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin Washinton Büyükelçisi Namık Tan'ın ABD'ye dönüş tarihine yönelik soru üzerine Özügergin, Tan'ın Washington'a dönüşüne ilişkin değerlendirmelerin devam ettiğini, bu çerçevede ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasında yapılan telefon görüşmesinin yararlı olduğunu söyledi.

Bugün de ABD Temsilciler Meclisi'nden bir heyetin bakanlığa geleceğini ifade eden Özügergin, heyetin, Temsilciler Meclisi Türkiye Dostluk Grubu Eş-Başkanı Ed Whitfield başkanlığında üç Kongre üyesi ve danışmanlarından oluştuğunu belirtti.

Özügergin, "Büyükelçimizin dönüşüyle ilgili bir karar veya tarih tespit edilmiş değil" dedi.

ABD'de yapılacak Nükleer Güvenlik Zirvesinde Türkiye'yi kimin temsil edeceğine yönelik soruyu da Özügergin, "Bendeki bilgilere göre, Sayın Başbakanımızın Nükleer Güvenlik Zirvesine katılmak üzere ABD'ye gidip gitmeyeceği, bugün basında yer alan haberlerin aksine, henüz kesinleşmedi" diyerek yanıtladı.

Ermenistan'dan protokollerin iptali veya askıya alınması yönünde bir talep gelip gelmediğine dair soru üzerine de Özügergin, "Ermenistan tarafından, imzalanan protokollerin iptali veya askıya alınması yönünde resmi bir talep gelmemiştir. Bunun da ötesinde, böyle bir söylemin ortaya atılması dahi doğru değildir" dedi.

Özügergin, şunları kaydetti:
"Öte yandan, Türkiye'nin Karabağ sorunuyla ilgilenmediğini iddia etmek doğru olmaz. Protokollerde bu hususun yer alıp almadığının tartışılması yerine, Dağlık Karabağ meselesini Kafkaslarda barış ve istikrar bakımından entegre bütünün bir parçası olarak görmeye alışmak lazım. Diğer bir deyişle, Dağlık Karabağ meselesi hallolmadan, bölgedeki sorunların çözümü mümkün olmayacaktır."

"AB TAAHHÜTLERİNİ YERİNE GETİRMELİ"

Özügergin, "Yunanistan Dışişleri Bakan Vekili Dimitri Druças'ın Türkiye ziyareti sonrasında Yunanistan'ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimine etkide bulunarak Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün uygulanmaya başlanmasını sağlayabileceği söyleniyor. KKTC'de 18 Nisan'da gerçekleşecek seçimler öncesinde bu yönde bir gelişme bekleniyor mu" şeklindeki soruyu da yanıtladı.

AB Bakanlar Konseyinin 2004 referandumunu takiben izolasyonlara son verme taahhüdünde bulunduğunu belirten Özügergin, "Bu taahhüt halen yerine getirilememiştir. Bu çerçevede komisyon tarafından hazırlanan Doğrudan Ticaret Tüzüğü dahi halen hayata geçirilememiştir. Halen devam eden bu durumda kuşkusuz Rum tarafının tek yanlı olarak AB üyeliğine kabul edilmiş olmasının yarattığı olumsuz sonuçlar en önemli etkenlerden birini oluşturmaktadır" dedi.

Diğer taraftan Lizbon Andlaşması çerçevesinde Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün Avrupa Parlamentosu'nda ele alınmasına ilişkin sürecin başlatıldığı bilgisinin alındığını söyleyen Özügergin, Rum basını tarafından da teyit edilen bu hususta, Rum tarafının açıkça engelleme girişiminde bulunduğunun da haberlere yansıdığını kaydetti.

Özügergin, "AB'nin taahhütlerini yerine getirmesi, AB'nin inanılırlığını artırmak bakımından yapıcı nitelikte olur" diye konuştu.

BM Güvenlik Konseyi'nde İran'a yönelik bir yaptırım kararı alınmasına Çin'in ikna olduğu yönünde duyumlar olduğu, bu bağlamda Türkiye'nin oylamadaki tutumunun ne olacağının sorulması üzerine Özügergin, Türkiye'nin nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımına ilişkin tutumunun, çeşitli vesilelerle net bir şekilde ortaya konduğunu kaydetti.

Nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla nasıl kullanılabileceği ve bunun koşullarını ortaya koyan uluslararası denetimlerin herkesin malumu olduğunu ifade eden Özügergin, "Çözüme yönelik çaba sarf etmek bizim halen önceliğimizdir" dedi.

IKDP Başkan Yardımcısı Neçirvan Barzani'nin ziyaretinin gündeminin ne olduğu ve gelecek dönemde Mesud Barzani'nin ziyaretinin beklenip beklenmediğine yönelik soru üzerine Özügergin, Neçirvan Barzani'nin ziyaretinin, 31 Ekim'de Erbil'e yapılan tarihi ziyareti takip eden ilk ziyaret olduğunu kaydetti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Barzani ile görüşmesinde Irak'ta seçimlerin başarıyla yapılmasından dolayı kutladığını ifade eden Özügergin, Irak'ın istikrarı için, kurulacak hükümetin tüm kesimleri temsil edecek bir yapıda olmasına dair temennilerini ilettiğini belirtti.

Özügergin, görüşmelerde Irak'la ve bölgeyle mevcut ekonomik, ticari ve enerji ilişkilerinin daha da geliştirilmesi imkanlarının gözden geçirildiğini söyledi.

Kuzey Irak kaynaklı PKK terörüyle mücadele bağlamındaki hususların ele alındığını kaydeden Özügergin, ayrıca Erbil Başkonsolosluğunun açılışı ve yerel makamların bu çerçevede sağladığı destek için de teşekkür edildiğini kaydetti. Özügergin, "Beklentilerimiz görüşüldü. Irak'taki tüm gruplarla temas devam edecek" dedi.

Sırbistan Parlamentosu'nda kabul edilen Srebreniça kararı hakkında değerlendirmede bulunması istenmesi üzerine Özügergin, Balkanlarda önceki gün önemli bir gelişmeye tanık olunduğunu belirterek, Sırbistan Cumhuriyeti Parlamentosu'nun 30 Mart gecesi, 1995 yılı Temmuz ayında Srebreniça'da işlenmiş vahim suçu kınayan bir kararı kabul ettiğini söyledi.

Özügergin, bu gelişmeyi Sırbistan ve Bosna-Hersek halkları arasında uzlaşı sağlanması yönünde atılmış önemli bir adım olarak gördüklerini bildirdi.

Kararın önemli bir boyutunun, bu vahim suçun kurbanlarının ailelerine yönelik bir taziye ve özürü de içermiş olması olduğunu belirten Özügergin, şunları kaydetti:

"Yakın geçmişimizde büyük bir insanlık trajedisine sahne olmuş bu bölgede, travmanın atlatılmasının bir yolu da uzlaşı ve hoşgörü ortamının yaratılması ile normalleşmeden geçmektedir. Burada çok kültürlü ve çok dinli yapısı dikkate alınarak Bosna-Hersek'in komşuları, özellikle de Sırbistan ile ilişkilerini düzeltmesi olmazsa olmaz bir koşuldur."

Bu temel hedefler doğrultusunda, geçen yaz aylarından başlayarak Türkiye'den Balkanlar'a ve Balkanlar'dan Türkiye'ye karşılıklı olarak önemli ziyaretler yapıldığını söyleyen Özügergin, "Bosna-Hersek'le bağlantılı gelişmeleri Balkanlar politikamızın odağına oturttuk. Bu ülkenin AB vize serbestisi rejimine ve NATO Üyelik Eylem Planına dahil edilmesini sağlamak amacıyla konuyu ikili temaslarımız ve uluslararası forumlarda daima gündemimize aldık" dedi.

Özügergin, "Bosna-Hersek'in savunma reformuna yardımcı olmak üzere Brüksel'de ve Saraybosna'da önalıcı çalışmalar yürüttük. Birçok başkentte "Bosna-Hersek'in Dostları Grubu"nun tesis edilmesi veya yeniden canlandırılması için çaba gösterdik. AB, ABD ve Rusya ile istişareler yaptık. Kısaca, Bosna-Hersek'i uluslararası toplumun gündemine taşıdık" dedi.

A.A.

Bu haber 577 defa okundu.