En Sıcak Konular

'Sizi almayalım, ama çok iş yapalım'

31 Mart 2010 08:23 tsi
'Sizi almayalım, ama çok iş yapalım' Başka bir emriniz...!

Almanya Başbakanı Merkel’in Türkiye ziyareti, hem ikili ilişkiler hem de Türkiye-AB ilişkileri bakımından önemli. Hatta kendisi gelmeden sorunlar listesinin geldiği düşünülürse, ziyareti kritik olarak bile tanımlamak mümkün.

Eğer Türkiye’nin AB süreci söz konusu olmasaydı ve bu yoldaki en temel engellerden biri de Almanya’daki Merkel hükümeti olmasaydı, muhtemelen iki ülke arasındaki sorunların çözümü daha az karmaşık olurdu. Büyük çoğunluğu Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının durumlarına ilişkin olan bu sorunların çözümünde daha dolaylı yöntemler kullanılır; azınlık hakları kapsamında ele alınan bu konunun Türkiye’deki azınlık hakları ile karşılaştırılmasına da imkan olmazdı. Ancak Türkiye AB’ye aday bir ülke olması hasebiyle insan ve azınlık hakları konusunda yaptığı her uyarıda kendisinin insan ve azınlık haklarında aldığı yolu da eleştiriye açmış oluyor. İnsan hak ve özgürlüklerinde mütekabiliyet olmasa da, oluveriyor. Almanya’daki Müslümanların ibadet hakları ve biçimleri ele alınsa, Türkiye’deki Protestanların durumu; Almanya’daki Türkçe eğitimi ve kurumları ele alınsa, Türkiye’deki ana dilde eğitim sorunu paket olarak gündeme gelebiliyor.

Almanya’daki Türkiye kökenli vatandaşlar konusunda Türkiye’nin elini güçlendirecek olanın evin içinden geçtiği açık. Ancak gerek ikili anlaşmalar gerek gümrük birliği çerçevesinde ticaret, ulaştırma, güvenlik-istihbarat ve kişilerin serbest dolaşımı konularında Almanya’nın pek de ahde vefa ilkesine uymadığı söylenebilir.

Yunanistan’da ekonomik kriz öncesinde en fazla sevilen AB üyesi seçilen Almanya bugün en az sevilen ülke haline gelebildiyse, Almanya’nın “çıkar” politikalarına da belki fazla şaşırmamak gerekir. Hıristiyan demokrat blok, iktidarlarının en başından beri Türkiye’nin AB’ye üye olmasına karşı çıkmışlardı. Bu karşı çıkış Türkiye’nin zaten süreci tamamlayamayacak olması varsayımına dayanıyor. Süreci tamamlayamayan Türkiye’nin AB ivmesini kaybederek ekonomik ve siyasal dönüşümlerini yapamayacağı, bu durumda ciddi istikrarsızlıklar yaşayarak “Doğu”ya savrulacağı düşünülüyor. Doğu’ya savrulan Türkiye’nin de en fazla AB için tehdit oluşturacağı hesaplanıyor. Dolayısıyla AB’ye üye yapmadan kenarda tutma, politikalara ortak edip kurumlara almama, mallarını alıp insanlarını dışarıda bırakma anlamına gelen “ayrıcalıklı ortaklık” bu anlayışın ürünü.

Üye olmaya alternatif olarak sunulan ayrıcalıklı ortağın Türkiye tarafından neden kabul edilebilir bulunacağı sorusu ise, Almanya tarafında yanıtsız kalıyor. Türkiye’nin üyelik yolu tıkandığında buna razı olmak yerine bağları koparmayı tercih edebileceği akıllara gelmiyor.

Akıllara gelmeyen bir diğer konu da, ikili ilişkilerle ilgili ve Türkiye-Almanya ilişkilerinin AB sürecinden bağımsız ele alınmasını içeriyor. Almanya’nın Türkiye piyasalarında daha fazla görünür olması, Türkiye üzerinden Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya’ya açılım yapılması, enerji, güvenlik ve savunma konularında öncelikli ortaklıklar kurulması umut ediliyor. Tıpkı Sarkozy Fransa’sı gibi, “sizi almayalım, ama birlikte çok iş yapalım” anlayışı hakim.

“Çok iş” yapılmasına Türkiye’nin bir itirazı olmaz, kalkınma açısından önemli. Ancak artık Türkiye için tek seçenek Almanya ya da Fransa değil, ille AB ülkeleriyle öncelikli iş yapılacaksa İspanya, İtalya, Polonya gibi ülkeler tercih edilebilir ve tercih nedeni de AB sürecine verdikleri destek olur. İktidara gelirken Türkiye karşıtlığını kullanan Merkel, ekonomik krizlere çare üretmek için Türkiye’ye bile başvuruyorsa, sona yaklaşmış demektir.

Beril Dedeoğlu / Star



Bu haber 595 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,991 µs