Cindoruk: Bu diyet anayasası

28 Mart 2010 21:23 tsi
DP'nin "Yedi Bölge Yedi Renk, Büyük Türkiye Buluşması"nda konuşan Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hiçbir şeye çözüm bulamadığını belirterek,"Her gün vıdı vıdı konuşuyor" dedi.

DP'nin "Yedi Bölge Yedi Renk, Büyük Türkiye Buluşması"nda konuşan Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hiçbir şeye çözüm bulamadığını belirterek,"Her gün vıdı vıdı konuşuyor" dedi. Cindoruk, Türkiye'nin şu an bir anayasadan çok ekonomik iyileştirmeye ihtiyaç olduğunu belirterek, "Şişme bot gibi ortaya çıkardıkları bu anayasa, mankenler gibi diyet anayasasıdır. Bu anayasa ile hesap soracaklar" dedi.

Korhan Abay'ın sunuculuğunu yaptığı Abdi İpekçi Salonu'ndaki toplantıya DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk eşi Dilek Cindoruk'la birlikte, yoğun alkışla girdi. "Yedi bölge yedi renk diyoruz. Müzik, ses ve oyunla halkımızı tarif ediyoruz. Türkiye'yi bölmek mümkün değildir. Biz Türk halkını bir bütün olarak görüyoruz" diyen Hüsamettin Cindoruk şunları söyledi:

DİYET ANAYASA

"Geçen sene bir tuğla kalınlığında anayasa taslağı ortaya attınız. Bu sefer bir başka anayasa taslağı ortaya çıktı. Bu diyet anayasa. Yani diyet yapmış bir manken gibi incecik bir anayasa taslağı. Bu niye çıktı. Cevap çok açık. Bu sene hesap sormak için anayasayı yapıyorlar. Kendi deyimleriyle kuşatmayı yarmak için yapıyorlar, hakimlere haddini bildirmek için yapıyorlar. Böyle bir devlet olur mu? Hem yürütme, hem yasama, hem yargı aynı kişinin etrafında ve kimliğinde toplanacak. Böyle bir şeyi bir demokraside, bir cumhuriyette düşünmek mümkün mü? Bu olsa olsa Türk anayasası değil, Ak anayasa olur. Ama Türkiye'nin Ak Anayasa'ya değil, Cumhuriyet anayasasına ihtiyacı var. Türkiye'nin bugün önündeki asıl mesele anayasa mıdır, yoksa iflas halinde olan ekonomi midir? Yoksa işsiz güçsüz insanlar mıdır? Türkiye halkının meseleleri midir? Yapmamız gereken işler Anayasa'nın 8 maddesini değiştirmek midir?

ŞİŞME BOT GİBİ ANAYASALAR

Anadolu topraklarından gelen süzülmüş kültür birliği ortaya çıkacak. Türk halkının kendi Anayasa'sı ortaya çıkacak. O şişme bot gibi olan anayasalar değil, Türk halkının kendi anayasası ortaya çıkacak. Gelin bunun üzerine bir devlet anayasası kuralım. Var mısınız meclis başkanlığında toplantı yapalım. Ben bunu yaptım. 1981'de ve 1987'de parlamentoda yaptık. Hükümetin Anayasası olmaz. İsterseniz bu mecliste ya da seçimden sonra yapılacak mecliste kalıcı bir anayasa yapalım. Ama sanmıyorum bunu yapacaklarını. Kavga, tartışma ve gürültüyle referandumla Anayasa yapacaklar. Türkiye'nin referanduma değil bir seçime ihtiyacı var. Gelin o seçimi yapalım. Ben barajın kaldırılmasını istemiyorum. İşte buradayız. Bizim barajın kaldırılmasına ihtiyacımız yok. Meclisteki üç parti, seçim barajının düşürülmesi için olumsuz oy kullandılar. Sadece kendilerinin tekrar meclise girmesini, bir 4'üncü partinin meclise girmesini istemiyorlar. Bu üçlü saltanatı bu seçimde yıkacağız. Demokratik yapıyı kuracağız. Barajları düşüreceğiz. Demokratik bir anayasa yapıp. Yolsuzluk yapanların yakasına yapışacağız. Dokunulmazlığı kaldıracağız. Var mı buna itirazı olan. Varsa şimdi itiraz etsin. Allah'ın izniyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasa devleti olacak ve demokrat devlet olacak. Kimin ne hakkı varsa vereceğiz. Sol- sağ kavgasını, gerici-ilerici kavgasını bitireceğiz. Cumhuriyeti geri götürmek mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde laiklik vardır. Laikliğin temelinde de dine saygı vardır. Biz dinimize saygılı olmaya devam edeceğiz."

VIDI VIDI KONUŞUYOR

Son yedi yıldır Türkiye'nin temel sorunlarını mevcut hükümetin ürettiğini söyleyen Cindoruk, "Sorunları bu başbakan üretti. Her gün vıdı vıdı konuşuyor. Konuştuğunda Türkiye'nin bir meselesinde çözüm var mı? Hayır" dedi. Cindoruk, " Gelsin anayasa gitsin anayasa. çünkü korkuyor. Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı var. Bir hukukçu olarak bu hazırladıkları anayasa değişiklikleri, yaptıkları konuşmalar. Bu parti bu tavrıyla hukuka ve anayasa aykırılığın yeniden odak noktası haline geliyor. Bu tempoda devam ederlerse ben de üzülürüm onlarda. Keşke bu AK Parti olmasa. Keşke bu AK Parti devletle halk arasına girmese, kurumlar arasına girmese bir çok mesele çözülür. Böyle giderse ben bu partiyi ihtiyaç fazlası olarak görüyorum. İhtiyaç fazlası partilerin nasıl ambara dönmesi, korunması, saklanması günü gelirse böyle bir sonuçla karşı karşıya gelecektir. Bunu da yapacak olan sizsiniz ey Türk halkı." dedi.

Türkiye'nin DP'ye ihtiyacı olduğunu anlatan Cindoruk, bugünkü siyasi iktidarın sorunlara çözüm üretemediğini söyledi. " Kiminin veliahtı gemicik almış, kimi unla yumurta çırpıyor. Kimi üç gasteciği var kiminin 3 tv'ciği var. Kimi deniz fenerini karadan yürütmüş, kimi 80 katlı gökdelen dikmiş. Kimi dibo, kimi çeto" diyen Cindoruk, ordunun da hedef tahtası haline getirildiğini kaydetti.

AFERİN KOCA YAŞAR

Cindoruk, şöyle konuştu:

"Yaşar Kemal Türkçenin büyük yazarı, benim dostum. Geçenlerde 'Türkiye'de her köy benim doğduğum köydür' demişti. Bu cümle kadar Türkiye'nin birliğini anlatan bir cümle olamaz. Koca Yaşar'a buradan, aferin, yaşa, var ol diyoruz. İşte aradığımız bu. Bütün köylerimiz bir Kürt ozanın, bir Türk yazarın doğduğu köy. İşte bu birlik ve beraberlik duygusuyla uğraşırsak, alınabilir, verilebilir hakları dağıtırsak Türkiye Cumhuriyeti'nin üstüne hiçbir bulut çökmez.

CİVANLAR BURADA

Kurtulalım, kurtaralım ülkeyi. Sol sağ ayrımı yapmadan DP çatısı altında birleşelim. Kalkınma açılımı da var demokrasi açılımı da var ama ikisinin toplamı Türkiye açılımı. Geçenlerde sayın Başbakan kızımız Kibariye ile oturdu konuştu. Kibariye ona 'Civanım' dedi. Ben şimdi Kibariye kızımıza diyorum ki, bak civanlar burada. Bir kişi değil civan. Hepimiz civanız. Onun güzel şarkılarından 'Kim Bilir' şarkısının güftesinden iki mısra okumak istiyorum. Diyor ki, 'Kim bilir bu gidişin bir dönüşü olacak mı, Ufuktan batan güneş bu sabah doğacak mı?' Kızım üzülme güneş doğacak her sabah doğacak. Sen kim bilir deme. Hepimiz biliyoruz ne olacağımızı. Türkiye Cumhuriyeti'nin marşında 'Korkma, sönmez bu şafaklarda, hiç kimse korkmasın, Kibariye de korkmasın. O başbakana muhtaç değiliz. Biz kendi kendimize yetiyoruz, yeteceğiz. DP'nin ilk işi de bu başbakan dahil adil mahkemelerde hesap sorulacak. Şöyle diyorum kim bilir değil, kim bilmez bunu. Sonunda demokrasi de halk da cumhuriyet de galip gelir. Yüreğimizin son nefesine kadar şunu söylüyoruz. Yaşasın cumhuriyet, yaşasın demokrasi yaşasın Demokrat Parti.

haberler.com

Bu haber 795 defa okundu.