En Sıcak Konular

Dört gözle bekliyorlar

12 Mart 2010 15:20 tsi
Dört gözle bekliyorlar Koalisyon için hem dışarıda hem içeride haldır haldır çalışıyorlar!

Küresel piyasalarda ve küresel siyasi arenada Türkiye ile ilgili ilginç gelişmeler oluyor. Türkiye’nin krizden çıkışın merkez ülkelerinden birisi olacağı ve bu çıkışın dünyanın dengelerini yeniden belirleyeceği ve Kuzey-Güney tahterevallisinin Güney lehine değişmesinin Türkiye’nin ağırlığı ile olacağı gerçeğini uzun bir süredir dile getiriyorduk. Ancak bu gerçek hem ABD’de hem de AB çevrelerinde yeni yeni farkına varılıyor. Gerçi Sarkozy ve Merkel başta olmak üzere Avrupa’nın gerici kanadı da bir süredir “bir dakika, ne oluyoruz” pozisyonunu almıştı ama şimdilerde yoğunlaşan krizden başlarını kaldıramadıkları için sesleri pek çıkmıyor. Ancak, ABD cephesi daha hareketli. ABD’de Obama dönüşümünü istemeyen, dolayısıyla Türkiye’nin dönüşümün Doğu tarafındaki merkezi olmasını engellemeye çalışan yalnız neoconlar değil, Clinton döneminden kalma spekülatif finans oligarşisi de şu sıralar Obama’nın ayağına çelme takmakla meşgul. Her sene tekrarlanan Ermeni tasarısı oylaması bu sene tam da böyle bir çelmeye denk geldi. Öte taraftan IMF’nin görüşmelerin kesildiğini açıklaması da bu çelmelerin devamı olarak okunmalıdır. Çünkü IMF içinde de şu an iki cephe var. Birincisi, başını IMF Başkanı Kahn’ın çektiği ve IMF’nin yeni döneme uygun olarak yapılanmasını isteyen ve Türkiye gibi ülkelerin değişen koşullar çerçevesinde etkisinin artması gerektiğine vurgu yapan “demokrat ve küreselleşmeci” diyeceğimiz cephe. İkincisi ise, IMF’nin eskisi gibi devam etmesini isteyen, zehirli finans oligarşisinden nemalanan ABD’li ulusalcıların oluşturduğu cephe. Bu cephe aslında bizdeki gerici-yağmacı lobinin izdüşümü. Bunlar uzunca bir süredir 20. stand-by için hükümeti zorladılar. Ama dünyanın değişmekte olduğunun farkına varmadan. Bundan dolayı da, IMF’nin, ne bu kriz için ne de bu kriz sonrası Türkiye ile ilgili geçerli bir programı olacağının farkında değillerdi. Eski ortodoks ve heteredoks programların karması bir metni hükümetin önüne ısıtıp ısıtıp getirdiler. Laftan hiç anlamadılar. Sonuçta da resmen kovuldular. Böylece, Türkiye’nin IMF’yi kovmasıyla, hem IMF’deki gerici cephe, bizim yağmacılarla birlikte, yenildi hem de IMF bitmiş oldu. Şimdi AB ve G-20 yeni finansal sistemin merkezî kurumu üzerinde çalışmaya başlayacak. AB’de bunun işaretleri var zaten.

Ama biz yeniden şu Clinton döneminden kalma, neoconların ve bizdeki yağmacı-darbeci cephenin de ortağı olan spekülatif finans oligarşisinin kalıntılarına dönelim. Bunlar şu sıralar Avrupa’daki gerici finans ve sanayi yapılarıyla birlikte Türkiye’nin başına çorap örmekle meşgul. Avrupa’daki cephe, yakında İspanya’dan sonra “Türkiye’nin de krizin eşiğinde olduğu” haberlerini ısıtmaya çalışıyor. Almanya’da çok “bilinen” bir küresel banka ve yine “bildik” bir küresel haber ajansı bu işlerin merkezi. Bunların Türkiye’deki “doğal” ortakları da o “bilinen” medya grubu. Şimdi bu cephenin çok aktif bir üyesi olan ve Ermeni tasarısı oylamasındaki tavrıyla Obama’nın ayağına çelme takıp bizdeki ulusalcı-yağmacı cephenin ekmeğine de yağ süren Howard Lawrence Berman’a yakından bakalım. Berman, hem neoconcu yapı ile hem de Clinton döneminin zehirli finans oligarşisi ile iş yapan ve şu sıralar yaptığı işleri batıran bir “işadamı” aslında. Yani Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı sıfatı finans dünyası etiketlerinin yanında hiç kalıyor. Berman, Savunma Bakanlığı’na iş yapan Runaway Production, Eagle Building Technologies, Olympia&Yorke gibi şirketlere ortak. Ayrıca Biosterile Technologies isimli şirketi de Türkiye‘ye 11 Eylül 2001 sonrası yüklü miktarda kargo tarama cihazı satmış. (Bunları bizden kim aldı bilmiyorum yalnız!) Ayrıca Berman, “The Center for Responsive Politics” üzerinden 151 Temsilcinin yatırımlarını kurduğu yatırım şirketlerinde “değerlendiriyormuş” Ancak bu paralarının önemli bir kısmını, Katolik Kilisesi Vakfı ve Yeshiva Üniversitesi Vakfı’nın da paraları ile birlikte, Madoff’un ponzi oyunlarında ve hedge fonlarda batırmış. Şimdi Berman gibilerin Bush dönemi olmasa bile Clinton döneminin geri gelmesini istemesine şaşmamak gerek. Bu, Bush olmadı Clinton benzerini verelim cephesinin Türkiye şubesi de, darbe olmadı CHP-MHP koalisyonu verelim stratejisi üzerinde çalışıyor şu sıralar. Türkiye’de 2011’de bir CHP-MHP koalisyonunun “dışarıda” kimleri sevindireceğini ve “dışarıda” bu koalisyonun gelmesi için kimlerin çalıştığını artık biliyoruz. Kendilerini çok açık ettiler. Bu koalisyonu içerde de yağmacı Türk oligarşinin dört gözle beklediğini biliyoruz. Ama “solda” durup bu cephe için çalışan birileri daha var. Onlar da yakında kendilerini açık edecek

Cemil Ertem / Taraf



Bu haber 1,128 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,046 µs