En Sıcak Konular

Erdoğan'ın Obama ile imtihanı

10 Mart 2010 09:34 tsi
Erdoğan'ın Obama ile imtihanı Obama'ya da 'One minute' çıkar mı?

Başbakan Tayyip Erdoğan dün ‘İslam’a Hizmet’ edenlere layık görülen Kral Faysal ödülünü almak için gittiği Suudi Arabistan’da dış politikaya ilişkin önemli açıklamalar yaptı.

Açıklamaların bir kısmı doğrudan, ama diğerleri de dolaylı olarak Türkiye’nin ABD ilişkileriyle ilgiliydi.

Erdoğan’ın ABD’nin 24 Nisan’ı Ermeni soykırımı anma günü olarak tanımasını isteyen tasarının ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nda kabul edilmesine tepkisi dinmiyor.

Ankara bu kez tasarıyı Komite’den geçmeden bitirmek istediği için ve bunda da -kulis manevralarıyla- bir oy farkla başarısız olmasından Erdoğan ABD Başkanı Barack Obama ve yönetimini sorumlu tutuyor.

Obama, gerçi son gün devreye girmiş, ama bu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün son akşam devreye girmesi sonucu olabilmiş, bu belki Türkiye’nin bu işlerin tarihinde ilk kez bu kadar yüksek oy toplamasını sağlamış, ama yeterli olmamıştı.

Obama’nın yeterince bastırmamasında mutlaka dış politika tercihleri kadar iç politika
tercihleri de rol oynuyor.

Ermeni meselesi ve İran

ABD başkentindeki Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (CSIS) Türkiye Programı Direktörü Bülent Ali Rıza 8 Mart tarihinde yayımladığı ‘oylama sonrası’ değerlendirmesinde, ABD’de kasımda yapılacak ara seçimlere dikkat çekerek Obama’nın önümüzdeki süreçte giderek daha fazla iç politika dengeleri üzerinde duracağı yazılıyor.

Bunun anlamı, içeride Ermeni, Rum kökenli, hatta dün Başbakan’ın Yahudi lobisinin de Türkiye yanında yer almadığını söylemesine bakarak belli oranda Yahudi seçmenin yoğunlaştığı seçmenin tercihlerinin Obama için değerli olacağıdır.

Dış politikadaki bir istisna belki İran konusu olacak gibi duruyor.

İç politikaya iyice yoğunlaşmadan önce Obama’nın önünde 12-13 Nisan’da Vaşington’da ev sahipliğini yapacağı Nükleer Güvenlik Zirvesi, daha sonra da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden geçirmek istediği İran’a yaptırım kararı duruyor.

Bu kararın önünde şu anda ABD açısından en ciddi pürüz İran gibi duruyor. Ama Türkiye de bu oyunda önemli aktörlerden birisi.

Öncelikle, Türkiye uzun aradan sonra oturduğu Güvenlik Konseyi geçici üyeliği sandalyesinde ilk önemli sınavını veriyor. Bu sınavda, Türkiye’nin komşusu İran’a yaptırım yönünde oy kullanmasını beklememek lazım. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İran seyahati sırasında ima ettiği gibi çekimser oy kullanma, ya da oylamaya girmeme seçenekleri daha muhtemel.

Erdoğan, tıpkı başka dünya liderleri gibi, Vaşington’a gitmişken, Obama ile yüz yüze görüşmek istiyor; hem İran, hem de Türkiye’yi
ilgilendiren başka konular üzerine.

Ancak Ermeni soykırım tasarısı konusunda 24 Nisan eşiği yaklaşırken, 1- Obama böyle
bir görüşme yapmayı Amerikan iç politikası açısından, 2- Erdoğan bu görüşmenin yapılması ve yine -düşük ihtimal de olsa- sonuç getirmemesi halinde, Türk iç politikası açısından değerlendiriyor mutlaka.

Büyükelçi ve ikili seyahatler

Belki de o yüzden, Başbakan’ın ekibi 12-13 Nisan’daki zirveye katılacakmış gibi bütün hazırlıklarını yapmış, Erdoğan’ın son kararını bekliyor.

Ankara bu karara yardımcı olmak üzere sürekli toplantı halinde. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun dün Vaşington’dan ‘danışmalar için’ çağırılan Büyü-kelçi Namık Tan ve bakanlığının üst düzey diplomatlarını, ABD’de tasarı aleyhine çalışan -CHP ve MHP’li üyeler dahil milletvekili heyetiyle birlikte toplaması, ‘birlik’ resmi vermeyi amaçlıyor.

Bu toplantıda 24 Nisan tarihine dek ABD ile ikili seyahatlerin durdurulmasının da konuşulduğunu Meclis Büro Şefimiz Yurdagül Şimşek’in haberinden okuyabilirsiniz. Dış Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın bu günlerdeki ABD seyahati Dışişleri’nin tavsiyesi ile ertelenmiş bulunuyor.

Erdoğan’ın dün, Büyükelçi Namık Tan’ın Vaşington’a ne zaman döneceği konusunu ‘Net tavır’ görmesine bağlaması anlamlıdır.

Erdoğan’ın net tavır beklediği kişi Obama, beklediği net tavır ise tasarının Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nda oylanmamasını sağlamasıdır.

Erdoğan’ın 12-13 Nisan zirvesini ikili seyahat mi, uluslararası temas mı sayacağı da bu tavıra bağlı.
Erdoğan adeta Obama’ya, ‘Türkiye’yi, beni ve iktidarımı ne kadar sevdiğini şimdi göster’ demek istiyor.

Buradan Obama’ya da ‘One minute’ çıkar mı? O zorlama olur, ama bunun Erdoğan’ın Obama ile imtihanı olduğu söylenebilir.

Murat Yetkin / Radikal



Bu haber 1,192 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,726 µs