Bu seçimin galibi değil sahibi kim?

ABD’nin ülke üzerindeki etkisi ile seçim üzerindeki etkisinin karıştırılmaması (!) gerektiğini vazeden yorumlar şu sıralar çok duyuluyor. Washington’un daha çok, ön cephedeki askerlerini artık-Eylül’de-ülkeden saliman çekmek ve eh, iyi de bir seçimin olması istediği dillendiriliyor.

Benzer yorumları fazla masum bulanlar olabilir. Öyle olsa bile, Pazar günkü seçimlerin-net ve tartışılmaz-bir galibinin olacağını söylemek zor.

Sandık sonuçlarının Şii liderliğinde muhtevası şimdiden tam kestirilemeyen bir koalisyonu vaadettiği kestiriliyor. Peki Başbakan? Belki Nuri el Maliki. Ama belki de değil!

Irak seçimini emsallerindan farklı yapan bir olgu da, Türkiye, İran, Suriye, Suudi Arabistan gibi komşularını en az kendisi kadar ilgilendirmesi olsa gerek. Çünkü öyle veya böyle herkes sonuçlardan etkilenecek.

Riyad’ın kaygısı belli: Sünni-Şii denklemi. Suudlar Şii yükselişini kabul etmekte zorlanıyor. Bu yüzden seçime kadar büyük paralar harcadığı tahmin ediliyor.

Suriye de konuyu hem Şii-Sünni denkleminden gören hem de iki ülke ilişkilerinin geleceği bağlamında merak eden bir ülke. Farkı şu: Suriye’ye yönelik Irak’ta kimi terör olaylarını destekliyor iddiaları azalmış durumda!

Türkiye’ye gelince.. Malum, Iraklı Kürtler’in bağımsızlığa yönelik eğiliminden rahatsız. Fakat sonuç alıcı politikaları yeğ tutuyor. Seçim sonuçları Ankara’dan çok dikkatle izleniyor.

Ve İran. Tahran’ın Irak hassasiyeti çok yüksek. Araplar, bu ülkenin Şiiler’e verdiği destekten rahatsızsa da, İran’ın umurunda değil. O kadar ki, Irak’ta rakip olan iki Şii grup (Mukteda el Sadr ve Irak İslam Devrimi Konseyi) Tahran’ın araya girmesiyle ittifak yapmış durumdalar.

Tabii Sünniler de var. O konudaki en büyük gerginlik 500 adayın yasaklanmasından çıkmıştı. Bu operasyonun ardında da İran’ın olduğu söyleniyor ki, apayrı bir inceleme ve tartışma konusu.

www.iyibilgi.com