En Sıcak Konular

Rusya Türkiye

5 Mart 2010 10:40 tsi
                             Rusya    Türkiye Türkiye-Rusya işbirliği nasıl bu kadar hızlı yeşerdi?

Uluslararası sistem tarihte görülmemiş bir hızla dönüşüyor. Bu süratli dönüşümün yan etkilerini en şiddetli biçimde hisseden ülkeler arasında bulunan Türkiye ve Rusya'nın aralarındaki ilişkileri incelerken bu dönüşümün yansımalarını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Zira dostluklar, düşmanlıklar, ittifaklar, tuzaklar hepsi birden aynı zemini paylaşıyorlar. Ve zeminin doğası, kaçınılmaz biçimde üzerinde şekillenen ikili ilişkilerin doğasına etki ediyor. İki gün önce savaşın eşiğinde gördüğümüz devletler olmadık bir biçimde yakınlaşıyor; alışageldiğimiz kriz konuları, sınır problemleri anlamsız hale geliyor; müttefikler parçalanıyor; en dost geçinenler bile birbirinin kuyusunu kazan düşmanlara dönüşüyor.

Peki, nedir değişimin esas sebebi? Nasıl oluyor da, birkaç yıl içerisinde dünya birden farklı bir gözle görünmeye başlıyor? Göz mü yeterince görmüyor, yoksa görmeyen göz aniden netleşip, görmeye mi başlıyor? Değerlendirelim...

1- Dünyadaki yapısal dönüşüm sancıları, önce 11 Eylül saldırısının ve ardından gelen ekonomik krizin şekillendirdiği ortamda dinginleşmeye başladı. Son savaş, küresel aktörlerle merkez devlet aygıtları arasındaydı ve önemli ölçüde küresel aktörlerin hareket serbestilerini kısıtlayacak bir yapıyla şimdilik nihai şeklini aldı. Yeni model, kapitalizmin küresel yayılmasının karşısında duran bir set değil, yanılmayalım. Aksine zincirin yeni bir yolla tamamlanmasını sağlayan, belki de kolaylaştıran bir gelişim bu. Küresel kapitalizmin dalgalar halinde yayılması sürecinde Türkiye ilk dalgayı yakalayanlardandı. 1980 darbesinin ve ardından şekillenen yapının temel yönelimi ve hatta amacı buydu. İthal ikameci politikalardan açık ekonomiye geçiş, kapitalist pazarın sosyalizmin sınırına dayanması anlamını taşıyordu. Türkiye birkaç sene içerisinde yeni rolüne adapte oldu.

 80'li yılların sonu ise ideolojik duvarların yıkılması ve en büyük kapitalizm dalgasının dev bir bölgeyi pazara katışıyla sonuçlandı. Daralan boğaz bir kez daha aşılmıştı. Şimdi sıradaki bölge Ortadoğu olacak gibi görünüyor ve ardından da Afrika'yı izleyeceğiz. Lakin bu yeni dalgaların, devlet aygıtlarının içerisine dahil olmadığı bir yayılma sürecini değil, gayet kontrollü ve siyaseten şekillendirilmiş bir genişlemeyi gündeme getireceği söylenebilir. Göründüğü kadarıyla da gerek Rusya, gerekse Türkiye bu yeni dalganın şekillendiricileri arasında olacak. Orta Asya ve Kafkasya ile Ortadoğu bölgesinin birbirine eklemlendirilmesi ile ortaya çıkacak pazar, küresel ekonominin işleyişi için hayati bir rol oynayacak. Bu kanımca şu anlama da geliyor; Ortadoğu'nun elini tutan Türkiye, Orta Asya ve Kafkasya'nın elini tutan Rusya ile ele ele tutuşmak durumunda. (Ermenistan ile ilişkilere de bu çerçevede bakmak anlamlı olur)

2- Yeni yapının, yani 'küresel kapitalist pazarın' olmazsa olmazı olan demokratikleşme sürecinin yeni pazar bölgesinde de Türkiye ve Rusya'dakine benzer biçimde şekillenmesi mümkün. Yeni pazar toplumlarının tarihsel, kökleşmiş bir demokrasi geçmişi yok. Kültürel kodları, sosyal ve ekonomik yapıları da Batılı anlamda bir demokrasi dalgasına elvermez. Lakin bazı değişimler olması kaçınılmaz ve bu ülkeler için de Jakoben bir demokratikleşme modeli söz konusu olabilir. Kapitalist mantık içerisinde demokrasinin anlamı sanıldığı gibi oy hakkı değil, kitlesel tüketim kültürüdür. Yani bir anlamda demokratik toplum, alışveriş kapasitesi olan geniş kitleler demektir. Bu bakımdan Rusya ve Türkiye tüm bu bölge açısından örnek modeller olarak tanımlanacaktır. Zira her iki ülkenin demokrasi kültürü de kendi özgün koşulları içerisinde şekillenmiştir ve sınırlı özgürlük alanına izin vermektedir. Mutlak değil, yeteri kadar demokrasi ilkesi geçerlidir. Yeni pazarda da en kısa vadede istenen muhtemelen bu model olacaktır.

3- Türkiye ve Rusya'nın konumları özellikle enerji arz ve geçiş güzergahları açısından paralellik gösteriyor. Birbiri ile rekabet ettiği kadar, birbirini tamamlamak zorunda olan ikili bir yapı söz konusu. İki ülke arasında 'barış içerisinde rekabet' modelinin geliştirilmesi uluslararası sistemin enerji güvenliği açısından vazgeçilemez bir durum. Kısaca Türkiye ve Rusya'nın yakınlaşması, uluslararası zeminin yeşerttiği bir siyasi ürün. Bu şimdiki zamanın gereği, yarın ise başka bir gün olabilir. Bu konuyu işlemeye devam edeceğim.

Deniz Ülke Arıboğan / Akşam



Bu haber 977 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,639 µs