'yargı darbesine' karşı ayakta | " /> 'yargı darbesine' karşı ayakta | "/>

En Sıcak Konular

Hukukçular 'yargı darbesine' karşı ayakta

19 Şubat 2010 09:04 tsi
Hukukçular 'yargı darbesine' karşı ayakta  
Üst yargıyı tartışmaya açan karara en büyük tepki İstanbul'dan geldi. Hukuk Dernekleri Platformu üyesi 14 dernek, HSYK'ya karşı ortak bildiri yayımladı.

Platform üyeleri adına bildiriyi okuyan Hukukçular Derneği Başkan Yardımcısı ve emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, "HSYK'nın savcıların yetkilerini kaldırma kararını; Anayasa ihlali, yargısız infaz, yargıya müdahale, hakim ve savcılara gözdağı olarak değerlendiriyor ve kınıyoruz." dedi. Kararın bir hukuk skandalı olduğunu vurgulayan Petek, HSYK'nın Anayasa'yı çiğnediğini belirtti. Hakimlik ve savcılık teminatının HSYK kararı ile yok edildiğini aktaran Petek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hakimler ve Savcılar Kanunu 77. maddesine göre, görevden el çektirme ancak haklarında soruşturma yapılan hakim ve savcılar hakkında uygulanabilir.

HSYK ise haklarında hiçbir soruşturma olmayan Erzurum cumhuriyet savcıları hakkında karar vermiştir. Anayasa'nın 139. maddesinde hakim ve savcıların azlolunamayacağı kabul edilerek, hakim ve savcıların denetiminin nasıl yapılacağı da 144. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre Adalet Bakanlığı'nın izni olmadan hakim ve savcılar hakkında soruşturma yapılamaz. Hakkında soruşturma olmayan savcılara bir disiplin işlemi olan görevden uzaklaştırma cezası verilmesi açık bir Anayasa ihlalidir." İstanbul Kadıköy Adliyesi önünde toplanan bir grup ise HSYK kararını protesto amaçlı pankart ve dövizler açtı. Grup adına bir basın açıklaması yapan avukat Gökhan Bozkurt, HSYK'nın Erzurum özel yetkili başsavcı vekili ve savcılarının yetkilerinin alınmasına ilişkin kararını kaygı ile karşıladıklarını söyledi. HSYK'nın bu kararının, gerek Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı hakkında soruşturmayı yürütecek yargı makamlarına gerekse yargısal faaliyette bulunan diğer kurumlara adeta gözdağı verme anlamı taşıdığını ileri süren Bozkurt, "Ortada ciddi bir demokrasi sorunu vardır. Maalesef demokrasi ve hukuk yara almıştır." açıklamasında bulundu.

Yargıçlar emir komuta zinciri içinde mi hareket ediyor?

HSYK'nın 'yargı darbesi' olarak tanımlanan kararına hukukçular ve sivil toplum örgütleri sert tepki gösterdi. Mazlum-Der üyesi bir grup, kararı HSYK önünde protesto etti. Grup, 'Yargı Cuntası' yazılı pankartlar açtı.

Grup adına yapılan açıklamada, alınan kararla özlük haklarını, atamalarını ve tayinlerini yürütmekle yükümlü idari kurum olan HSYK'nın hukukun alanına müdahale ettiği ve hukuki işleyişe tecavüz ettiği belirtildi. Kararla hukukun siyasallaştığını savunan grup üyeleri, "Bununla birlikte yargıcı darbesinin 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'e ifade vermesi için 26 Şubat'a kadar süre verilmiş iken gerçekleşmiş olması, yargıcıların emir-komuta zinciri içerisinde yer alıp almadığına dair şüpheler doğurmaktadır." ifadelerini kullandı. Eylem nedeniyle polisler çevrede yoğun güvenlik önlemi aldı. HSYK önü Çevik Kuvvet ekipleri tarafından kapatıldı.

HSYK, soruşturma sürecinde savcılara müdahale edemez

Nizam Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Emin Bayram, HSYK'nın yargıya darbe vurduğunu söyledi. Çok sayıda dernek üyesi avukatın destek verdiği açıklamada Bayram, Savcı İlhan Cihaner'le ilgili aramalar ve tutuklamalara karşı itiraz yolunun HSYK kanununda açık bir şekilde belirtildiğini hatırlattı. Soruşturma sürecindeki yetkili yargıç ve savcılara HSYK, Adalet Bakanlığı, Yüksek Mahkemeler veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın kesinlikle müdahale etme yetkisinin bulunmadığını anlatan Bayram, yargı bağımsızlığı ilkesinin buna engel olduğunu aktardı. Bayram sözlerini şöyle sürdürdü: "HSYK'nın 2006'da Şemdinli Savcısı'nın meslekten ihracı, 2009'da Ergenekon Davası savcılarını görevinden almaya teşebbüsü, bu arada bir HSYK üyesinin Ergenekon sanıklarından birisiyle çekilen fotoğrafları, son olarak Ergenekon soruşturması yapan Erzurum savcılarının görevden alınmaları, yargıya yapılan müdahalenin sadece birkaç örneğidir.''

Kurul, Anayasa hükümlerine aykırı karar veriyor

Anadolu Hukuk Derneği Başkanı Süleyman Gürkök, kararın Anayasa hükümlerine, HSYK kanununa aykırı bir uygulama olduğunu belirtti. Gürkök, şu ifadeleri kullandı: "Hakkında açılmış davalar ve birden fazla soruşturma dosyası bulunan birçok savcı ve hakim hakkında aylardır HSYK tarafından son karara benzer yönde hiçbir işlem yapılmamışken gözaltı işlemini yapan savcılar hakkında böyle bir karar alınması kurul hakkında korumacılık ve kayırmacılık yapıldığı izlenimi oluşturmaktadır ve bu karar manidar bir karar olarak değerlendirmeye açık bir durum almıştır." Hakim veya mahkeme kararlarına karşı kanun yollarına başvurma hakkının cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya katılanlara ait olduğunu bildiren Bayram, "Bunlardan herhangi birinin müracaatı olmaksızın, yargısal denetimi yapmakla görevli mercilerin bile bu denetimi yapması mümkün değil." dedi.
 
Yapılanları savunan Yargıtay tarafsızlığını yitiriyor

Konya, Aksaray ve Karamanlı hukukçular, HSYK'nın görev ve sorumluluğunu aşan bir karar aldığını açıkladı. Halkın Avukatları Platformu üyeleri, Türkiye'nin çok ciddi bir dönemeçten geçtiğini belirterek, Yargıtay'ın HSYK'nın yaptıklarını savunarak tarafsızlığını yitirdiğini ifade etti. Konya'daki toplantıya Halkın Avukatları Platformu üyeleri, Türkiye Barolar Birliği delegeleri, Hukuki Araştırma Derneği, Denge Hukukçular Derneği, Baran Hukukçular Derneği, Aksiyoner Hukukçular Derneği, Konya Aksaray ve Karaman Barosu Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Halkın Avukatları Platformu adına konuşan Sabahattin Batur, Ergenekon ve onun her mevkide bulunan tayfasının yeni yeni sıkıntılar icat ettiğini aktardı. Batur, "Terör örgütüne üye olmak iddiası ile gözaltına alınan ve tutuklanan Erzincan Başsavcısı hakkında ortaya atılan iddiaların vahameti ortadadır. Yargı mensupları içinde bu yasa dışı, yıkıcı zihniyeti taşıyan insanların olduğunu görmek üzüntü verici." dedi.

Ateş Hatinoğlu (Rize Baro Başkanı)

Türk yargısı siyaset çamuruna saplandı

Tüm vatandaşları, yargının tarafsızlığına, bağımsızlığına, saygınlığına ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkmaya çağırıyorum. Türk yargısı siyaset çamuruna saplandı. Yargı demokrasinin temelidir. Tarafsız olmayan, bağımsız olmayan yargının simlerini etkilemektedir. Artık kimsenin 'yargıya güvenin, inanın' demeye cesareti ve cüreti yoktur. Yargıyı bu duruma düşüren ve sorumluluğu olan herkesi kınıyoruz.

Prof. Dr. Ergun Özbudun (Bilkent Üniv.)

HSYK, yargı sürecine müdahale ediyor

HSYK, emir ve talimat veremez, genelge gösteremez, teklifte bulunamaz. Bu dolaylı olarak da olsa yargı sürecine müdahaledir. HSYK'nın yetki konusunda karar vermeye yetkisi yoktur. Eğer bireysel olarak disiplin meselesi söz konusu ise tabii ki ceza vermeye yetkilidir ama önce Adalet B akanlığı müfettişleri tarafından soruşturma yapılması gereklidir. Yargı reformu önemli yetkiye kavuşturulduğu takdirde HSYK daha demokratik bir konuma kavuşacaktır. Bugün HSYK aleyhine yargıya başvuramıyoruz. Bu Türkiye'de hukuk açısından son derece olumsuz bir durum.

Yusuf Tanrısever (Batman Baro Başkanı)

Hukuk, silah olarak kullanılıyor

HSYK'nın Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal ve diğer savcıların yetkilerini ellerinden alması çok yanlış. Türkiye'de son dönemde hukuk bir silah olarak kullanılıyor. Hukuku artık bir araç veya silah olarak kullanmaktan ziyade yalın hukuku uygulamamız gerektiğini düşünüyorum. Bu son dönemde yargıda maalesef aykırı kararlar görüyoruz. Bunu Danıştay katsayı kararında gördük. Ferhat Sarıkaya olayında da gördük. DTP'li milletvekillerinin dokunulmazlıkları ve yargılanmalarında da gördük. Erzincan Başsavcısı'nın tutuklanmasını buna koyabiliriz.

Mezher Yürek (Bitlis Baro Başkanı)

Yargı, politize edilmeye çalışılıyor

Ergenekon ismi ile bilinen davanın sürdüğü, buna bağlı olarak darbe teşebbüslerine ilişkin planların uygulamaya konulduğu ve bu cunta girişimlerinin sivil ayaklarını oluşturan bazı kişilerin yargıdan destek ve uygulayıcılarının gün yüzüne çıktığı bir dönemdeyiz. Bunları soruşturan savcıların hiçbir neden yok iken, haklarında herhangi bir şikâyet bulunmazken yetkilerinin ortadan kaldırılmaya çalışılması yargının politize edilmeye çalışıldığını gösteriyor.

Yalçın Topçu (BBP Genel Başkanı)

Hukukî değil, ideolojik bir karar

Yasama, yürütme ve yargıyı yerli yerine oturtacak bir anayasa lazım. Yargının bağımsız hale gelmesi şart. Ülkede herkes kamplara bölündü. Biri hukuki diyor uygulamaya, diğeri hukuk dışı diyor. Milletin kafası karışıyor. Bu kadar çok başlı bir hukuk yapısında olacağı buydu. Türkiye'de hukuk mekanizması temelden yeniden yapılandırılmalı. HSYK'nın kararı hukuki değil, ideolojik ve siyasi bir karar gibi görünüyor. Hukuki bir karar demeyi millet vicdanı kabul etmez.

İsmail Kahveci (K.Maraş Baro Başkanı)

Savcı ve hâkimlere gözdağı veriliyor

HSYK'nın Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'ın özel yetkisini kaldırması, hukuksuz bir işlemdir. Bir savcının yürüttüğü soruşturma sebebiyle yetkisinin alınması, yargı bağımsızlığına doğrudan bir müdahale niteliğindedir. HSYK'nın bu işlemi ile yargı bağımsızlığı gerçekten büyük bir yara almıştır. Yargıya yapılan her türlü müdahale, gerek siyasi gerekse idari olsun hukuksuzdur. HSYK, yürütülen bir soruşturmayı denetleme yetkisine sahip değildir. Eğer böyle hukuksuz bir teamül oluşursa, Türkiye'de hiçbir savcı ve hakim, görevini bağımsız ve özgür bir şekilde yürütemez.

Şeref Malkoç (SP Genel Bşk. Yrd.)

HSYK, yargıya müdahale etti

HSYK, 28 Şubat sürecinde Yargıtay üyeleri, Ankara Adliyesi'nin hâkim ve savcıları Genelkurmay'da brifinge çağrılıp talimatla oturup kalkarken sesi çıkmıyordu. HSYK'nın vicdana ve yasalara uyması gerekiyor. HSYK hukuku zorluyor. Geçmiş yıllarda Van'da bir cumhuriyet savcısı, görevini yaptı diye HSYK bu savcıyı atıp aç bırakmıştı. Yargıya sürülebilecek en büyük lekelerden biri budur. Yargıya yapılan bir müdahaledir. HSYK'nın olayla ilgili araştırma yapmadan, raporları almadan böyle bir tasarrufta bulunması, önümüzdeki dönemlerde yargının çok daha kötü bir noktaya geleceğinin işaretidir.

Prof. Dr. Serap Yazıcı (Bilgi Üniversitesi)

Batı demokrasisindeki standarda gelinmeli

HSYK benzeri organların hâkim ve savcılar üzerinde verdiği kararlar çok önemlidir. Tayinleri, terfileri ve nihayet disiplin soruşturmaları ile ilgili işlemler üzerinde kararlar verir. Bu kararların hukuka uygun olması ve keyfi olmaması için belirli yapısal özelliklere sahip olması gerekir. Öncelikle Türkiye'nin, HSYK'yı Batı demokrasilerindeki standarda uygun hale getirmesi gerekir. Kurumun aldığı kararlar karşısında toplumun tüm kesimlerinde güven oluşsun.

Salim Uslu (Hak-İş Genel Başkanı)

Yargıya darbe vuruldu

Yargıya bizzat HSYK eliyle darbe vurulmuştur. Şemdinli davasını yürüten Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın başına gelenler ve Ergenekon savcılarının yerlerinin değiştirilmesine ilişkin çabaların ardından, şimdi de Erzurum savcılarına gözdağı veriliyor. HSYK'nın yargıç teminatını sağlaması, özgürlük ve güvenlik duygusunu güçlendirmesi ve destek olması gerekirken, tam tersine yetkisini aşarak cezalandırmak istemesi yadırganacak bir durumdur.

Rıdvan Kaya (Özgür-Der Genel Bşk.)

Cuntacıları koruyan kurul işlevini kaybetti

HSYK ve YARSAV, yargının bağımsızlığı önünde durmakta ve soruşturması süren yargı karşısında darbe niteliğinde bir karara imza atmıştır. Bu şekilde açıkça Ergenekon ve türevi darbeci oluşumların açığa çıkartılmasına yönelik hukuki çabalar baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. HSYK'nın yüksek yargıdan gelen üyelerinin verdikleri bu karar darbeci, cuntacı oluşumlara kol kanat germekten başka ne anlama gelebilir? HSYK, 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'in sorgulanmasını mı önlemeye çalışıyor? Ergenekonculara hizmet eden bu kurum, artık toplum adına işlevliliğini kaybetmiştir.

Hasan Hüseyin Tanrıverdi (Avukat)

Kurul, verdiği kararın gerekçesini açıklamalı

HSYK'nın kararı fahiş bir hatadır. Bugünden itibaren Ergenekon davasına bakan hakim ve savcılar da her dakika görevden alınma endişesi taşıyacaklar. HSYK'nın kararı, siyasi bir karar. HSYK, bu kişiler görevlerini yaparken, araştırma ve tahkikatlarını yaparken neredeydi? Siz bu safhaya kadar meselenin içinde olmadıysanız, bugün ne değişti de böyle bir karar alındı? Bu kararı verirken hangi kıstaslara göre hareket edildiğinin açıklanması lazım. Bu durum hukuki değil, hakkaniyetli de değil. HSYK, verdiği kararın gerekçesini ivedikle açıklamalı. Vicdanları rahatlatacak şekilde bir açıklama yapılmalı.

Sinan Kılıçkaya (Hukukçular Birliği Vakfı)

HSYK'nın kararı Anayasa'ya aykırı

Hukukun belirlediği yöntemler arasında savcının yetkisinin alınması yoktur. Bu yönüyle HSYK'nın kararı hukuksuzdur. Hakim ve savcıların yetkilendirilmeleri, görev yerlerinin değiştirilmesi, belirli ilkeler ve kurallar çerçevesinde olur. HSYK'nın bu ilke ve kurallara aykırı olarak sadece yürüttüğü soruşturma ve bu soruşturmada ortaya çıkan sonuçlar nedeniyle savcının yetkisi kaldırılmaz.

Gültekin Avcı (Eski Savcı)

HSYK, bu hukuk cinayetinde ezilir

İkinci bir Ferhat Sarıkaya vakası planlanıyorsa, bu hukuk cinayetinin altında kalırlar. Bu millet, bunu kaldırmaz. HSYK, tamamen ideolojik yaklaşıyor. Bu memlekette Cumhurbaşkanı'nın soruşturulamayacağı ve yargılanamayacağının duvar gibi Anayasa'nın 105. maddesinde olduğunu bilenler göz göre göre soruşturulmasına hukuksuzca tevessül ederken, suç işlediği düşünülen bir başsavcının tutuklanması neden infial doğurur, anlamak kâbil değil.

Ahmet Çağlayan (Emekli DGM Hakimi)

Kurul, verdiği kararla yetki gasbı yaptı

Anayasa'da hâkim ve savcı teminatı var. HSYK, davayı incelemeden, "seni görevden aldım" diyemez. Bu, yargıya müdahaledir. Anayasa'nın 138. maddesinde, "Hiçbir organ, makam, merci ve kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisi'nde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organlarıyla idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır.

zaman



Bu haber 606 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,210 µs