Türk iş adamı, Ergenekon ve asker

17 Şubat 2010 08:21 tsi
"Boyner'in ağzından Türk sanayicilerinin Ergenekon sürecinin bir temizlik hamlesi olduğunu söylemesi...Türkiye açısından son derece değerli ve önemlidir"

Önemli sözler sarf etti Ümit Boyner: "Demokrasinin sivilleşmesi, askeri bürokrasinin, bürokrasimizin tüm kesimleri gibi siyasal otoriteye tabi olmasını ve kamu yönetiminde gerçekleştirilen iş bölümü gereği ulusal savunma görevini yerine getirmek üzere düzenlenmesini gerektiriyor...

Ergenekon hukuk sürecini net bir bakışla tanımladı:

"Sürecin süratle yürütülmesi için soruşturmayı yürüten birimlere kaynak ve kadro desteği sağlanmalıdır. Ayrıca tüm siyasi kesimler yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürebilecek açıklamalardan kaçınmalıdır..."

Toplum devlet ilişkilerine bakışı aynı demokrat rengi taşıyordu:

"Özünde vatandaşla devlet ilişkisini yeniden düzenleyen, vatandaşını öne koyan, vatandaşının etnik ve dini kimliği, inancı ne olursa olsun yeni bir sosyal kontrattan bahsediyoruz. Devlet Kürt vatandaşları ile barışmalıdır, devlet Alevi vatandaşları ile barışmalıdır. Devletin vatandaşına küsme hakkı yoktur."

Ümit Boyner TÜSİAD'ın yeni başkanı...

Boyner'in gerek TÜSİAD Başkanı seçilmiş olması gerek başkan olarak yaptığı ilk konuşmadaki kararlılık, netlik ve cesaret Türkiye'nin ne denli önemli bir virajı döndüğünün ciddi bir göstergesidir.

Boyner'in temsil gücü ve çıkışı, Türkiye'de olup bitenlerin birkaç grup arasındaki güç mücadelesini değil, topyekûn bir değişimi anlattığını bir kez daha göstermektedir.

Ne tek başına siyasi iktidarın varoluş kavgası, ne tek başına bir cemaatin adını, ne tek başına askeri gücün kırılmasına yönelik bir yeni denge arayışı girişimi...

Evet, tersine demokrasiye doğru topyekûn bir değişim...

Bu değişimin sancıları...

Bu değişimin niteliği...

Bu değişimin ilkeleri...

Bu değişim hedefleri...

Bunları görmek ve anlamak lazım...

Türkiye'yi anlamak için yaşananlara bu açıdan bakmak lazım...

Türkiye'ye, refaha, huzura, gelişmişliğe, özgürlüğe katkıda bulunmak için yaşananlara bu açıdan katkıda bulunmak lazım...

Ümit Boyner'in ve TÜSİAD'ın yaptığı budur.

TÜSİAD Türk sanayicilerini temsil ediyor.

TÜSİAD çıkışları ve tavırlarıyla Türk siyasetinde her zaman etkili olmuştur.

TÜSİAD'a özellikle genç kuşaklar hakim.

Türk sanayicisi geleneksel olarak siyasi güç karşısında özerk olmayı becerememiş, siyasi iktidarlar ve başta asker olmak üzere iktidar merkezleri karşısında tedirgin, hatta sıkça bağımlı bir yapı oluşturmuştur.

TÜSİAD 1990'lı yıllardan itibaren çıkışları ve tutumuyla bu yapıyı kırmaya çalışmıştır.

Cem Boyner'in TÜSİAD başkanı olduğu dönem ve sonrasında izlenen bu yolun bugün geldiği nokta, trenin rayına tam olarak oturduğunu gösteriyor.

Boyner'in ağzından Türk sanayicilerinin Ergenekon sürecinin bir temizlik hamlesi olduğunu söylemesi, demokratik ve hukuki araçlarla yaşanan bir sivilleşme olduğunu vurgulaması, askerin siyasi işlevlerinden arınmasının demokrasinin olmazsa olmazı olduğunun ifade etmesi, özetle "fayda"dan "ilke"ye dev gibi kapı açması, Türkiye açısından son derece değerli ve önemlidir.

Sadece alınan yolu göstermez...

Alınacak yoldaki açıklığa da işaret eder.

Bu ülkede her geçen gün suikastlara dair planlar ve bombalar bulunuyor, muvazzaf generaller ifade veriyor, yeni iddianameler ortaya çıkıyor...

Diğer taraftan kimileri yeni kapatma davalarını hazırlama ve tahrik etme peşinde koşuyor...

Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi direnç ve statükoyu temsil etmeye alabildiğine devam ediyorlar...

Yara hala açık...

Her ses bunun için değerli...

TÜSİAD'ın duruşu bunun için önemli...

Ali Bayramoğlu / Yeni Şafak

Bu haber 464 defa okundu.